Dünya Gazetesi yazarı Zeynep Gürcanlı bugünkü yazısında Türk dış politikasında yaşanan savrulmaların bedelinin 'Türkiye'nin çember dışında bırakılması' olduğunu yazdı. İşte Gürcanlı'nın yazısı:
Türk dış politikası uzun süredir bir savrulma dönemi yaşıyor;
Kişisel kızgınların ya da dini/mezhepsel siyasi yaklaşımların devletler arası ilişkilere yansıması;
Yaşanan küslük dönemleri;
Ardından birden bire gelen barışmalar.
İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Suudi Arabistan’la normalleşme çabasına, tüm bu süreçler geçilerek varıldı. Ancak elbette yaşanan bu savrulmaların Türkiye’ye bedeli olması kaçınılmaz.
Bıraktığın gibi bulamamak
AK Parti hükümetinin bugünlerdeki en büyük sorunu “oyun bozuyoruz” diye çıkılan yolda umulan bulunamayınca, geri dönüşte yaşananlar;
Doğu Akdeniz’de, Ortadoğu’da, hatta ABD ile ilişkilerde yaşanan dış politika savrulmalarının en büyük bedeli, dönülen noktanın artık “bırakıldığı dönemden çok farklı” hale gelmesi.
Akdeniz’de Rum-Yunan ikilisinin kurduğu cepheleşme, AK Parti bölgede kiminle normalleşirse normalleşsin, Türkiye’nin önüne çıkıyor.
Mesela İsrail; Türkiye ile normalleşme yolunda attığı her adımda, mutlaka Rum-Yunan’a dönüp, “bu durum sizinle ilişkimi etkilemez” deme ihtiyacı duyuyor.
ABD, NATO’nun ikinci güçlü ordusuna sahip Türkiye yerine bölgede Yunanistan’la işbirliği yapmayı tercih ediyor.
Ukrayna krizi gibi dünyayı savaşın eşiğine getiren bir meselede, ABD Başkanı Biden NATO’daki pek çok müttefikini şahsen arar, görüş sorar, işbirliği teklif ederken, Türkiye –deyim yerindeyse- çember dışında bırakılıyor. Biden’ın 11 Şubat’ta NATO üyesi liderlerle yaptığı, İngiltere’den Almanya’ya, Fransa’dan Polonya’ya, Kanada ve Avrupa Birliği’ne kadar pek çok liderin katıldığı video konferansa, Türkiye’nin dahil edilmemiş olması bunun örneği.
Rum-Yunan ikilisinin kurduğu oyun, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik perspektifini de iyiden iyiye çıkmaza sokmuş durumda; Artık Akdeniz’de yaşanan her sorunda, Türkiye’nin karşısına Atina ya da Kıbrıslı Rumlar değil, Avrupa Birliği çıkıyor.
Ortadoğu’da da durum pek farklı değil; Mısır’la normalleşme Libya’daki Türk askeri varlığına, İsrail’le normalleşme ya Yunan-Rum ikilisi, ya İran, ya da Filistin’le ilişkilere bağlanıyor. Bu açıdan bakınca AK Parti hükümetinin yıllardır Filistin deyince seçtiği muhatabı değiştirmesi kritik önemde; Artık Ankara’nın Hamas yerine, Mahmud Abbas’la ilişki kurması, İsrail’le normalleşmenin bedeli aslında.