Mustafa K. Erdemol
Uluslararası kurallar birbiriyle çelişiyor! Rusya’nın ilhakları yasa dışı mı?
Rusya’nın Ukrayna sınırları içindeki Kherson, Zaporijya, Donetsk ile Luhansk bölgelerini referendum yoluyla topraklarına katması sanıldığı kadar “kıyamet” koparmış değil batıda. Bakmayın siz “yaparız, ederiz” tehditlerine. Mesele bitmiştir. Rusya, Ukrayna topraklarının yüzde 15'ini kontrol ediyor artık.
Bunda Ukrayna devletinin de ciddi sorumluluğu olduğunu unutmamak gerekir. Ukrayna’da sınırları içindeki Rus asıllı vatandaşlarına yönelik inanılmaz baskılar yaptı, saldırılar gerçekleştirdi. Ukrayna’nın 14 yıldır sürdürdüğü bir vahşet vardı bölgede.
Gelişmelerde Kiev’in rolü
Donetsk ile Lugansk Halk Cumhuriyetleri ile Zaporozhye ile Kherson bölgelerinde Ukrayna kültürünün aksine Rus kültürü hakim bilindiği gibi. Rusça konuşulan bölgelerdir buralar. Bu bölgelerde 2014'ten bu yana gittikçe şiddetlenen çatışmalar yaşanıyordu. Kiev bu bölgelerin çoğunda kontrolü kaybetti. Hala denetleyebildiği kesimlerde de Rusça diline, Rusça kitap ile müziğine yasaklar getirdi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky bu bölgelerde yaşayan etnik Ruslara Rusya'ya göç etmelerini bile söyleyebildi. Yani Ukrayna, bu bölgeleri Ruslardan arındırarak elinde tutmaya çalıştı. Olan bitenden Ukrayna da birinci derecede sorumludur bu yüzden. Bölgenin Rusya’ya bağlanmasına Kiev de yol açmıştır. Diğer bir deyişle, bölge halkında Rusya’ya bağlanmanın psikolojik altyapısını hazırlayan Ukrayna olmuştur. Tıpkı Pakistan gibi. Pakistan’da doğusundaki vatandaşlarına uyguladığı baskılar sonucu Bangladeş’in doğmasına yol açmıştı 1971’de.
Etnik olarak Rus olan ancak yıllarca Ukrayna’nın baskısına, saldırısına uğrayan Kırım da 2014 yılında benzer bir referandum ile Rusya’ya bağlanmıştı. Bu referandum da uluslararası toplumca "yasadışı" kabul edilmesine rağmen, Kırım halkında referanduma yönelik bir itiraz gelmemişti.
Rusya hangi ilkeyi çiğnedi?
Rusya’nın da egemen bir devletin, uluslararası hukuk tarafından garanti altına alınan Toprak Bütünlüğü ilkesini çiğnediği ortada. Ancak Rusya’ya toprak elde etme yolunu açan bir başka uluslararası hukuk ilkesi daha var. O da BM tarafından 24 Ekim 1970’de kabul edilen “Ulusların Kaderini Tayin Hakkı”. Buna göre Ukrayna sınırları içinde yaşayan ancak hemen hepsi Rus olan halk “kendi kaderlerini tayin” hakkı doğrultusunda, referandum yoluyla Rusya’ya bağlanmayı seçti. Referandumu düzenleyen de Rusya değil, bu bölgedeki Rus ulusu. Bundan ötürü Rusya’ya yönelik suçlamalar “bir devletin bütünlüğünü ihlal” açısından doğru da olsa havada kalıyor. Bu arada referandum denen yöntemin özellikle demokrasilere zarar veren bir yanının olduğunu da vurgulamış olalım bu vesileyle.
Sorun uluslararası hukukun iki kuralının birbiriyle çelişiyor olması. Dolayısıyla Rusya “bir devletin toprak bütünlüğünü” ihlal ederek yasadışı bir iş yapıyor, öte yandan aynı Rusya bir ulusun, “kendi kaderini tayin hakkı” uyarınca kendisine bağlanmasını kabul ederek son derece yasal bir iş yapmış oluyor.
Sonuçları neler olabilir?
Tuhaf da olsa durum bu. Batı da bunu biliyor elbette. Bu nedenle biz artık bu durumun sonuçlarına bakalım en iyisi. Öncelikle bilinmeli ki, bu ilhaklar Rusya’ya bir “asker havuzu” kazandırmış oldu. Yakın bir zamanda kısmi seferberlikle gönüllü asker toplayan Rusya’nın Ukrayna’yla savaşmak için artık binlerce askeri daha olabilecek. İkinci önemli sonuç ABD ile Batı’nın Ukrayna’ya desteği artık zayıflayacak. Çünkü savaşın tırmanmasından kendilerinin de zararlı çıktığını anlamış durumdalar.
Çin’in rahatsızlığı
Ama bir başka sonuç daha var ki işte o bambaşka bir manzara çıkarıyor karşımıza. Rusya’nın söz konusu ilhakları Çin’in pek de hoşuna gitmiş değil. İki ülkenin liderleri konuyu Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) Özbekistan’ın Semerkant kentindeki zirvesinde tartıştılar. Çünkü referandum yoluyla yapılan ilhaklar Tayvan’da da benzeri bir yol izlenerek bağımsızlık ilanına yol açabilir. Çünkü Tayvanlılar da “ulusların kaderlerini tayin hakkı”nı kullanabilir. Çin’in gelişmelerden memnun olmamasının nedeni bu.
Moskova ile Pekin arasındaki gerilim önü alınmayacak bir gerilim değil. Rusya’nın ilhakların Çin’de uyandıracağı tepkiyi hesaba katmaması düşünülemez.
Uluslararası toplum denen mefhumun tepkileri de daha önce benzeri krizlerde olduğu gibi bir anlam ifade etmeyecek. Dün AB Rusya’ya sekizinci yaptırım paketini açıkladı. Önceki yedisinin işe yaramadığını bundan daha iyi ne gösterebilir?
Bölge rahat yüzü görmeyecek, bu kesin. Bekleyin daha bunun Rusya-Kazakistan çekişmesi var.
Yakındır patlak vermesi.