Bunun adı 'Dolar 13.5 TL’de kalsın' vergisi

-Abi bir şey soracağım.
-Sor.
-İhracatçılar, ihracat gelirlerinin yüzde 25’ini Merkez Bankası’na satmak zorundaymış, doğru mu bu?
-Doğru, ihracat karşılığı yurtdışından hesaplarına gelen doları, Euro’yu bekletmeden Merkez Bankası’na satıyorlar.
-Hangi kurdan?
-Tabii ki Merkez Bankası’nın kurundan.
-O parayı ne yapıyorlar?
-Merkez Bankası’nın kendilerine verdikleri TL’yi mi?
-Evet.
-Gidip döviz alıyorlar.
-Hangi kurdan?
-Tabii ki bankaların satış kurundan.
-Saçmalığa bak! Bankaların satış kuru, Merkez Bankası’nın alış kurundan çok daha yüksek değil mi?
-Evet, elbette.
-Yani ihracatçılar kendi paralarıyla zarar mı ediyor?
-Öyle.
-Bu uygulamanın amacı ne?
-Merkez Bankası’nın eksideki rezervlerinin güçlendirilmesi.
-Güzel, peki Merkez Bankası’nın rezervleri güçleniyor mu bari?
-Pek değil.
-Allah Allah, neden?
-Çünkü Merkez Bankası, ihracatçıların kendisine sattığı dövizin büyük kısmını piyasaya satıyor.
-Hayda, niçin?
-Doları 13.5 TL’de tutmak için.
-Doları 13.5 TL’de tutmak için mi?
-Dolar haftalardır nasıl 13.5 TL’de duruyor, sanıyorsun?
-Yani dolar 13.50’de kalsın diye ihracatçı zarara katlanıyor, öyle mi?
-Öyle.
-Ama bu gizli vergi değil mi?
-Evet, 13.50 vergisi.
-E hani ihracat odaklı büyüme modeline geçmiştik? Hani “Yeni Türkiye modeli”nde her şey ihracat içindi?
-İnanmış mıydın?
-Devlet büyüklerimiz söyledi, inanmayayım mı?
-Türkiye’de yaşamıyor musun sen?
-Almanya’da büyüdüm, yeni geldim.
-Anladım.
-İyi de şunu anlamadım, ihracatçı eline geçen TL’yle neden yine döviz alıyor? Almayıversin.
-Çünkü Türkiye sanayisi dışa bağımlı. Sektörüne göre değişmekle birlikte hemen her şirket hammaddeyi ve ara girdiyi yurtdışından ithal ediyor. Türkiye’nin ihracatının yüzde 75-80’i ara girdiden oluşuyor. Çipi Tayvan’dan, petrokimya ürünlerini Avrupa’dan, envai çeşit mamülü Çin’den alıyoruz. Neyle? Türk Lirasıyla değil herhalde, tabii ki dövizle. Sanayi şirketlerinin ekmek gibi su gibi dolara ihtiyacı var.
-Türkiye’de neden üretmiyoruz bunları?
-Çünkü yatırım yapmadık.
-Para mı yoktu?
-Yoo, para vardı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye’nin 130 milyar dolar dış borcu vardı. Şimdi 440 milyar dolar. 20 yılda Türkiye’ye 300 milyar dolar girdi.
-Eee?
-Eee’si ne?
-Bu para nereye gitti?
-Betona gömüldü.
-Betona mı gömüldü?
-Çip fabrikası yerine havalimanı, köprü ve otoyol yaptık.
-Biz aptal mıyız?
-Yooo aksine çok uyağınız. Çip fabrikasında rant yok, havalimanında, otoyolda milyarlarca dolar rant var.
-Vay uyanıklar vay.
-Vay ya.
-Ama durum böyleyse, şirketler ekmek gibi su gibi dövize ihtiyaç duyuyorsa doları 13.50’de çok fazla tutamazlar, yine yükselir.
-Doğru.
-Merkez Bankası’nın rezervleri yine boşa mı harcanıyor yani?
-Daha önce bu uğurda 128 milyar dolar yaktık. Bir 50 milyar dolar daha harcanmış, çok mu?
-128 milyar dolar mı, o da ne?
-Uzun hikaye, onu da başka bir gün anlatayım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barış Soydan Arşivi