KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman Devlet Bahçeli'ye ilk kez yanıt verdi

KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, MHP Lideri Bahçeli’nin "82. il" çıkışına dair sessizliğini bozdu. Ankara ile ilişkilerin "monolog değil diyalog" zemininde yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Erhürman, "Buradan Ankara’ya konuşmayı hiç tercih etmedim. Türkiye ile ilişkilerimiz kıyaslanamayacak kadar özeldir" diyerek, temasların kesintisiz sürdüğünü ve herhangi bir sorun olmadığını belirtti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, görevinin ikinci ayına yaklaşırken Cumhurbaşkanlığı’nda Türkiye’den gelen bir grup gazeteci ile buluştu. Müzakere süreçlerinden iç politikaya, ekonomiden Ankara ile ilişkilere kadar geniş bir yelpazede soruları yanıtlayan Erhürman, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçim sonrası yaptığı "KKTC 82'nci il olsun" çıkışına da ilk kez doğrudan yanıt vererek, sürecin "monolog değil diyalog" zemininde yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

“ANKARA İLE İLİŞKİLERİ MONOLOG DEĞİL, DİYALOG YOLUYLA GÖTÜRÜYORUZ”

Erhürman, MHP Lideri Bahçeli’nin açıklamalarının Ankara’da ittifak içinde krize yol açtığı yönündeki yorumların sorulması üzerine, Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkilerin başka iki devletle kıyaslanamayacak kadar özel olduğunu belirtti. Ankara ile iletişimin çok boyutlu ve kesintisiz sürdüğünü ifade eden Erhürman, şu ifadeleri kullandı:

“Ben, buradan Ankara’ya konuşmayı, Ankara’dan buraya konuşulmasını tercih etmedim hiçbir zaman. Karşılıklı monologlar değil, diyalog yoluyla sürdürülmesi gereken bir iletişimimiz olması gerektiğini düşünüyorum. Zaten hep söylerim; Türkiye Cumhuriyeti-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkileri, başka herhangi iki devletin ilişkileriyle kıyaslanamayacak kadar özel ilişkiler. Dolayısıyla bu ilişkilerin özelliğinin gerektirdiği hassasiyeti de sergilemek gerekir. O nedenle biz, bu tip şeyleri hep diyalog yoluyla götürüyoruz. Götürmeye de devam edeceğiz. Benim onun dışında herhangi bir, buradan oraya konuşmak gibi bir açıklamam olmadı, olmayacak.”

Erhürman, seçimden önce de belirttikleri gibi Kıbrıs sorunu ve dış politikadaki tüm gelişmeleri Türkiye ile çok yakın temas halinde sürdürdüklerini, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ziyareti ve telefon diplomasisiyle Ankara ile "herhangi bir problem olmadığını" vurguladı.

5 ARTI 1 TOPLANTISI İÇİN "ÖNCE OLGUNLAŞMA" ŞARTI

Cumhurbaşkanı Erhürman, 11 Aralık Perşembe günü BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin ve Rum Lider Nikos Hristodulidis ile gerçekleşecek üçlü görüşme öncesinde müzakere sürecine dair de net mesajlar verdi. Ocak ayında yapılması planlanan garantörlerin de katılacağı 5 artı 1 formatındaki toplantıya kapıyı kapatmadıklarını belirten Erhürman, ancak konuların henüz masanın ağırlığını kaldıracak olgunlukta olmadığını söyledi.

Daha önceki Cenevre ve New York görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını hatırlatan Erhürman, süreci şöyle değerlendirdi:

“Açıkçası konular, öyle bir masayı gerektirecek konular değildi. Geçiş noktaları, ara bölgedeki solar panel meselesi veya mezarlıkların temizlenmesi gibi konuların; üç önemli garantör ülke ve Genel Sekreter’in dahil olacağı toplantılarda ele alınması, masanın ağırlığıyla konuların ağırlığı arasında dengesizlik oluşturuyordu. O iki toplantıdan da sonuç çıkmaması daha ciddi bir mesele haline geldi. Dolayısıyla üçüncü 5 artı 1’e gitmeden önce Lefkoşa’da konuların belli bir olgunluğa ulaştırılması gerektiğini hem kamuoyuna hem de BM temsilcisine aktardım. Beklenti aralık sonundan önce bu toplantının gerçekleşmesiydi ama an itibariyle böyle bir noktada olduğumuzu düşünmüyorum.”

“GÜNEY’İN SİLAHLANMASI TÜM ADA İÇİN RİSK: FÜZE YEŞİL HAT’TA DURMAZ”

Erhürman, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) son yıllarda hızlandırdığı silahlanma faaliyetleri ve yabancı ülkelerle yaptığı üs anlaşmalarının ada güvenliği için ciddi risk oluşturduğunu kaydetti. Rum tarafının tek taraflı adımlarını, Türkiye ve KKTC kurumlarıyla koordineli biçimde yakından takip ettiklerini belirten Erhürman, şu çarpıcı tespiti yaptı:

“İsrail–İran geriliminde Güney Kıbrıs’ın Baf Hava Üssü’nü İsrail’e kullandırması adayı doğrudan hedef haline getirdi. O dönem kuzeyde ilk kez geniş çaplı sığınak tartışması yaşandı. Bir füze atılsa Yeşil Hat’ta duracak mı? Ada’nın tümünü ilgilendiren bir konuda karar, adanın yarısını yok sayarak alındı. 1960 Anayasası’nda bile Kıbrıslı Türk Cumhurbaşkanı Muavini’nin güvenlik konularında veto yetkisi vardı. Bugün o yetki yokmuş gibi davranılıyor.”

Erhürman ayrıca, Great Sea Interconnector (GSI) ve IMEC gibi enerji projelerinde Türkiye ve KKTC’nin dışlandığını, rasyonel olan Kıbrıs–Türkiye–Yunanistan hattı yerine "feasible" (uygulanabilir) olmayan projelerin ısrarla önerildiğini, bunun da güveni azalttığını ifade etti. Mustafa Akıncı döneminde hazırlanan "hidrokarbonların ortak yönetimi" önerisinin ise halen masada ve geçerli olduğunu hatırlattı.

“HRİSTODULİDİS’E SORU: CRANS-MONTANA’YI BEĞENDİYSENİZ NEDEN MASAYI TERK ETTİNİZ?”

Rum Lider Hristodulidis ile gerçekleştirdiği ilk görüşmeye dair detayları da paylaşan Erhürman, "blame game" (suçlama oyunu) tuzağına düşmeden, kendi pozisyonlarını aktardıklarını söyledi. Göreve gelmeden önce Hristodulidis ile hiç birebir görüşmediğini belirten Erhürman, Rum tarafının "Crans-Montana’da kaldığımız yerden devam edelim" ısrarına karşı çıktığını şu sözlerle anlattı:

“Crans-Montana’da kaldığımız yerden başlamak diye bir şey yok. 50 yıldır aynısını yaparak bir sonuca ulaşamadıysak, ders çıkarmamız lazım. Rum tarafına soruyoruz: Crans-Montana’da kaldığınız yeri bu kadar beğendiyseniz, masayı neden terk ettiniz? Bu sorunun hala bir cevabı yok.”

Erhürman, siyasi eşitlik, kazanımların korunması ve takvimlendirilmiş müzakereyi içeren 4 maddelik metodolojik önerileri ile 10 maddelik "uygun iklim" (conducive climate) paketini masaya sunduklarını belirtti. Ayrıca hellim tescili ve Metehan sınır kapısına ek kabin gibi basit adımların bile Rum tarafınca atılmamasının "realist beklentileri" düşürdüğünü ifade etti.

“ONLINE KUMAR KONUSUNDA ÇOK SERT VE NET BİR TUTUMUM VAR”

İç politikadaki tartışmalara da değinen Erhürman, özellikle casino sektörü ve yabancılara mülk satışı konularında net bir duruş sergiledi. Hükümetin kumarhanelerle ilgili yeni düzenlemesinden haberdar olduğunu ancak detaylara henüz hakim olmadığını belirten Erhürman, "Casinoların kontrolsüz büyümesine karşıyım. Her sektör gibi bunun da bir doyum kapasitesi olmalı" dedi.

Özellikle online kumar konusundaki hassasiyetini vurgulayan Erhürman, “Hele online meselesinde çok daha sert ve net bir tutumum var. Ama somut olay açısından elimde yeterli bilgi olmadığı için şu aşamada fazla ileri gitmek istemem. Gerekirse hukuki mekanizmaları kullanırım” diye konuştu. Yabancılara mülk satışında da belirli bölgelerin "getto" haline gelmesine karşı olduğunu yineledi.

NÜFUS SAYIMI VE "ÇİFT BAŞLILIK" TARTIŞMASI

Nüfus sayımı konusundaki ısrarının hükümetle bir "çift başlılık" veya çatışma yaratıp yaratmayacağı sorusuna Erhürman, "Benim karakterim böyle bir yarışa uygun değil. Hangi manşete kim çıkacak diye bir rekabet içinde olmam" yanıtını verdi. Nüfus sayımına karar verme ve imza atma yetkisinin kendisinde olmadığını hatırlatan Erhürman, ancak bunun ülkenin bir numaralı ihtiyacı olduğunu ve iktidar kanadından da bu konuda itiraz duymadığını belirterek, "Bu iş diyalogla ve ortak akılla yapılacaktır" dedi.

BİLAL ERDOĞAN ZİYARETİ VE PROTOKOL KRİZİ

Gazetecilerin Bilal Erdoğan ile yaptığı görüşmeyi sorması üzerine Erhürman, ziyaretin İlahiyat Koleji ile ilgisi olmadığını açıkladı. Erhürman, "Sayın Bilal Erdoğan adada bilimsel bir toplantı için bulunuyordu. Ziyareti tamamen nezaket çerçevesindeydi, İlahiyat Koleji’ni konuşmak için gelmedi" dedi.

İlahiyat Koleji protokolünü Anayasa Mahkemesi’ne taşımasıyla ilgili eleştirilere de yanıt veren Erhürman, amacının çocukları siyasi tartışmalardan korumak olduğunu vurguladı:

"Başörtülü ya da başörtüsüz fark etmez; hepsi bizim çocuklarımız. Anayasaya aykırıysa aykırıdır, değilse değildir; tartışma bitsin ki okul açıldığında çocuklar kriz yaşamasın."

Erhürman ayrıca, uluslararası anlaşmaların imzalandıktan sonra iki yıl bekletilip yeni cumhurbaşkanının önüne getirilmesinin devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını, Türkiye ile ilişkilerin hassasiyeti gereği bu süreçlerin daha dikkatli yönetilmesi gerektiğini ifade etti.

“TRUMP İLE İLGİLİ BEKLENTİLER HENÜZ RİVAYET DÜZEYİNDE”

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’dan sonra Kıbrıs’a odaklanacağı yönündeki iddiaları "henüz somutlaşmamış rivayetler" olarak değerlendiren Erhürman, konuyu "çok ham" bulduğunu söyledi. Ancak ABD, İsrail ve diğer güçlerin bölgedeki hareketliliğini ve Kıbrıs sorununun uluslararası niteliğini göz ardı etmediklerini, Türkiye ile istişare içinde süreci takip ettiklerini belirtti.

"SADECE CASINOLAR VE MAFYA İLE ANILMAK İSTEMİYORUZ"

KKTC’nin Türkiye kamuoyunda son yıllarda sadece "casino, mafya, kara para" ile anılmasından rahatsızlık duyduğunu belirten Erhürman, bu algıyı değiştirmek istediklerini söyledi. Erhürman, "Bu alanlarda sorunlarımız var ama Kıbrıs Türk halkı bunlardan ibaret değildir" dedi.

Ekonomide "yeni dönem" vizyonunun sadece vergi artışı olmadığını, kayıt dışılıkla mücadele olduğunu vurgulayan Erhürman, hayat pahalılığı nedeniyle Güney Kıbrıs’a kayan tüketime dikkat çekti. "Bir Black Friday günü Metehan’daki kuyruklara baktığımda kaybedilen KDV’yi ve ekonomik boşalmayı düşünüyorum" diyen Erhürman, devletin kendi ayakları üzerinde durması için ciddi bir dönüşüm hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Dünya Haberleri