Engin Altay'dan Halk TV ve KRT'ye verilen cezalara tepki!

Engin Altay'dan Halk TV ve KRT'ye verilen cezalara tepki!
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Halk TV ve KRT’ye verilen cezalara değindi. Altay, "Basın sansür kanununa karşı çıktığımızın ne kadar doğru olduğunun işaretleri sadece bu değil. Halk TV ve KRT yüzde 3 para cezası, reklam gelirlerinin yüzde 3’ü kadar para cezasına çarptırıldılar. Niye? İçinde Süleyman Soylu geçen bir haber orada neşredildi diye" sözlerine yer verdi.

Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Valilik Akçakoca Toplantı Salonu’nda yaptığı konuşmada tartışma yaratan ifadeler kullanmıştı. Laikliğin yanlış anlaşıldığını öne süren Vali Yavuz, “Devletin ideolojisinin İslam olduğunu” söylemişti. Vali Yavuz'un bu açıklamarının yankıları sürerken Akit TV ekranlarında program yapan Yusuf Kaplan da skandal sözlere imza attı.

Programda ''Laiklerin kafası basmıyor. Beyinsiz adamlar. Beyin özürlü, beyin özrü olmasa laik olmaz zaten Beyin sorunu var ortada!'' gibi sözler sarfeden Yusuf Kaplan'a büyük tepki yağdı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısıyla gündemi değerlendirdi.

“3 bin 500 tl adaletli bir maaş değil”

Memurlara yapılan zammı değerlendiren Altay, "Dün gece benim ve arkadaşlarımın da basıncıyla en düşük emekli maaşı teklifte 3000 iken, 3500 oldu. Eşitlik sağlandı mı? Şöyle sağlandı: Yani memur emeklisi enflasyon oranı kadar zam alacak. En düşük emekli maaşı da bu 1000 liralık artışla enflasyon kadar zam alacak. Tamam, bu noktada bir eşitlik var ama adalet sağlanmadı. Adalet sağlanmadı…” dedi.

“6 bin 770 liranın altında çıkacak her artış zulümdür, adaletsizliktir”

Altay, asgari ücrete yapılması planlanan ara zamla hakkında ise şu ifadeleri kullandı:

“Ve asgari ücret… Yüzde 20-30 bandında bir zam olacak diye duyuyoruz. Çok net ve samimi olarak söylüyorum: 6391 liranın altındaki bir zam zulümdür, eziyettir. Bizim teklifimiz daha önce 4253 lira yapılırken ne yapıldı?

4 bin 250 olduğunda tablo şu idi: Açlık sınırının yüzde 6 üstünde bir paraydı. Şimdi ne diyoruz? Asgari ücret için çağrımız, açlık sınırı artı yüzde 6. Bugün, bu masadan 6770 liranın altında çıkacak her artış zulümdür, adaletsizliktir, hak gasbıdır, emek gasbıdır, emek hırsızlığıdır, alın teri hırsızlığıdır.”

“Sansür yasasının ertelenmesi doğru”


“Dezenformasyon yasa teklifi” olarak bilinen ve “Basın Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik öngören kanun” teklifinin ertelenmesini olumlu olarak değerlendiren Altay, “Sansür kanunu diye nitelediğimiz teklif, muhalefetin ısrarlı defansı sonucu ertelendi. Cumhur İttifakı, şimdilik en azından bir geri adım atmak durumunda kaldı. Doğru bir iş yapıldı tabii. Ne kadar haklı olduğumuza da dün ve bugün yeni yeni kanıtlar zaten çıktı. İktidarın özgür basına tahammülü yok. İktidarın muhalefete tahammülü yok. İktidarın karşıtlığı bırakın, eleştiriye tahammülü kalmamış. Bu yasa şimdilik 4 aylığına da olsa geri çekilmek suretiyle önemli bir kazanım elde edildi, doğru da bir iş yapıldı” diye konuştu.

“Bunlara boyun eğmeyeceğiz”

Halk TV ve KRT’ye verilen cezalara değinen Altay, “Basın sansür kanununa karşı çıktığımızın ne kadar doğru olduğunun işaretleri sadece bu değil. Halk TV ve KRT yüzde 3 para cezası, reklam gelirlerinin yüzde 3’ü kadar para cezasına çarptırıldılar. Niye? İçinde Süleyman Soylu geçen bir haber orada neşredildi diye… Nasıl olacak, ne yapacağız? Saldırıya uğrayan kadınlarla ilgili yorumlar nedeniyle TELE-1’e de ceza… Nereye gidiyoruz arkadaşlar, nereye gidiyoruz? İşte bu sansür kanuna yüksek defansımız için ne kadar haklı olduğunun bir yeni güncel sıcak gerekçesi de bu. Bu kafa, bu kafanın elinde böyle bir yasa bu basın toplantı salonunu bile bize kapattırır. Bunlara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Umarım Yargıtay’ın yaptığı ayıbı, Sayıştay işlemez”

TBMM Genel Kurulunun dünkü birleşiminde Sayıştaya seçilen üyelerden birinin İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce olduğunu hatırlatan Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha önce işlenmiş, toplumun vicdanını kanatmış bir günahın ilk adımı TBMM’de yeniden atılıyor. İrfan Fidan, Yargıtay’da bir kararda imzası olmadan Anayasa Mahkemesi üyesi oldu. Hiç kurusa bakmasınlar bu da Yargıtay üyelerinin ayıbıdır. Bu hukuku dolanmak bile değil, bir kepazelik. Yargıtay’daki hikaye, Sayıştay’a yansıyor.

Anayasa Mahkemesi üyesi Hicabi Dursun’un görev süresi 11 Ekim’de doluyor. Kahin olmaya, fal açmaya gerek yok, ‘suç işleri bakan yardımcısı’ Muhterem İnce Sayıştay’a seçildi, 11 Ekim’de de göreceğiz hep birlikte, Anayasa Mahkemesine muhtemelen en yüksek oyu alarak önerilecek. Umarım ve dilerim ki Yargıtayın yaptığı ayıbı, Sayıştay işlemez.”

“Erdoğan'ın ‘aldatıldım’ dizisi final yapabilir”

Madrid’deki NATO Zirvesi öncesi Türkiye ile İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan üçlü muhtıraya da değinen Altay, sözlerine şöyle devam etti:

“NATO zirvesinde dün imzalar atıldı. Finlandiya ve İsveç yetkilileri de: ‘Türkiye’ye hiç bir taviz vermedik, biz koruyacağımızı koruruz. Uluslararası mevzuata göre hareket etmeye devam edeceğiz' dedi. Kafalar karıştı. Bak şimdi Erdoğan; iş yazılı mutabakatsa üçlü dörtlü, bizim Türkiye ile NATO arasında tonlarca sayfalık yazılı belge var. NATO ile tonlarca belge var ama F35’ler ortada yok. NATO’yla mutabakatımız var ama ABD’nin teröre desteği, terör örgütlerine desteği açık açık devam ediyor.

NATO ile mutabakatımız var ama ABD yaptırımları ortada. NATO ile mutabakatımız var ama adaların silahlanması ortada. Nasıl olacak şimdi? Yazılı mutabakat her şey değil. Bir kapalı oturumda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bilgi verilmesi ve meselenin Meclis’te ele alınması şarttır.

Ben şu kadar söylemek isterim ki, umarım, inşallah ve dilerim Erdoğan çıkıp da ‘Finlandiya ve İsveç başbakanları beni aldattı' demez. Bundan korkuyorum. Çünkü Erdoğan’ın ‘aldatıldım, aldatıldık' hikayeleri için bir klasöre ihtiyacımız var.

Yani aldatıldık dizisinin bu Finlandiya-İsveç meselesi sezon finali olabilir. Çünkü bir daha aldatılamayacak Erdoğan. Ben buradan söylüyorum. Çünkü millet aldatılma zaafından kurtulamayan birini o koltukta daha fazla oturtmaz.”