İbrahim Kalın: Patriotlar çekildi, Kobani operasyonu yapıldı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı bir programda Türkiye ve ABD arasındaki S-400 gerilimini değerlendirdi. Kalın, Türkiye'de konuşlu Patriotların ABD ve Almanya tarafından çekilmesinin ardından Kobani operasyonunun yapıldığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Haber Global'de Candaş Tolga Işık'ın sunduğu Az Önce Konuştum Programı'na konuk oldu. Türkiye ve ABD arasındaki S-400 gerilimini değerlendiren Kalın, ABD'nin Türkiye'ye Patriot vermediği için S-400 alındığını belirtti.

Işık'ın "Hangi gerekçe ile bize Patriot vermiyorlar?" sorusu üzerine Kalın, "Cumhurhurbaşkanımız Obama döneminden itibaren 8 sene boyunca Savunma Sanayi Konseyi'nde, Amerikalılar ile yapılan görüşmelerde o kadar çok mesai harcadı ki bu iş için. Türkiye gibi bir ülkenin hava savunma sisteminin olmaması düşünülebilir mi? F16'larımız bir koruma sağlıyor ama karadan havaya bir savunma sistemimiz yok.

Ne vardı bizde? Patriot. Ödünç alıyorduk. Patriot olan ülkeler Amerika gibi, Almanya gibi, İspanya gibi ğlkeler bize bunu ödünç veriyordu. Burada konuşlanıyordu ve onlar çalışıyorlardı.

2015 senesinde Amerikalılardan bir haber geldi. 'Biz Patriot'u iki bataryayı çekeceğiz. Suriye sınırını.

Benim ilk tepkim şu oldu. Suriye savaşının ortasında, bu kadar çatışma devam ederken, Türkiye bu kadar saldırıya maruz kalırken. Tamam çekiyorsunuz ne gerekçeyle? Bakımı yapılacak dendi. Peki yerine bir şey geliyor mu? Şuanda planlamıyoruz. O Patriotlar bir daha gelmedi. İki üç ay sonra Almanya da çekti. Bu hadiselerden iki ay sonra Kobani operasyonu yapıldı. Kobani'ye silah indirildi" dedi.

Kobani'de ne olmuştu?

IŞİD, Eylül 2014'te ilk kez YPG'nin olduğu bir bölgeye, Kobani'ye saldırmaya başladı. Dönemin ABD Başkanı Barack Obama yönetimi, Suriye'deki bir gruba IŞİD'e karşı savaşması için silah yardımı yapmaya başladı. Kobani'deki YPG birliklerine havadan silah yardımı yapıldı.

Türkiye bu yardımlara sert tepki göstermişti. Ancak yoğun baskılar sonucu, YPG'ye destek vermek isteyen Peşmerge'nin Habur Sınır Kapısı'ndan girerek Türkiye toprakları üzerinden Kobani'ye girişine izin verdi.

O dönem PKK ile yürütülen çözüm süreci de devam ediyordu. PYD'nin o dönemki lideri Salih Müslim, Türkiye'ye birkaç kez gelerek yetkililerle görüşmüştü. Ancak Ankara, YPG'nin PKK ile aynı örgüt olduğunu söylüyor ve dünyaya YPG'yi de "terör örgütleri listesine alması" çağrısı yapıyordu.

ABD tarafından buna karşı ilk açıklama, silah yardımı başladıktan birkaç gün sonra, Dışişleri Bakanlığı'nın o dönemki sözcüsü Marie Harf'ten geldi. Harf, PYD'yi "terör örgütü olarak görmediklerini" açıkladı.

ABD ve koalisyon güçlerinin silah ve yoğun hava saldırısı desteğiyle Kobani'de IŞİD'i mağlup eden YPG, ABD'den aldığı desteği sürdürdü. ABD'den hem maddi yardım hem de tırlarla silah yardımı alan YPG, bir süre sonra eğitim ve danışmanlık da almaya başladı ve Fırat'ın doğusunda Türkiye-Suriye sınırında kontrol ettiği alanı genişletti.

Temmuz 2015'te Türkiye'deki çözüm süreci sona erdi, Türkiye, YPG'ye karşı tutumunu sertleştirdi. Salih Müslim de "terörist" ilan edildi.

--

Türkiye'deki Kobani olayları

Eylül-Ekim 2014'te IŞİD'in Türkiye sınırına sıfır noktasındaki Kobani bölgesine saldırıları yoğunlaştırması üzerine Türkiye'nin farklı şehirlerinde "Kobani'ye destek" eylemleri başladı.

Eylemlerde Suriye'nin kuzeyindeki diğer bölgeler ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi üzerinden gelecek askeri yardımın ulaşması için Türkiye toprakları üzerinden Kobani'ye bir koridor açılması ve Türkiye'nin Kobani'ye operasyon yapmaması talep edildi.

HDP yetkilileri krizin başından itibaren AKP hükümetiyle çeşitli görüşmelerde bulundu.

HDP ve DBP'nin çağırısıyla çeşitli yerlerde eylemler düzenlendi. "IŞİD'in Kobani içine girmesi ve Türkiye'den beklenen adımların atılmaması üzerine" HDP, 6 Ekim'de ülke çapında sokak eylemi çağrısı yaptı.

Eylemlerde ölümlerin ve şiddet olaylarının yaşanması ardından 9 Ekim'de HDP'li bir heyet dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'la görüştü, ardından basın açıklaması yapıldı. Açıklamada yaşananlardan dolayı hükümet eleştirildi ancak "Şiddet, yakma, yıkma asla olmamalıdır" denildi.

KCK'den yapılan açıklamada ise eylemler desteklenirken Atatürk büstü, Türk bayrağı ve okullara saldırılması ile yağma olayları eleştirildi.

Eylemler ağırlıklı olarak Kürtler'in yoğun yaşadığı illerde meydana geldi. Ancak Batı illerinde de Kürt vatandaşların yanı sıra bazı sol gruplar, sendikalar, öğrenci grupları, kadın örgütleri ve aydınların da desteğiyle gösteriler yapıldı.