Fikret Bila
Siyasi Vefasızlık
6’lı Masa’da yer alan sağcı partilerin sözcüleri son günlerde CHP ile ittifaktan zarar gördükleri iddiasını gündemde tutuyorlar.
Gördükleri zararın ne olduğu konusunda ortaya bir “hasar” raporu koyan yok.
Örneğin İYİ Parti, beklediği oyu alamamasını CHP, dolayısıyla HDP ile aynı safta görünmesine bağlıyor. O kadar ki İYİ Parti Eskişehir milletvekili Nebi Hatipoğlu İYİ Parti’nin CHP’yle değil MHP ve AK Parti’yle ittifak yapması gerektiğini savunuyor.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcı Mustafa Yeneroğlu ise “CHP ile ittifaktan partimiz çok zarar gördü” diyor.
İYİ Parti’nin CHP ile ittifak yapmaktan gördüğü zarar nedir?
İYİ Parti seçimlere ittifak içinde değil de bağımsız olarak girseydi, birinci parti olabilir miydi veya ikinci olup ana muhalefet partisi olabilir miydi ya da 48 milletvekilini iki katına çıkarabilir miydi?
Elbette hayır.
İYİ Parti’nin beklediğinin çok altında oy almasının nedeni kendisidir. Hedeflediği merkez sağ oyları alamamıştır. AK Parti’nin kararsız seçmeninin oyunu alamamış, bu oyların yeniden AK parti’ye dönmesine engel olamamıştır.
İYİ Parti sözcüleri şimdi “CHP ile ittifaktan zarar gördük” söylemiyle yerel seçimlere kendi adaylarıyla katılacaklarını söylüyorlar.
İYİ Parti’nin aldığı oylar gösteriyor ki birinci parti oldukları bir il yok. Yerel seçimlere her yerde kendi adaylarıyla girmeleri halinde herhangi bir ilin belediye başkanlığını kazanma şansları da yok.
Siyasette gerçekçi olmak gerekir.
Bu DEVA Partisi için de geçerli.
Yeneroğlu da “ittifaktan partimiz zarar gördü” diyor ama “bu zarar nedir” sorusunun yanıtı yok.
DEVA Partisi oylarını saydırmadan CHP listelerinden seçime girdi ve 15 milletvekili kazandı.
Seçimlere bağımsız girseydi barajı aşıp milletvekili çıkarabilir miydi?
Elbette hayır.
Milletvekili çıkarabileceğine, hele 15’den daha fazla milletvekili çıkarabileceğine inansaydı zaten ittifaka girmezdi. Seçimlere bağımsız katılırdı.
Barajı geçemeyeceğine inandığı için seçimlere CHP listelerinden girdi.
Bu tercihi nedeniyle bir zarara uğramadı.
Aksine en kârlı çıkan parti oldu.
DEVA Partisi oylarını saydırmadı ama anketlerin hemen hepsinde de birinci, ikinci veya üçüncü parti olacaklarına ilişkin en küçük bir emare yoktu. DEVA Partisi’nin birinci çıkacağı bir il de görünmüyor.
Bu tablo DEVA Partisi’nin büyük bir iddia ile “yerel seçimlere kendi aylığımızla gireceğiz” iddiasının sandıkta bir karşılığı olmadığını gösteriyor.
Bu durum Gelecek, Saadet ve Demokrat Partisi için de geçerli.
Bu üç parti de CHP ittifak yapmaktan zararlı değil kârlı çıktılar.
Bu gerçeği ifade etmekten kaçınmamaları gerekir.
Eğer CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilseydi bu partilerin her biri “bizim sayemizde oldu” propagandası yapacaklardı. En büyük katkıyı kendilerinin verdiğini iddia edeceklerdi.
Ama kaybedince…
“CHP ile ittifak hataydı en büyük zararı biz gördük” söylemine geçtiler.
Kaybedince böyle mi oldu?
Oylarını saydırmadan CHP listelerinden Meclis’e giren sağcı partilerin bu söylemi siyasi vefasızlık örneğidir.