Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Cumhurbaşkanımız aşı olarak toplumdaki tereddütleri ortadan kaldırmak, örnek teşkil etmek için MKYK toplantımızdan sonra aşı olacak. Gelinen noktada dünyayı bu salgından kurtaracak aşılama süreci çeşitli yerlerde başlamış durumda. Türkiye ile ilgili tartışmaları da izliyoruz. Şunun bilinmesi gerekir ki devlet milletin devletidir. Devletin bütün imkanları millete aittir. Dolayısıyla en önemli mesele insanı yaşat ki devlet yaşasın prensibidir. Gelinen noktada şeffaf bir şekilde aşılama başladı. Herkese verilen kodla herkesin aşısı kendisine yapılacak.

'Sözde Cumhurbaşkanı'

Türkiye’deki siyasi tartışmalar on yıllar önce bıraktığımız birtakım kirli olayları hatıraya getirerek maalesef birtakım vesayet siyasetini canlandırma teşebbüsleriyle donanmış oldu. Genelkurmay Başkanı çıkıp 60 ihtilalinin sebebinin erken seçime siyasi iradenin gitmemesi olarak adlandırdığı bir tartışma başlattı. CHP Genel Başkanı erken seçim diyerek siyasi gündem oluşturmaya çalıştı. Arkasından başörtü yasağıyla ilgili olarak eski bir CHP’li bakan 28 Şubat mantığını yeniden diriltmeye çalıştı. Sanki darbe bir yapısal sonuçmuş gibi sunmaya çalışmak aslında en sinsi darbecilik mantığıdır. Bir Başbakanın asılarak şehit edilmesini savunamayacakları için beğenmedikleri hususu dile getirip darbenin bunun sonucu olduğunu söylüyorlar. Bu gayri ahlaki bir durumdur. Türk siyasi hayatı için değerlendirilmesi gereken vahim nokta Cumhurbaşkanı’na Kılıçdaroğlu’nun ‘Sözde Cumhurbaşkanı’ demesidir. Bir şeye gayri meşru olduğu zaman sözde dersiniz. 

ABD seçimleri 

ABD’deki seçimler ve seçimler sonrasındaki süreci hassasiyetle takip ediyoruz. Amerikan demokrasisinin bu aşamaya gelmiş olması tüm dünyayı şok etti. Gelinen noktada ortaya çıkan sarsıntı Amerikan demokrasisinin içine girdiği değer krizinin pratiğe yansımasıdır. Batıda yükselen İslam ve göçmen düşmanlığından kaygı duyarken bunu sembolize eden kişilerin Amerikan Senatosunu bastığını gördük. Kutuplaşmadan kaçının çağrısında bulunanların ne kadar derin bir kutuplaşma içine girdiğini gördük. Seçilmiş başkanın göreve gelmesini engellemek gayri meşrudur. 

Türkiye olarak yeni yönetimle konuşacağımız Libya, Doğu Akdeniz gibi çok önemli konularımız var. Suriye'deki insani kriz devam ediyor. Doğu Akdeniz'deki durum ve benzeri konular yeni yönetimle konuşacağımız ilk başlıklar olacaktır.