Mustafa K. Erdemol
İtalya hükümetinde kavga erken patladı! Putin yüzünden kapıştılar
Ya yazdım ya da bizim Burak’ın 'Dünya Varmış' programında söyledim, hatırlamıyorum şimdi ama bir kez daha tekrarlayayım; emperyalist-kapitalist sistem içinde en zayıf ülke durumunda olan İtalya’da öyle güçlü bir siyasal sistem var ki, düzen içi yarışta faşistler de iktidar olsa bir seyler kolay kolay değişmez, komünistler de. Devrimler de başka olur tabii manzara.
Yabancı düşmanlığı, İslamofobi
Başbakan olmadan önce faşistliği konusunda tek bir kuşku bırakmayan söylemlerini yakinen bildiğimiz Giorgia Meloni’nin koalisyon hükümetini kurduktan sonra başbakanlık görevini üstlenir üstlenmez “ben faşizmden nefret ederim” demesinin nedeni, işte o siyasal sistemin değiştirilemez olduğunu bilmesindendir. Geçen ay yapılan seçimlerde oyların yüzde 26’sını almış olsa da, faşist projelerini/planlarını hayata geçirmede başarılı olamayacağının Meloni de farkında. O nedenle faşistliği yabancı düşmanlığında, İslamofobide vücut bulabilecek sadece. Bu da çok fena elbette.
Yani, özetle, iyidir, kötüdür başka konu ama, mevcut “demokrasisinde” pek sapma olmayacak İtalya’nın. Geçen yıllarda ülkeyi kasıp kavuran, sistemde kimi değişimler yapacağına hayli inanılan sağ eğilimli Beş Yıldız Hareketi’nin esamesi okunmuyor bugün, hatırlatayım.
Berlusconi: Baş belası
Sistemin içinde ehlileşeceği kesin ama ona gerek kalmadan kendi içinde kavgaya tutuşan iktidardaki sağ koalisyonun ömrü uzun olmayacak gibi görünüyor. Pek bir fena birbirine düşmüş durumdalar. İdeolojik bir kavga da denemez buna, çünkü kapışma Rusya/Putin konusunda başlamıştı hala da sürüyor. Meloni’nin İtalya'nın Kardeşleri Partisi, Matteo Salvini'nin Lig Partisi ile Silvio Berlusconi'nin Forza Italia'sı (bu son ikisinin de oyları yüzde 8’er oy civarında) koalisyon hükümetini oluşturuyor malum. Bunların içinde Berlusconi, Meloni’nin “baş belası” haline geldi deniyor.
Gerginliğin ilk olarak hükümette kimin hangi görevi alacağı konusunda patlak verdiği, bu konuda tartışmaların sürdüğü sırada Berlusconi’nin Meloni hakkında “otoriter, kibirli, saldırgan” gibi pek de hoş olmayan sözler sarfettiği de belirtiliyor. Söyleyen kendisi de berbat bir figür olan Berlusconi de olsa bu ifadelerde gerçeklik payı fazla tabii.
“Tatlı” mektuplaşmalar
İlişkileri geren asıl konu ise, geçen hafta sızdırılan bir ses kaydında Berlusconi’nin, partisinin bazı mensuplarına “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile “dostluğunu” yakın zamanda “yeniden canlandırdığını” söylemesi. Berlusconi’nin şu ifadeleri hayli dikkat çekici: “Başkan Putin ile yeniden bağlantı kurdum. Doğum günüm için bana 20 şişe votka ile çok tatlı bir mektup gönderdi. Ben de ona 20 şişe Lambrusco ve aynı şekilde tatlı bir mektupla karşılık verdim."
Putin’e Avrupa sağının “sevgi” duyması pek de gurur verici bir şey olmasa gerek ama gerekten de batıda Putin’i en çok sevenler ılımlısıyla aşırısıyla sağcılar. İtalyan parlamentosunun yeni başkanı Lorenzo Fontana da Rusya'ya sempati duymasıyla tanınıyor örneğin.
NATO ne der?
Berlusconi, boşboğaz bir adam. Parasının gücüyle politika yapan, parasının gücüyle başbakanlığa gelebilen biri. Politik incelikten, diplomasiden nasibini almış değil haliyle. Hükümet dışında bu lafları etse kimse çok da ciddiye almaz adamı. Ama o artık hükümetin bir parçası. Bu nedenle hükümet ortağı bir partinin lideri olarak Putin’e yakın olmasının İtalya’nın dış politikasına zarar vereceğini düşünenlerin sayısı artıyor. İtalya’nın, bu gidişle Washington, Berlin, Paris gibi Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’dan yana tutum alan başkentlerle ilişkilerinin bozulacağından, NATO’da müttefiklerce güvenilmez bulunacağından korkuluyor.
Bu durumda aslında önceleri Putin’e karşı sert olunmamasını savunan, ama, -belli ki malum siyasal sistemin gücüyle- İtalya’nın Ukrayna yanlısı tutumunu sürdüreceğini söyleyen hatta hükümetine katılacak herkesin Putin'e karşı olması gerektiğinde ısrar etmiş olan Meloni’nin Berlusconi'nin sözleri karşısında "öfkelendiği" belirtiliyor. Hem Avrupa’ya hem de NATO'ya desteğin hükümetinin "temel taşı" olacağını belirten bir açıklama yapmasından da öfkesi anlaşılıyor kolayca.
Hükümeti kurmayı her nasılsa başaran İtalyan sağının bu partileri, Berlusconi’nin başlattığı tartışma yüzünden fazla yol alamaz gibi görünüyor. Zaten hükümeti kurarken ortaklarıyla “zayıf” bir zeminde buluşan Meloni, Putin yüzünden başlayan tartışmalar yüzünden koltuğunu kaybedip “geldiği gibi gider”.
Şu Putin gerçekten enteresan biri. Ülkesi dışına pek adım atmamasıyla bilinen adam oturduğu yerden “dünyayı karıştırıyor”.