Haluk Kırcı'nın sözleri 'ifade özgürlüğü' sayıldı
Bahçelievler Katliamı faillerinden Haluk Kırcı 23 Temmuz 2020’de yayımlanan programda Julide Ateş’in sorularını yanıtlamıştı.
7 TİP’linin öldürüldüğü ‘Bahçelievler' katliam değil, intikammış!
Kırcı bu programda 8 Ekim 1978’de gerçekleşen ve 7 TİP’li öğrencinin öldürüldüğü katliamı şu sözlerle anlatmıştı:
Sanki bu ülkede tek bir tane katliam yaşanmış, başka hiçbir şey olmamış gibi insanlara yedirilmeye çalışılıyor. Biz oraya katliam yapmak için gitmedik. Bizim 1 gün önce Ankara'da 2 tane arkadaşımızı öldürmüşlerdi. Bunun intikamı için gittik. Orada 5 kişi değil 2 kişi yaşıyordu. O zamanki İşçi Partisi şimdiki değil bu yanlış anlaşılmasın. O zaman partinin başında Behice Boran vardı. Bana göre Sovyetlerin beşinci gücüydü. Türkiye'de gizlileştirilmiş Komünist partiydi. Katliama giderseniz elinizde makinalar olur. Bizim elimizde 2 tabanca vardı. Biz o şekilde gitmedik. Türkiye'de tek katliam Bahçelievler olmadı. Bunu sağ da yaptı sol da yaptı.
Bu sözler üzerine Kemal Türkler Eğitim ve Kültür Vakfı ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusunda, “Suçu ve suçluyu övme” ile “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçlarının işlendiği belirtilmişti.
Savcılık 'takipsizlik' kararı verdi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu, sözkonusu soruşturmaya takipsizlik kararı verdi.
Kararda; şiddeti, silahlı direnmeyi veya ayaklanmayı teşvik eden ifadeler dışında, devletin veya toplumun bir kesiminin hoşuna gitmeyen incitici, rahatsız edici, ürkütücü, bilgi ve düşüncelerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğu belirtildi. Savcılık, Kırcı’nın sözlerinin suçu ya da suç işleyini yüceltici, sempatikleştirici veya övücü nitelikte olmadığını ve kendi değer yargısını açıkladığı yönünde değerlendirdi.
Kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları hatırlatılarak, suç unsurlarının oluşmadığı öne sürüldü.