Ölümden dönen Dr. Selçuk Köse: Salgın böyle bitmez
Koronavirüs'ün Türkiye'ye ilk geldiği ay Mart'ta hastalığa yakalanan Dr.Selçuk Köse, 4 aylık aradan sonra hastanedeki görevine döndü.
"6 dakika boyunca kalbi durdu, virüs beynine sıçradı, mide kanaması geçirdi"
Şikayetlerinin Mart’ın ilk günlerinde başladığına işaret eden Dr. Köse, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Türkiye’nin hemen hemen ilk hastalarından biriyim. Çalıştığım serviste yattım birkaç gün. Durumum kötüleşince yoğun bakıma alındım. Binlerce kez girip çıktığım, hemen yan koridordaki yoğun bakıma hasta olarak girmek gerçekten çok zormuş. Giderken çocuklarım ve ailemle vedalaşmıştım. Nisan’ın 7’sine kadar 23 gün boyunca uyutuldum. Akciğerlerim ciddi şekilde zarar görmüş, kalbim durmuş, mide kanaması geçirmişim, virüs beynimde dahi tutulum yapmış. Haftalarca çok ciddi bir şekilde yaşamla ölüm arasında gidip gelmişim. Uyutularak tedavi gördüğüm için o anları hatırlayamıyorum.”
"Toplum duyarsız olduğu sürece bu salgının devam edeceği aşikar"
Göreve başladığından bu yana en çok vatandaşların önlemlere uymamasına üzüldüğünü anlatan Dr. Köse, “Şimdi bakıyorum hastane bahçesinde bile maskesiz insanlar görüyorum. Maskesiz, mesafesiz kalabalık bir şekilde bir araya geliyor insanlar. Bunlar beni gerçekten çok üzüyor. Çünkü sırf bu yüzden ben hayatımı neredeyse kaybediyordum. Bu virüsün yaygınlaşmaması için çok basit kurallar var. bunu artık herkes biliyor, Bakanımız her gün söylüyor. Endişeleniyorum gerçekten. Çünkü toplumda bu kadar duyarsızlık olduğu sürece bu salgının virüsün devam edeceği aşikar. Dolayısıyla ben de çekiniyorum çünkü bir daha yakalanırsam bundan kurtulma şansım çok düşük. Hastalığı bu kadar ağır geçirmişken tekrar virüs kaparsam hayatımı kaybedebilirim” dedi.
"Çalışma arkadaşlarıma minnettarım"
Antiviral tedavide kullanılan Favipiravir adlı ilacın Türkiye’de ilk kez verilen hastalardan biri odluğunu vurgulayan Dr. Köse, gece gündüz başından ayrılmayarak kendisini yaşama döndüren mesai arkadaşları ve meslektaşlarına minnettarlığını da şu cümlelerle özetledi: “Beşhekimimizin de (Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş) içinde bulunduğu ekiple birlikte yoğun uğraşlar vermeleri, kök hücre nakli yapılması, yoğun bakım hocalarımızın ciddi çabaları, özellikle Zafer Çukurova hocamıza ve Oya hocamıza (Dr. Gülsüm Oya Hergünsel) gerçekten minnettarım. Beraber çalıştıkları uzman arkadaşlarımız, hemşirelerimiz personellerimiz, adlarını tek tek sayamadığım herkese gerçekten minnettarım. Çünkü onlar olmasaydı ben burada olamazdım sanırım.”