CHP'li Kılınç'tan sansür yasası çıkışı: AKP’yi, MHP’yi destekleyen yerel gazetecileri örnek gösterdi

CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, sansür yasasına tepki gösterdi ve “Bu düzenlemede AKP’yi destekleyen, MHP’yi destekleyen yerel gazeteciler de yok. Onların da tutumu bu yasa teklifinin kendilerini yok etme sürecini hızlandıracağı yönünde" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, TBMM Genel Kurulu’nda dün gece ‘Sansür Yasası’ teklifi üzerine konuştu. Kılınç, “Bu düzenlemede AKP’yi destekleyen, MHP’yi destekleyen yerel gazeteciler de yok. Onların da tutumu bu yasa teklifinin kendilerini yok etme sürecini hızlandıracağı yönünde AKP’nin medyayla ilgili operasyonları tabii ki Türkiye'nin basın ve demokrasi birikimleriyle ortadan kaldırılacak, AKP’nin medya alanını bir operasyon alanı hâline getirmesi çok kısa bir zamanda son bulacak. Bunu hangi anlayışla yapacağız? Rehberimiz Büyük Atatürk olacak ve onun gösterdiği yol” dedi.

Sözkonusu teklifin 12'nci maddesinin basın kartlarıyla ilgili sınırlamaları düzenlediğini belirten Kılınç şunları söyledi:

Bu sınırlamalar içerisinde düzenlenen bir bölümle basın kartı sahibi olanların ayrıca basın dışı faaliyetlerde bulunamayacağı -ki bunların içerisinde ticari faaliyetler de var- düzenleniyor. Ancak, diğer taraftan, bir başka maddeyle yapılan düzenlemede vakıf, dernek yöneticilerine ve mensuplarına da basın kartı verilerek büyük bir tezat oluşuyor, dolayısıyla söz konusu düzenleme bir yanıyla yeni sorunlara neden olacak bir düzenleme olarak görülüyor.

'Medya operasyonları düzenlenmeye çalışılıyor'

Şimdi, 12'nci maddeyle ilgili durum bu, 12'nci maddenin dışında, ayrıca, Basın Kartları Komisyonu’yla ilgili de durum yine yapılan düzenlemeyle şu hâle gelmiş oluyor: Basın Kartları Komisyonu’nun hamisi durumuna gelecek olan İletişim Başkanı, Basın Kartları Komisyonu’nda bir gazetecinin bile bulunmasına tahammül edemeyecek noktaya gelmiş. 9 kişilik Basın Kartları Komisyonu’nda gazetecilerin bulunmasına müsaade edilmeyecek her türlü önlem alınmaya çalışılmış. Bunlarla sınırlı değil tabii. Bu neden yapılıyor? Çünkü bu yasayla aynı zamanda medya operasyonları düzenlenmeye çalışılıyor.

'TBMM’ye parmak sallamasına kadar gitmiş'

Şimdi, biz bu yasa teklifini komisyonlarda haziran ayında görüştük, iki komisyon görüşmesinden sonra yasa teklifinin Genel Kurula gelmesi ertelendi ve bazı değişiklikler gerçekleştirildi. Bu değişikliklerden biri de yine Basın Kartı Komisyonu’nun kararlarının İletişim Başkanlığı tarafından onaylanmasının kaldırılması şeklinde oldu. Belli ki İletişim Başkanı’nın bazı düzenlemelerin kaldırılmasından ve ertelenmesinden duyduğu rahatsızlık TBMM’ye parmak sallamasına kadar gitmiş; en hafifinden gönderme niteliğinde bir karar almış oldu, bu karar da yasa teklifi ertelendikten sonra 5 Ağustos tarihinde bir Twitter paylaşımıyla ortaya çıktı. Bu Twitter paylaşımında, İletişim Başkanı, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi kurulduğunu ve Başkanının da atandığını ilan etti.

'Meslek örgütlerinin büyük bölümü karşı'

Bir yanıyla ‘sansür’ olarak değerlendirilen ama sadece bununla sınırlı kalmayan, diğer taraftan, yasa teklifini getiren arkadaşlarımız tarafından ‘dezenformasyon yasası’ olarak değerlendirilen -ki kesinlikle bir dezenformasyon mücadelesinin hiçbir unsurunu barındırmadığı gibi dezenformasyonu gölgelemeye yönelik bir düzenleme olan bu düzenleme- aynı zamanda, meslek örgütlerinin çok önemli bir kısmının karşı çıktığı, çok önemli bir kısmının katılmadığı ve desteklemediği bir düzenleme. Bu düzenlemede Adalet ve Kalkınma Partisi’ni destekleyen, Milliyetçi Hareket Partisi’ni destekleyen yerel gazeteciler de yok. Onların da tutumu bu yasa teklifinin kendilerini yok etme sürecini hızlandıracağı yönünde.

'Rehberimiz Büyük Atatürk olacak'

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin medyayla ilgili operasyonları tabii ki Türkiye'nin basın ve demokrasi birikimleriyle ortadan kaldırılacak, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin medya alanını bir operasyon alanı hâline getirmesi çok kısa bir zamanda son bulacak. Bunu hangi anlayışla yapacağız? Rehberimiz Büyük Atatürk olacak ve onun gösterdiği yol. Atatürk: ‘Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, hülasa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir’ demekte. Bu yasa teklifi, dezenformasyon odaklarını gölgelemeyi amaçlamaktadır. Dezenformasyon odakları doğru bilgiyle, halkın doğru bilgilendirilmesiyle, özgür ve bağımsız medyanın gücüyle engellenebilir.

Türkiye Haberleri