Murat Ağırel ve Barış Pehlivan yeniden cezaevinde

Libya’da görev yaptığı sırada şehit düşen MİT mensubunun kimlik bilgilerinin ifşa edilmesine ilişkin hapis cezasına çarptırılan ve cezaları onanan Murat Ağırel ile Barış Pehlivan cezaevine girmek için teslim olmak üzere adliyeye geldi. Ağırel ve Terkoğlu, infaz işlemlerinin ardından Silivri Cezaevi'ne götürüldü.

İstinaf Mahkemesi'nin gazeteciler Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılıç, Aydın Keser, Mehmet Ferhat Çelik hakkında verilen hapis cezasını onamasının ardından sabah saatlerinde İstanbul Adliyesi'ne geldi. İnfaz Savcılığı'ndaki işlemlerin ardından Pehlivan ve Ağırel yeniden tutuklandı. Hülya Kılıç da Manisa'da teslim olacağı öğrenilirken, Aydın Keser, Mehmet Ferhat Çelik'in ise yurtdışında olduğu bilgisi edinildi.

'Tarih bizi haklı çıkaracak'

Tutuklanmadan önce açıklama yapan Barış Pehlivan, "Fiilinden ziyade failin cezalandırıldığı bir süreç. Gazetecilik taptığım İçin 3 kez cezaevine giriyorum. Tarih bizi haklı çıkaracak" dedi.

'Hak etmediğimiz bir ceza'

Murat Ağırel ise "Hak etmediğimiz bir ceza. Yakalama çıkmadan gelmek istedik. Ülkemizde gazetecilerin cezaevine gitmek için çanta hazırlaması üzüntü verici" ifadesini kullandı.

Bundan sonra ne olacak?

Barış Pehlivan’ın avukatı Hüseyin Ersöz gazetecilerin yaşayacağı süreci ise şu sözlerle anlattı:

"İnfaz savcılığı şimdi kapalı ceza infaz kurumuna sevk işlemlerini gerçekleştirecek. Kapalı cezaevinde normalde hiçbir şekilde kalmamaları lazım. Arkasından açık cezaevine sevkleri yapılacak. Açık cezaevinden covid izinleri kapsamında aynı gün içerisinde tahliye edilmeleri gerekiyor. Bu izinler bittikten sonra tekrar cezaevine gidip teslim olacaklar. Denetimli serbestliğin uygulanması İçin İnfaz hakimliğine bir yazı yazılacak. Böylelikle denetimli serbestlik uygulanacak"

whatsapp-image-2022-02-15-at-11-04-42-1.jpeg

Mahkeme, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç'ı 3 yıl 9 ay, Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel'i ise 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezasına mahkum etmişti. Gazeteciler 24 Haziran ve 9 Eylül'deki davalarda tahliye edilmişti.

'Silivri'ye gideceğiz'

Ağırel, adliye önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Dün avukatlarımız Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı kesinleştirdiğini ve İnfaz Savcılığına gönderdiğini bildirdiği bize. Prosedür olarak İnfaz Savcılığı bizim hakkımızda yakalama kararı çıkarıp bizimle ilgili müddetname hazırladıktan sonra cezaevine teslimimiz yapılması gerekiyor. Biz de savcılarımıza yardımcı olmak için 'Biz gelip teslim oluyoruz' dedik. Çantamı hazırladım İnfaz Savcılığına gideceğim ve işlemlerin bir an önce tamamlanmasını isteyeceğiz ve cezaevine teslim olacağız, Silivri'ye gideceğiz. Süreci göreceğiz hep birlikte. Biz de bilmiyoruz ne olacağını. Denetimli serbestlikten yararlanacağız, hangi koşullarda, süre ne kadar olacak, Türkiye'de herkese uygulandığı gibi mi uygulanacak yoksa başka konular mı olacak göreceğiz hep birlikte. Bugün teslim olmak üzere İnfaz Savcılığına geldim, sonucunu hep birlikte göreceğiz.

'Gerçek gazeteciler kaçmazlar'

Üzücü. Türkiye'de hukukun siyasetle bir arada olmaması gerekiyor. Ne yazık ki geldiğimiz konjonktürde ülkemiz adına utanç verici şeyler yaşanıyor. Hukuk söyleyeceğini söylemiştir biz de bununla ilgili başka hukuk yolları var onları arayacağız. Hakkımızı hukukta arayacağız. Gazeteciler kaçma şüphesiyle tutuklanır ya, işte gerçek gazeteciler kaçmazlar. Varsa suçları gelirler yargıda hesabını verirler ve mücadelesine devam ederler. Bizler gazeteciyiz. Kalemimizi namus biliriz, susmayız, korkmayız ve asla alışmayız.

'AYM'ye gideceğiz'

Biz Anayasa Mahkemesine gideceğiz. Sonra AİHM'e gideceğiz. Tabii ki AYM'den bu kararın bozulacağından eminiz. Dosyayı okuyan bir kişinin bu şekilde kararın olmayacağını net şekilde görürler. Biz iki tane vatan evladının Libya'da şehit olmasından sonra ifşa ettiğimiz gerekçesiyle ceza aldık. Daha önce bizim cezaevinde kalmamız için casusluk suçlaması adledildi bize. Bundan beraat ettik. Sonra 'Siz fotoğrafları ifşa ederek bu suça sebebiyet verdiniz' denildi. Ardından bu fotoğrafların zaten paylaşıldığını, bunların zaten kamuoyunda olduğunu, şehidimizin defnedileceği yerdeki muhtarın facebook hesabında paylaşıldığını mahkemeye sunduk ve neticede savcılık kabul etti. Her ne kadar bu fotoğraflar daha önce ifşa edilmiş olsa da biz bunun bu şekilde olduğunu düşünüyoruz dedi. Niyet beslendi. Ben buna savunmamda demiştim. Bu bir niyetnameydi. Biz bunun MİT mensupları ifşasından dolayı olmadığını ne yazık ki çok iyi biliyoruz. Biz o gün 2 vatan evladının şehadetlerini yüceltmek için attığımız bir twitter mesajında sergilediğimiz tavır onların maneviyatına duyduğumu saygıydı.

Bugün Libya'daki vatan evlatlarımızın şehit olmasına sebebiyet veren kişi darbeci Hafter'i ülkemizde ağırlayacağımızdan söz ediyoruz. Ona bomba, füze, silah satan BAE ve 15 Temmuz'da 250 vatan evladını şehit eden o olayın finansörü adledilen -ki bunu ben söylemiyorum devlet kaynakları söylüyor- o kişilerle biz burada pare top atışlarıyla karşılayıp ve turkuaz halılarda birlikteliğimizi güçlendirdik mesajı verdik ve Cumhurbaşkanımız şu anda orda. Biz o kişilerin şehit ettiği vatan evlatlarımızı andığımız için cezaevine gireceğiz. Bu kamuoyunun taktirine bırakılacak kadar açık ve net bir durum bu.

Hülya Kılınç da tutuklandı

Kararın ardından gazeteci Hülya Kılınç da Manisa'da adliyeye giderek teslim oldu. Manisa Şehir Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilen Kılınç, cezaevine gönderildi.

Ne olmuştu?

Gazeteciler Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun bir dönem yöneticileri olduğu Odatv'de, Libya şehidi MİT mensubunun cenazesine dair bir haber yayınlandı. Haberde, Libya’da şehit olan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunun cenazesinden bahsedildi ve MİT mensubunun kimliği deşifre edilmezken, ailesine dair herhangi bir bilgi verilmedi.

Haberin ardından 4 Mart 2020'de gece yarısı Barış Terkoğlu evi basılarak gözaltına alındı. Bir gün sonra ise dönemin Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan 6 Mart sabahı saat 10.00’da ifadesi alınmak üzere Çağlayan Adliyesi’ne çağrıldı. Burada ifadesi alınan Barış Pehlivan hakkında da tutuklama kararı verildi.

MİT şehidinin cenazesinin haberi üzerine Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ile gazeteciler Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Aydın Keser ve Ferhat Çelik "Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarının ve ailelerinin kimlik, görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgileri yayımlamak, yaymak ve açıklamak" suçlaması ile aynı davada yargılandı. Barış Terkoğlu, Aydın Keser ve Mehmet Ferhat Çelik tutukluluğunun dördüncü ayında tahliye edildi. Ancak Barış Pehlivan, gazeteci Hülya Kılınç ve Yeniçağ yazarı Murat Ağırel, Libya şehidinin cenaze haberi nedeniyle 6 ay hapsedildi.

Cezaları onandı

9 Eylül 2020'de ise tutuklu yargılanan Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel'in tahliyesine karar verildi. Ancak aradan 2 yıla yakın zaman geçti. Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılıç, Aydın Keser, Mehmet Ferhat Çelik’in hapis cezalarına yönelik istinaf başvurusu reddedildi. Haklarında İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesin tarafından Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel'e "istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçundan verilen 4 yıl 8 ay 17 gün ve Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç'a verilen 3 yıl 9 ay hapis cezaları onandı.

İstinaf Mahkemesi ret kararında “verilen mahkumiyet kararına karşı bu sanıklar müdafiilerinin istinaf taleplerinin yapılan incelemesinde istinaf başvuruların esastan reddine” ifadelerini kullandı.