NET VE SERT!

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci tur için kampanyasını dün yaptığı basın toplantısıyla başlattı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında her zaman dinlediğimiz yumuşak ses tonundan eser yoktu.

Çok net ve sert bir üslup kullandı.

Eski konuşmalarına göre sivri, kararlı, hesap soran bir dili vardı.

Kılıçdaroğlu, “kara propaganda” olarak nitelediği; iktidarın gerçekle ilgisi olmayan, CHP liderinin görüntülerine PKK terör örgütü liderleri, FETÖ’yü monte ederek yürüttüğü kampanyaya sert sözlerle karşı çıktı.

“Erdoğan” diye hitap ederek:

PKK’yla masaya oturanın kendisi değil Erdoğan olduğunu ısrarla vurguladı.

“Erdoğan, sen değil misin terör örgütleriyle defalarca masaya oturan? Kapı arkalarında milletimizden gizli gizli pazarlıklar yapan? Ben terör örgütleriyle masaya asla oturmadım, hiçbir zaman da oturmayacağım!” dedi.

Gerçekten de daha önce de yazdığım gibi Millet İttifakı içinde daha önce PKK’yla muhatap olmuş lider ve parti yok. Ancak Cumhur İttifakı içinde var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 2009’dan 2015’e kadar iktidar İmralı-Ankara-Kandil arasında bir mekik diplomasisi yürüttü. O dönemde valiliklere PKK’lılara dokunulmaması, askerin kışladan çıkmaması talimatları da verildi.

Kılıçdaroğlu iktidarın kendisini FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışan propagandasına da aynı sertlikte karşılık verdi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a şöyle seslendi:

“Sen değil misin FETÖ'yü besleyip büyüten, yalvarırım geri dön diyen sen değil misin! Onunla el ele verip şanlı TSK'ya kumpas kuran! Bu millet bunları bilmiyor mu! Ben hiçbir zaman Mehmetçiğimize kumpas kuranlarla yan yana durmadım asla ve asla durmayacağım."

Kılıçdaroğlu, “Daha önce iki yıl içinde davul zurnayla ülkelerine göndereceğiz” dediği sığınmacılar konusunda bu kez süre vermeden daha net ve sert konuştu:

“Erdoğan; sen ülkenin sınırlarına ve namusuna sahip çıkmadın. Bu ülkeye 10 milyondan fazla mülteci getirdin. Yetmedi, ithal oy sağlamak için T.C. vatandaşlığını sattın! Kendi vatandaşlarımızı mülteci konumuna düşürdün. İktidara gelir gelmez tüm mültecileri evlerine göndereceğim!”

Kılıçdaroğlu, iktidarın videolarla, meydan konuşmalarıyla kendisi ve CHP’yle ilgili oluşturduğu algının gerçeğin tam tersi olduğunu ortaya koyan mesajlar vermeyi önceledi.

PKK ve FETÖ, Suriyelilerin gönderilmesi konuları dışında, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesinin hesabını soracağını da vurguladı.

Ayrıca, zenginleşme konusunu da girdi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şöyle seslendi:

“Sen parmağındaki tek yüzükle iktidara geldin. Bu yüzükten başka bir şeyim varsa bana hırsız diyebilirsiniz dedin. Şimdi kendini, aileni ve etrafındakileri zengin ettin. Erdoğan, ben hiçbir zaman çalmadım, çırpmadım, tenezzül etmedim. Devletin ve milletin 5 kuruşunda gözü olanın, beytül male el uzatanın gözünü çıkaracağım, o parayı alacağım. Burunlarından fitil fitil getireceğim. Bu memlekette namuslu ve vatansever kamu görevlileri var."

Son olarak da 14 Mayıs’ta yapılan birinci tur oylamada sandığa gitmeyenleri seslendi:

“Vatanını seven sandığa gelsin”

Bu konuşmadan anlaşılıyor ki, ikinci tur öncesinde kampanyasında Kılıçdaroğlu, Atatürk’e, milliyetçiliğe daha çok yer verecek, PKK’ya, FETÖ’ye, her türlü terör örgütüne, sığınmacıların bir an önce ülkelerine gönderilmelerine daha çok vurgu yapacak.

Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımı, bir yandan iktidarın yaratmaya çalıştığı, gerçekle ilgisi olmayan “PKK’yla, FETÖ’yle işbirliği içindeler” algısını kırmayı hedefliyor. Bir yandan da ATA İttifakı’nın ilk turdaki cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ı ve seçmenini yanına çekebilmeyi amaçlıyor.

Kılıçdaroğlu, Oğan’ın ve Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ’ın sık sık dile getirdikleri Atatürk’ün ilkeleri ve devrimlerinin esas alınması, anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmemesi, PKK ve FETÖ terör örgütlerine karşı net tavır alınması, sığınmacıların ülkelerine gönderilmesi gibi hassasiyetleriyle örtüşen ve onları önceleyen bir konuşma yaptı.

Oğan’ın dillendirdiği Anayasa’nın 66 maddesindeki “Türk” tanımının korunması konusunda hassasiyeti Kılıçdaroğlu’nun da göstereceğinden kuşku duyulması için bir neden yok.

Kılıçdaroğlu’nun görüşme yapmadan önce bu söylemle görüşlerini kamuoyuna duyurması, Oğan’la buluştuğunda kolayca uzlaşmak için zemin oluşturacaktır.

Oğan’ın, Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı ve çağrısıyla ikinci turda sonucun
değişmesi olasılığı çok yükselecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi