Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kanal-D, CNN Türk ortak yayınında soruları yanıtlarken, aynı noktaya bakması dikkat çekmişti. Program sırasında kamera açısına giren bir görüntü, Erdoğan'ın prompter kullandığını gösterdi. Gazeteci Murat Yetkin, kendi internet sitesinde kaleme aldığı yazısında canlı yayında sorulara yanıt verirken prompter kullanmanın mümkün olmadığını belirterek, "Biraz televizyonculuk yapmışlığımız vardır. Rastgele gelecek sorulara uygun yanıtları anında bulup o bölümü prompter ekranına yansıtmak öyle kolay ve anında yapılacak bir iş değildir. Erdoğan’ın propaganda ekibinin soruları, en azından soru konularını, “sorulacak” sırayla programa gazeteci sıfatıyla çağırılanlara vermiş, ya da telkin etmiş, önermiş olması ihtimali vardır. Yani bildik propaganda usulü; “cevaplara sorular” durumu" dedi.
Yetkin, aynı saatlerde Habertük’teki canlı yayınını bitiren DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın “Prompter kullanmadan soruları cevapladığım bir yayını daha geride bıraktık” dediğini de aktardı.
'Prompter milli güvenlik sorununa dönüşebilir'
"Ama bu durum akla birçok şeyi getiriyor" diyen Yetkin, "Prompter’ı kim yönetiyor?" ve "Prompter ne kadar güvenli?" sorularına yanıt aradı. Yetkin'in yazısından ilgili bölüm şöyle:
1- Prompter’ı kim yönetiyor? Akla ilk gelen, doğal olarak Fahrettin Altun başkanlığındaki Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı. Ancak bu önemli görevi, yani Cumhurbaşkanının vatandaşlara ne söyleyeceğini, yani devlet politikasının sorumluluğunu tek başına Altun ve metin yazarları ekibine yıkmak da biraz insafsızlık olur. Öyleyse zaten artık söylenecek bir şey kalmaz çünkü. O zaman Cumhurbaşkanının hangi konuda neyi söylemesi gerektiğini önceden belirleyen perde arkası ekibi kim? Amaç Cumhurbaşkanının boş bulunup doğrudan aklından geçeni, gerçek görüş ve düşüncelerini söylemesini engellemek mi? Bu bir Milli Güvenlik sorunu sayılmaz mı?
2-Prompter ne kadar güvenli? “Deep fake” (Türkçeye “derin sahtekârlık” olarak çevirebiliriz) denilen teknolojilerle artık herkese her şeyin söyletilebildiği “Yapay zeka” çağındayız. Amerikan seçimlerine Rusya’nın bilgisayar korsanlarıyla müdahale etme iddialarının devlet başkanları düzeyinde konuşulduğu bir dönemdeyiz. Prompter cihazları neticede bir bilgisayara ve o bilgisayarın başında klavyeyi kullanana bağlı. Cumhurbaşkanının promter cihazına bu kadar bağımlı hale gelmesi Türkiye için bit milli güvenlik sorununa dönüşebilir; kötü niyetli ve becerikli bir bilgisayar korsanları ekibine bakar herhangi bir konuşma sırasında o bilgisayarı ele geçirmek. Bunu söylemek dahi bir uzmanlık gerektirmiyor; haberleri izlemek yeterli.