GÜNÜN ÖYKÜSÜ
GÜNÜN "HALİ": HÜCREYE 112 TL ELEKTRİK FATURASI
Gazeteci, yazar Murat Ağırel; aslında tutuklu olmaması gerekirken Silivri Cezaevi'nde. Nedendir bilinmez, tek kişilik hücrede. "Nasıldır" hiç bilinmez, o hücreye 112 TL. elektrik faturası geldi. Murat Ağırel de Türkiye'nin özgürlükler konusunda ve ekonomideki HALİNİ faturayla belgeledi. Tarihe kayıt düştü.
GÜNÜN OLAYI: AB'DE TÜRKİYE ALARMI!
Türkiye ile Yunanistan arasındaki Oruç Reis gerilimi, Avrupa Birliği'ni harekete geçirdi. AB Dışişleri bakanları video konferansla yaptıkları "sanal toplantıda" Türkiye'yi konuştu. AB üyesi Yunanistan'ın yanında yer alan bakanlar, bu tavrı toplantı sonrasında yapılan yazılı açıklamada dile getirdi: "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetleri uzlaşmazlık ve güvensizlik yaratıyor. Tehlikeli gelişmelere yol açma riski bulunan bu faaliyetlerin durdurulması ve tansiyonun düşürülmesi beklenmektedir."
GÜNÜN ANALİZİ: "KUR SAVUNMASI" ÇÖKTÜ
Benzetme, ekonomi yazarı Uğur Gürses'e ait. Gürses, doların, hafta içi hafta sonu dinlemeden yükselişini sürdürmesini, "Ankara icadı kur rejiminin" bitişi diye yorumladı. Ve kendi internet sitesindeki yazıda, durumu şöyle özetledi:
"Öyle anlaşılıyor ki; Ankara ‘arka kapı’ yöntemleriyle kamu bankaları aracılığı ile kuru savunamaz hale düştü. Kuru savunmayı bıraktı. Uzunca süredir kuru belli seviyelerde savunmak için 100 milyar dolara yakın rezerv eriten Ankara, yolun sonuna geldi. Son kurşunları atarak kuru piyasaya bıraktı. Ne olduğu bilinmeyen uydurma kur rejimi de çökmüş oldu. Geçmişten beri çalışan ve efektif döviz alışverişi ile işleyen Kapalıçarşı döviz piyasasında ise paralel ve daha yüksek kurdan paralel piyasa da yeniden canlandı."
GÜNÜN SÖZÜ: AKŞENER'DEN KURŞUN GİBİ...
Kurşun benzetmesi boşuna değil. Çünkü İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, önce Bahçeli'nin çağrısı sonra Erdoğan'ın "olumlu" bakışıyla gündeme gelen daveti değerlendirirken "silah" teşbihi ile "kurşun" gibi bir cümle kurdu. Ve tartışmayı noktaladı:
"Partili cumhurbaşkanlığı devam ettiği sürece başıma silah dayasalar Cumhur İttifakı içinde yer almam."
GÜNÜN POLEMİĞİ: İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE "YENİ FORMÜL"
Başını Akit Gazetesi'nin çektiği İstanbul Sözleşmesi tartışmasında, AKP sözleşmenin yanında olanlarla karşısında duranlar diye ikiye bölündü. Tartışma, her kesimden kadını protesto için sokağa dökerken, siyasi islam cephesi çıtayı yükseltti. İşi, Erdoğan'ın kızı Sümeyye Bayraktar'ın yöneticilerinden olduğu KADEM'e saldırmaya kadar vardırdı. Ankara'dan gelen haberlerde ise, Erdoğan'ın bu "hassas" konuyu incelediği ve yakında son sözü söyleyeceği belirtiliyordu.
Günün kulis bilgisi, Erdoğan'a en yakın kaynaktan, Sabah Gazetesi'nden şu haberle geldi:
"Edinilen bilgiye göre sözleşme yeniden yorumlanıyor. Tartışmalara sebep olan 'Temel haklar, eşitlik ve ayrımcılık yapılmaması' konusunu düzenleyen 4. maddede geçen 'cinsel yönelim' ve 'toplumsal cinsiyet kimliği' ifadelerine şerh konulabilmesi gündemde. Bununla ilgili de alternatif metin hazırlığı yapılıyor."
Habere göre, sözleşmeden çıkılması ihtimali de bulunuyor. Bu durumda yeni bir sözleşme oluşturulup "Ankara Kriterleri" ile yola devam edileceği belirtiliyor.
Ancak, bu durumda tepkilerin sona ermeyeceği açık. Bu nedenle, "sözleşmeyi muhafaza edip tartışmalı maddeye şerh koymak" gibi bir ORTA YOL FORMÜLÜ ihtimali daha ağır basıyor.
GÜNÜN KARESİ: MASKELER YERLERDE!
Ankara yakınlarında, Şereflikoçhisar ilçesindeki Tuz Gölü, günübirlik geziler için gözde duraklardan biri. Tabiat harikası göl, son olarak bu kareyle gündeme geldi. Koronavirüs tablosu ağırlaşırken vatandaşın "durumun farkında olmadığı" ve bilinçsizce hareket ettiği, yere fırlatılıvermiş maskeyle” tescillendi.
GÜNÜN ŞOKU: BARÇA YIKILDI
UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Barcelona, Bayern Münih'e 8-2 yenildi. İspanyolların efsane takımı, bu "tarihi" hezimet üzerine eleştiri yağmuruna tutuldu. Katalan bölgesi gazeteleri sonucu "utanç verici, aşağılayıcı" gibi sözcüklerle yorumladı.
En kısa sürede teknik ekip başta ciddi değişikliklerin gündeme geleceği konuşulurken, as oyuncularından Gerard Pique'nin sözleri de bunu doğrular nitelikteydi:
"Dibe vurduk. Kulübün her türlü değişikliğe ihtiyacı var. Bunu teknik direktör, futbolcu olarak söylemiyorum. Yapısal bir değişiklik gerekiyor. Kimse dokunulmaz değildir. Eğer yeni bir kana ihtiyaç varsa ben de kendimi feda etmeye, gitmeye hazırım"