Erkan Baş: Hakimiyet, bugün bile sarayından çıkıp gelmeye tenezzül etmeyen tek adamındır
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Meclis’in 100. açılış yıl dönümü vesilesiyle Meclis’te yaptığı konuşmada, “Bugün Türkiye’de bir Saray Rejimi hakimdir. Saray Rejimi’nde hakimiyet, bugün bile Saray’ından çıkıp, buraya gelmeye tenezzül etmeyen tek adamındır" ifadelerini kullandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Açılışının 100. Yıl Dönümü Genel Kurul Özel Birleşimi’nde konuşan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, partisi adına emperyalist işgale ve saltanat düzenine karşı, halkın birleşik mücadelesini temsil eden TBMM’nin 100. kuruluş yıl dönümü kutladı.
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir yazısı dekor olsun diye konulmadı"
Konuşmasına kürsünün arkasında bulunan “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazısını hatırlatarak başlayan Baş, “Bu yazı oraya dekor olsun diye, görmeden, okumadan gelip geçelim diye konulmadı. 100. yıl kutlamalarında bu yazı üzerine konuşalım ve tartışalım istiyoruz” diyerek, Türkiye’deki mevcut durumun yazıdan farklı olduğunun altını çizdi.
"Saray Rejimi'nde hakimiyet, bugün bile sarayından çıkıp buraya gelmeye tenezzül etmeyen tek adamındır"
Baş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bugün Türkiye’de bir Saray Rejimi hakimdir. Saray Rejimi’nde hakimiyet, bugün bile Saray’ından çıkıp, buraya gelmeye tenezzül etmeyen tek adamındır.
Bugün hakimiyet salgında bile üç kuruş yevmiye için inşaatta çalışmaya devam edip, hayatını kaybeden işçi Hasan’ın değil, çıkarlarını korumak için seferber olduğunuz, vergi borçlarını sildiğiniz beşli müteahhit çetesindedir.
Hakimiyet, günde 14 saat tek maskeyle hastanenin dört bir yanını temizlemeye devam eden asgari ücretlinin, hasta bakıcıların, hemşirelerin, doktorların değil hasta garantili hastane ihalesi verdiğiniz patronlarınındır.
Ambulansı devlet malı görüp çizmesiyle kirletmeye çekinen, salgın günlerinde bile göçükte can veren maden işçisinin değil hakimiyet, Saray’dan aldığı güçle madenci ailesine tekme atma cüretini gösteren o haindedir.
Egemenlik,taşıma suyla hijyen sağlamaya çalışan, kanalizasyon sistemi olmayan çadır alanlarında yevmiye için sağlığını tehlikeye atan tarım işçisinin değil, ‘Korona'da Türkiye'de sebze meyve ihracatı arttı’ utanmaz haberini yapan gazete patronlarındadır.
Açım diyen yurttaşa ‘geber’ diyen bürokratta hakimiyet.
‘Beni düzeniniz öldürür’ diyen tır şoförünü gözaltına aldıranlarda hakimiyet.
Hapisten çıkardığınız mafya artıkları, çeteci bozuntularında hakimiyet. Bunları hapishaneden çıkarırken seçilmiş milletvekillerine, belediye başkanlarına hapis cezası verenlerde hakimiyet.
Ez cümle saray rejiminde egemenlik, sayısı 70 milyonu bulan yoksulluk sınırındaki halkın değil, halkın sırtından varlıkları trilyon dolarları bulan asalakların, bir avuç parazit patronundur hakimiyet.”
"Çocukların yapamadığı bayram"
23 Nisan’ın ayrıca Çocuk Bayramı olduğunu da hatırlatan Baş, AKP sıralarına dönerek “Sayenizde çocuklarımızın yaşayamadığı bir bayram diyelim” dedi. Ülkede 20 milyon çocuğun olduğunu söyleyen Baş, TÜİK’e göre 750 bin, gerçekte ise 2 milyon çocuk işçinin olduğunu vurguladı. “Ne yapıyor bu çocuklar?” diye soran Baş, “Hani hastalık kol gezerken, ‘20 yaşından küçükler sokağa çıkmasın kararı alınırken’ ama ‘işçi çocuklar gitsin merdiven altı atölyelerde, tarımda, sanayide, hamaliyede çalışmaya devam etsin’ dediğiniz çocukların bayramı” ifadelerini kullandı.
"Çocuklara nasıl bir gelecek sunuyoruz"
Baş, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“‘Bu çocuklar büyüyünce ne olacaklar?’ diye sormamız gerekmiyor mu? Nasıl bir gelecek sunuyoruz çocuklarımıza? 15-24 yaş grubunu içeren her 4 gençten biri işsiz olduğu bir gelecek sunuyoruz. Eğitime devam edenler eğer annelerinin, babalarının parası varsa kolejlere gidebiliyorlar. Parası yoksa yapabileceği tek şey, imam hatibe gitmek. Çünkü devr-i iktidarınızda 18 senede 16 kere eğitim sistemini değiştiren bir düzen kuruldu. Bu, çocuklara ne verebilir ki?
Birinci soru, ‘Egemenlik gerçekten halkın mı?’ demiştim, ikinci soru ise çocuklar bu şartlar altında neyin bayramını kutlayacak? Ulusal Egemenlik Bayramı hediyesi olan çocuklarımızın günü kutlu olsun, onlara çocukluklarını bayram tadında geçirebilecekleri bir gelecek sözümüz olsun. “
"Halkın vekillerinin görevi, halkın mücadelesinin en önünde olmaktır"
Sözlerinin devamında AKP’li vekillere seslenen Baş, şunları kaydetti:
“Eğer egemenlik halkınsa, burada oy kullanırken Saray’dan gelen talimat doğrultusunda değil, bizi seçen halk lehine kalkmalı o eller. Eğer egemenlik halkınsa işçiler, emekçiler sokağa çıkmak zorundayken, sokağa çıkma yasağında bile özel izinle çalıştırılırken, Meclis tatile çıkmamalı. Halkın vekillerinin görevi, halkını korumak, halkın mücadelesinin en önünde olmaktır.”
"Söz çocuklar, yarınlar bizim olacak"
Konuşmasının sonunda yurttaşlara seslenen Baş, 23 Nisan’ın bir kutlama günü değil, bugün bir mücadele günü olduğunu vurguladı. Baş, yetkileri elinden alınmasına rağmen Meclis’in de halkın mücadelesinin bir alanı olduğun altını çizdi.
Baş, şöyle konuştu:
“100. yılı kutlamayı hak etmek için, egemenliğin Saray’dan alınıp yeniden halkın eline verilmesi gerekir. Bugün 23 Nisan 2020, Ve bu da bizim halkımıza 100. yıl sözümüz olsun; söz kardeşlerim, emekçi halkın hakimiyetini mutlaka kazanacağız. Söz çocuklar, size bir bayram gününü bile çok görenlere bakmayın, sizin için mücadele ediyoruz. Tüm dünya çocukların olacak, yarınlar çocukların olacak, yarınlar mücadele edenlerin olacak, yarınlar bizim olacak!”