Eskişehir'de asgari ücret protestosu!

Asgari ücretin 28 bin 75 lira olarak açıklanmasına tepki gösteren Emek Partisi Eskişehir İl Örgütü, İsmet İnönü Caddesi’nde basın açıklaması yaptı.

Asgari ücretin 28 bin 75 lira olarak açıklanmasına tepki gösteren Emek Partisi (EMEP) Eskişehir İl Örgütü, İsmet İnönü Caddesi’nde basın açıklaması yaptı.

Asgari ücretin belirlenme aşamasında sürecin antidemokratik şekilde ilerlediğini söyleyen EMEP Eskişehir İl Başkanı Ceren Kökoğlu, “Açlık sınırı 30 bin TL’ye dayanmıştır. Belirlenen ücret açlık sınırının altındadır. Yoksulluk sınırının ise ancak dörtte birine denk gelmektedir. Bu tablo, asgari ücretin bir geçim ücreti olmaktan tamamen çıkarıldığını açıkça göstermektedir” dedi.

Ceren Kökoğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Saray rejimi bir kez daha milyonlar için geçim ücreti olmaktan çıkan asgari ücreti tırpanlayarak, açlık sınırının altında bir ücret olarak belirledi. İşçiler bir yıl boyunca 28 bin 75 TL ücretle çalışmak zorunda bırakılacak. Buna karşın sarayın bir günlük harcaması 58 milyon TL. Asgari ücretli, günlük kazancıyla bir kilo et bile alamazken saray milyonları harcıyor. Bir tarafta işçinin emeği, alın teri üzerinden ortaya çıkan yüksek kârlar, kazanılan milyarlar; diğer tarafta açlık ve yoksulluk. İşte saray düzeninin işçi ve emekçilere reva gördüğü yaşam koşulu budur. Bir tarafta saraylar, bir tarafta yoksul kulübeleri. Sermayeye gelince bütçeden ayrılan devasa kaynaklar, işçi ve emekçilere gelince sadece karın tokluğu. Bu düzen değişmeli; bu düzeni değiştirmeliyiz.

“BELİRLENEN SEFALET ÜCRETİNDE SENDİKAL BÜROKRASİNİN SORUMLULUĞU AZ DEĞİLDİR”

Asgari ücret belirleme sürecinde sendikalar, komisyonun yapısının antidemokratik olduğunu söyleyerek toplantılara katılmadılar. Sanki komisyonun yapısını yeni keşfetmişler gibi. Yapılması gereken, milyonlarca işçiyi talepler etrafında birleştirmek ve işçi sınıfını örgütlemek iken; adeta sorumluluklarını üzerlerinden atıp kenara çekildiler. Belirlenen sefalet ücretinde sendikal bürokrasinin sorumluluğu az değildir. Sadece konuşmak, sadece eleştirmek yetmez. Sorumluluk almak, sarayın ve sermayenin karşısına dikilmek, milyonları mücadeleye çekmek gerekirken adeta top taca atılmış, sorumluluktan kaçılmıştır.

“ASGARİ ÜCRET GEÇİM ÜCRETİ OLMAKTAN UZAKLAŞTI”

Açlık sınırı 30 bin TL’ye dayanmıştır. Belirlenen ücret açlık sınırının altındadır. Yoksulluk sınırının ise ancak dörtte birine denk gelmektedir. Bu tablo, asgari ücretin bir geçim ücreti olmaktan tamamen çıkarıldığını açıkça göstermektedir. Asgari ücretin belirlenme süreci, işçilerin taleplerini yok sayan, demokratik olmaktan uzak ve tamamen sermaye lehine işletilen bir sürece dönüşmüştür. Uluslararası sermaye kuruluşlarının, yerli ve yabancı tekellerin daha fazla kâr ve daha düşük ücret talepleri esas alınmış; işçilerin yaşam koşulları bilinçli biçimde görmezden gelinmiştir.”

Kaynak:ANKA Haber Ajansı