Sırrı Süreyya Önder’den Et ve Süt Kurumu’na: Kardeşim ben size ne yaptım?

Sırrı Süreyya Önder, 108 sanıklı Kobani davası mağdurları arasında Et ve Süt Kurumu'nun olmasına tepki gösterdi.

Selahattin Demirtaş'ın arasında bulunduğu 108 sanıklı Kobani davasında konuşan eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, davanın mağdurları arasında Et ve Süt Kurumu'nun da olmasına tepki gösterdi. Önder, "Siz benim 38 kez müebbetle yargılanmamı isteyen bir davaya niye müdahil oluyorsunuz?" dedi.

Eski HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş‘ın aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobani Davası’nın ikinci duruşması ikinci gününde bugün devam etti.

ankaragazetecisi.com'da yer alan habere göre, Sincan Cezaevi‘ndeki salonda Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılamanın öğleden sonraki oturumunda Nazmi Gür, Ali Ürküt, Can Memiş, Cihan Erdal, Emine Ayna, Sırrı Süreyya Önder, Alp Altınörs, İbrahim Binici, Bülent Parmaksız, İsmail Şengül, Mesut Bağcık, Zeki Çelik, Nezih Çapan, Ayşe Yağcı, Bircan Yorulmaz, Berfin Özgü Köse, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli ve Beyza Üstün konuştu.

Eski HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Cumhuriyet tarihi boyunca mahkemelerin etkisinden söz ederek, şunları kaydetti:

“Cumhuriyet zannedildiği gibi ulusal kurtuluş savaşı ile kurulmamıştır. Önemli bir bağımsızlık mücadelesi verilmiştir, tamam ama 100 yıllık tarihine baktığımızda burada rejim mahkemelerde kurulmuştur. İstiklal Mahkemeleri ile başlayan süreçte DGM, sıkıyönetim mahkemeleri, OHAL mahkemeleri, yüksek yetkili mahkemeler; adını unuttuğum yüzlerce mahkeme bir sopa işlevi görmüştür. ‘Yargı siyasallaşmış’ kavramı gerçeği açıklamaya yeten bir kavram değil siyaset yargısallaşmıştır. Bu bugünün işi de değil. Dün de öyleydi bugün de böyle. Belli ki demokrasi bize selam verene kadar devam edecek.”

Kuruluşunda ve fikriyatında emeği olan, ilk vekili olma onurunu taşıdığı bir siyasi partinin davası görüldüğünü dile getiren Önder, şöyle konuştu:

“6 milyonun üzerinde oy alıyoruz. Bu siyasal yapı topyekün bir terör organizasyonu olmakla itham ediliyor. Bir hukukçu değilim, sayarsanız bir sanatçıyım sıradan insandan daha fazla duyarlılık, sorumluluk sahibiyim. Ömrüm demokrasi mücadelesi ve bunun bedelini ödemekle geçmiş. Ceza, cezaevi gibi şeylerin bizim üzerimizde bir yaptırım değeri yok. Elbette özlenen, tercih edilen mekanlar değil ama bunlar yüzünden tutumundan tasarruf edecek insanlar değiliz. Bu bizim için bir yaşam biçimidir; su gibi, ekmek gibi, hava gibidir. Bu memlekette yaşananların adını doğru koymazsak hiçbir yere gidemeyiz. Bugün Filistin konusunda gösterilen topyekün hassasiyet neyse dün Kobanî konusunda gösterilen topyekün hassasiyet aynıdır. Tek bir farkla provokasyon yoktur.”

Önder, "dünyanın hiçbir yerinde 6 milyonluk bir terör örgütü olmadığını" ifade etti. “Dünyanın birçok ülkesinin nüfusundan fazla terör örgütü olur mu?” diye soran Önder, şu değerlendirmede bulundu:

“Öyle bir itham varsa akla gelecek soru, ‘bu terörden başka bir şey olmasın’ olmalıdır. Temel refleksimizin bu olması gerekir. Nedir bir ülkede 6 milyon insanı olağan şüpheli de değil kesin suçlu statüsüne iten? 24 saat belirlenmiş kanallarda bize küfür ve hakaret ediliyor. Orada kendimizi ifade etme anlamında en ufak bir alan açılmıyor. Bunu yapanların da omuzlarında yargı kılıcı bir o yanda bir bu yanda sallanıyor. Bu reva mıdır? Değildir, bugünler geçecek. Bu topraklar hikmetli insanların bereketli olduğu topraklardır. Bu bir avuç nefret söylemiyle dolu, kendini ancak Kürt düşmanlığı ile var eden vasıfsız insanlar bir gün siyaset sahnesinden silinip gidecekler. Ama yazık değil mi bu insanlara.”

Et ve Süt Kurumu'na tepki 

Davanın müdahilleri arasında Et ve Süt Kurumu’nun da olduğuna işaret eden Önder, “Et ve Süt Kurumunun temsilcisi oradaysa sorayım, kardeşim ben size ne yaptım? Etinizi mi yedim, sütünüzü mü döktüm? Siz benim 38 kez müebbetle yargılanmamı isteyen bir davaya niye müdahil oluyorsunuz?" dedi.

 

Türkiye Haberleri