İstanbul Barosu Başkanı Avukat Mehmet Durakoğlu Halk TV'de yayınlanan Haber Masası programının konuğu oldu. Durakoğlu, Adalet Bakanlığı ile yapılan reform görüşmelerinin perde arkasını değerlendirdi. Durakoğlu, "Türkiye'de 2017 rejimi dediğimiz sistem değişikliğinin kılına bile dokunmadan yargı düzenlemesi yapılması, adına reform denmesi mümkün değildir" dedi. 

Mehmet Durakoğlu'nun değerlendirmeleri şu şekilde:

"Türkiye’de yargı FETÖ’ye teslim edildi"

"Türkiye’de bir yargı reformu yapılması isteniyorsa o yargı reformunun köklerine bakmak gerekir. Türkiye’de 2017 rejimi dediğimiz sistem değişikliğinin kılına bile dokunulmadan, onun kuvvetler ayrılığı ilkesini ortadan kaldırdığına değinmeden Türkiye’deki bir yargı düzenlemesinin adını reform olarak koymak mümkün değildir. Yargı reformu yapılacaksa HSK’dan başlamak gerekir. 2017 rejimi benimsenerek Türkiye’deki yargı düzenlemesinin adına reform denemez. Feyzioğlu’nun iyi niyetli naif yaklaşımlarının yanında değiliz. Bu ülkede 2019’da bir yargı reformu stratejik belgesi çıkarıldı. Yargı artık demokratikleşiyor dediler. HSK üyelerini yargıçlar savcılar seçecek demişlerdi. Yargı reformu strateji taslağıyla Türkiye’de yargı FETÖ’ye teslim edildi. Sonrasında 2015’te yine yargı reformu strateji belgesi çıkardılar 2009 da yazdıklarını yeniden yazmışlardı. 2016 da olağanüstü hal ile karşılaştık. Ortaya çıkabilecek düzenlemelere yargı reformu diyebilecek kadar naif bakmıyorum. Bu ülkede sulh ceza hakimliklerini otomatik tutuklama müessesesi olmaktan çıkaramıyorsanız bu ülkede anayasa mahkemesi düzenlemesi konuşmadan yargı reformu konuşamayız."

"İktidarın elini yargıdan çekmesi gerekir"

"Türkiye’de yargı reformu için tek bir koşul var. Bugün içinde bulunduğumuz konumda 2017 rejiminden vazgeçmeden reform yapılamaz. Gerçekten yargı reformu yapmak için bu iktidarın yargının üzerinden elini çekmesi tek başına reform olacaktır. Kuvvetler ayrılığını kuvvetler birliğine dönüştüren anayasanın 138. Maddesini yerle bir eden temel hakların tümünün kısıtlandığı bir dönemde yargı reformu yapmayı bekliyorsanız siyasal iktidarın ben yargının üzerinden elimi çekiyorum demesi yetecektir."