Sahil Güvenlik tarafından tahliye edildikten sonra tekrardan yangının sıfır noktasına doğru yola çıktığımız zaman alevlerin ve dumanların neredeyse tüm Çökertme bölgesini kapladığını gördük.
Hanay Sitesi etrafında şiddetlenen yangın, biz tekrardan bölgeye gelene kadar yaklaşık 2 kilometre kadar ilerlemişti. Jandarma, mahallenin hızla tahliye edilmesi için anonslar yaparken, yangına canla başla müdahale eden ekipler, alevlerin şiddeti karşısında çaresiz kalarak geri çekiliyordu.
Yangının yola sıçrama tehlikesiyle nedeniyle çekildiğimi bölgede ise ev ve yaşayan insan sayısı daha fazlaydı. Tedbir amacıyla buranın da tahliye edilmesini isteyen jandarma ekiplerine vatandaş, "Benim hayvanlarım burada. Onları bırakamam, denize giderim. Deniz bizi korur" diyerek cevap verdi. Bir köylü ise büyükbaş hayvanlarının ipini çözerek serbest bırakırken "Giderlerse gitsinler" diye konuştu.
'Kardeşim orada, alevlerin ortasında'
Yangının tekrardan kuvvetlenmesiyle beraber bölgeden ayrılmadan hemen önce bir kadın yanımıza gelerek, "Kardeşim orada, alevlerin ortasında. Yardım istiyor ama bunlar (itfaiye) kaçıyor" diyerek kardeşinin zor durumda olduğunu belirtti. Ertesi gün yetkililerle yaptığımız görüşmelerde, o bölgede can kaybının olmadığını öğrendik.
Yangın sonrası Hanay Sitesi’nden tahliye edilen vatandaşlar, eşyalarını almak ve evlerini kontrol etmek için dönmüşlerdi. Bölgedeki ağaçlı tepelerin tamamı yangında kül olmuş, tepeler adeta çıplak kalmıştı.
Ağaçlardan geri kalan küller, rüzgar nedeniyle üstümüze düşüyor, vatandaşlar doğanın yok olduğunu ve artık burada yaşanmayacağını söylüyordu.
Yangın yeniden başlıyor: Bu sefer çok güçlü
Ardından Halk TV’de Can Coşkun’un sunduğu Haber Masası programında bölgedeki gelişmeleri aktardığım sırada, arkamda bulunan makilik alanda, küçük de olsa bir alev göründü. Yayın sonrası karşılaştığımız OGM şefleri, o bölgeye hızlıca müdahale edileceğini, sorun çıkacağını düşünmediklerini söyledi.
Bu bilgiler ve gördüklerimizle beraber artık Çökertme yangınının kontrol altına alındığını düşünerek kalmakta olduğumuz Milas’a döndüğümde ise sosyal medyada tekrardan yangının başladığına dair paylaşımlar gördük. Milas Belediyesi’nde görevli kişilerle yaptığımız görüşmelerde yangının tekrar çıktığını öğrenirken ‘’Bu sefer çok güçlü. Santrale doğru hızla gidiyor’’ yanıtını aldık.
Korkulan oldu: Yangın termik santralde
Yangının şiddetlenmesiyle beraber havadan ve karadan müdahale de yoğunlaştı. İki helikopter, bir uçakla yapılan müdahale sonucunda Türkevleri civarında alevlerin boyutu azalırken, tepenin ardından rüzgarın etkisiyle yangının büyüdüğünü gördük. Havanın kararmasıyla beraber havadan müdahaleler biterken rüzgar, yangını santrale doğru beslemeye başladı. Santralin tepesinden gözüken alevler, vatandaşları korku veriyordu. Mahalleyi terk eden sayısı zaman geçtikçe artıyordu fakat itfaiyenin ve görevlilerin alevlere müdahalesi canları pahasına sürüyordu.
Rüzgarın tekrardan kuvvetlenmesiyle beraber yangın, aniden termik santralin içine girdi. Kimsenin ne olduğunu anlamadığı anlarda, termik santralden yükselen siren sesleri, yaşananlar hakkında herkesin endişelenmesine neden oldu. Yangının termik santralin üst bölümünde etkisini göstermesiyle beraber içeride müdahale eden tüm çalışanlar da dışarı çıkarıldı. Jandarma, hızlı bir şekilde Türkevleri Mahallesi’ni de tahliye etti.
Son anlara kadar bulunduğumuz noktada, alevlerin saçtığı kıvılcımlar, arkamızdaki ağaçları yakmaya başlarken, TOMA, alevlere müdahale ediyordu.
Ören’e geçtiğimiz zaman Ören’in de içinde olduğu pekçok bölgenin tahliye edildiği bilgisini aldık. Kara ve deniz yoluyla yapılan tahliye işlemini iskeleden Sahil Güvenlik yaparken otogardan Muğla Büyükşehir Belediyesi gerçekleştirdi.
Kalacak yeri olmayan vatandaşlar, KYK yurtlarına yerleştirilirken bölgedeki yangın gece boyunca korkuya neden oldu.
Gün doğunca afetin boyutu anlaşıldı: Türkevleri’nde yeşil kalmadı
Sabah saatlerinde geri geldiğimiz tahliye edilen Türkevleri Mahallesi’nin girişinde jandarma ekipleri bizi içeri almazken ‘’Gazeteciler listeye göre alınıyor’’ dedi. Bölgede bulunan bir dereyi aşarak girdiğimiz Türkevleri Mahallesi’nde vatandaşlar, kalan eşyalarını almaya ya da hayvanlarına bakmaya gelmişti.
Yerleşim yerlerinin hemen arkasında bulunan tepe, bizim ilk geldiğimiz gün yemyeşildi. Fakat 5 Ağustos günü itibariyle o yeşilliklerin hepsi kara bir leke olarak duruyor.
Cam gibi denizin rengi değişti
Türkevleri, deniziyle ünlü olan bir yerleşim yeri. İlk günden bu yana denize baktığımız zaman ne kadar güzel olduğunu düşünüyorduk fakat bugün itibariyle o denizin rengi, yangın sonrası esen rüzgarın getirdiği küller nedeniyle değişti. Yolda yürüdüğümüz zaman ise üstümüze hala kül düşüyor.