'Bela Mıknatısı' isimli romana cezaevinden yasaklama!

'Bela Mıknatısı' isimli romana cezaevinden yasaklama!
Yazar Tacim Çiçek, Samsun Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan ve 25 yıldır cezaevinde olan Metin Turan'a gönderdiği yeni romanı "Bela Mıknatısı" isimli kitabının, "intihara sürükleyici" ve "psikolojik baskı oluşturabileceği" gerekçeleriyle teslim edilmediğini duyurdu.

Tacim Çiçek, geçen şubat ayında yayımlanan "Bela Mıknatısı" adlı romanını 25 Şubat günü imzalayarak Samsun Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan ve 25 yıldır politik nedenlerle hapis yatan Metin Turan'a gönderdi.

Çiçek'in kaleme aldığı yazıya göre, Turan tarafından kendisine gönderilen mektuba göre, kitap 3 Mart'ta cezaevine teslim edildi. 6 Mart'ta, posta gününde Turan'a mektup zarfı verildi. Zarfın üzerinde "1 adet kitap- Bela Mıknatısı- Kütüphane Birimi’ne verildi" notu bulunuyordu. Ancak Turan, kitabı bir hafta sonra alması gerekirken, 13 Mart'ta kitapla ilgili bir yasaklama kararıyla karşılaştı.

YASAK KARARININ GEREKÇESİ

Cezaevi idaresinin Turan'a tebliğ ettiği kararda, "Bela Mıknatısı" adlı kitabın incelenmesi neticesinde, özellikle 9. ve 12. sayfalarındaki bazı bölümlerde "kişileri intihara sürükleyici yazı ve yorumlara yer verildiği" 13. sayfada ise "sevdiğim yazarlar" başlığı altında intihar eden yazarlara yönelik açıklayıcı intihar vakalarına değinildiği belirtildi.

Kararda, "aynı nitelikteki yazı ve yorumlara kitabın diğer sayfalarında da yer verildiği görülmüş olup- bahse konu kitabın hükümlü üzerinde psikolojik baskı oluşturup hükümlünün intihara teşebbüs etme yönelimine sebebiyet verebileceği, hükümlü ile aynı ortamda bulunan diğer hükümlüleri korku, kaygı ve paniğe sevk edebilecek ve aynı zamanda hükümlüleri suça teşvik edebilecek düzeyde olduğu" değerlendirilerek, 5275 Sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliklere atıfta bulunularak kitabın Metin Turan'a verilmemesine karar verildiği ifade edildi.

whatsapp-image-2025-05-11-at-15-52-58-001.jpeg

METİN TURAN'DAN KARARA İTİRAZ

Metin Turan, 15 günlük itiraz hakkını kullanarak İnfaz Hâkimliği'ne kapsamlı bir dilekçe sundu. Dilekçesinde kendisinin de bir edebiyatçı olduğunu, suç, ceza, intihar gibi konuları felsefi, sosyolojik ve edebi bir bakış açısıyla anlamlandırmaya çalıştığını belirtti.

Turan, cezaevi kütüphanesindeki "Suç ve Ceza", "Ölüler Evinden Anılar", "Ecinniler" gibi eserlerde ve birçok polisiye romanda cinayet ve intihar temalarının işlendiğini, Virginia Woolf, Sylvia Plath, Mayakovski, Yesenin gibi yazarların ve Jack London'ın "İntihar" romanının da benzer içeriklere sahip olduğunu vurguladı.

Kendisinin "psişik bir vaka" olmadığını, bir yazar olarak sıra dışı kişi ve olaylara kafa yorarak kendini geliştirmek istediğini ifade eden Turan, kitabın kendisine ve aynı koğuşu paylaştığı arkadaşı Haydar Demir'e (ki aynı kararla ona da verilmemiş) teslim edilmesini talep etti. Ancak aradan geçen zamana rağmen ne kitap teslim edildi ne de itirazına bir yanıt verildi.

Tacim Çiçek ise Metin Turan'ın argümanlarına katıldığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Bu konuda söylenmesi gerekenleri Metin Turan demiş zaten. Benim ekleyeceğim, cımbızlama yönteminin hiç de doğru ve yerinde bir uygulama olmadığıdır. Bir yapıt ilk sözcüğünden son sözcüğüne kadar bir bütündür. Nasıl ki bir sözcük hecelere ayrıldığında anlamsızlaşıyorsa, aynısı edebi bir metin için de geçerlidir. Ayrıca edebiyatın konusu insana dair olan her şeydir ve bir yazar tepe lambasını okurun dikkatini çekeceği yere/konulara doğrultur. Hiçbir kitap kişiyi iddia edildiği gibi bir sonuca yönlendirmez, benim kitabım da ne tekil ne de çoğul biçimde kişileri öyle bir sona sürükleyecek izlekte değil."

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi