CHP milletvekili Hakverdi'den çağrı: Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyun

CHP milletvekili Hakverdi'den çağrı: Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyun
CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e bir mektup yazarak Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyma çağrısında bulundu.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu üyesi olan CHP Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, “mahkumlar tarafından kendisine yazılan hak ihlalleri içerikli mektupların cezaevlerinin idari kurullarınca engellendiğini söyleyerek bunun bir anayasal hakkın ihlali anlamına geldiğini söyledi. Anayasa mahkemesinin daha önce karara bağladığı emsal dosyalardan örnekler veren Ali Haydar Hakverdi bu kararlara uyulma çağrısında bulundu. “Ağırlaştırılmış müebbet cezası almış Madımak katliamının hükümlüsü, serbest bırakılırken kimi hükümlülerin haberleşme hürriyetleri dahi ellerinden alınıyor” diyen Hakverdi son olarak “adalet bir gün herkes için gerekecek” dedi.

Haberleşme hürriyeti demokratik toplumlarda en temel hak ve özgürlükler arasındadır ve bu durum Anayasamızın 22. Maddesi ile de güvence altına alınmıştır. Ancak cezaevlerinden gönderilen mektuplara idari makamlarca keyfi olarak kısmi sansür uygulanmakta ya da birçok mektup alıcısına gönderilmemektedir.

Son olarak Edirne F Tipi cezaevinde hükümlü bulunan Baysal DEMİRHAN ’ın yazıp tarafıma gönderdiği hak ihlalleri ve kötü muamele içerikli mektup cezaevi idaresi tarafından engellenerek alıkonulmuştur. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu üyesi bir milletvekili olmama rağmen tarafıma gönderilen hak ihlalleri içerikli mektubun engellenmesi, cezaevinde yaşananları kamuoyundan gizlemeye çalışıldığının göstergesidir. Bu durum kurumun şeffaflığını gölgelemekte ve adil bir soruşturma açılmasının da önüne geçmektedir.

Mektup Okuma Komisyonu Başkanlığının 2019/483 sayılı kararında mektubun engellenmesine gerekçe olarak “Kişi ve kuruluşları paniğe yöneltebilecek, yalan yanlış bilgiler ile kamu kurum ve çalışanları hakkında asılsız töhmet altında bırakan, küçük düşürücü ve hedef gösteren sakıncalı ifadelere yer verildiği” gösterilmektedir. Ancak bu gerekçeli kararda mektupta geçen ilgili metin ya da ifadeler belirtilmemiştir. Hükümlü Baysal DEMİRHAN yazdığı mektupta cezaevindeki hak ihlallerini dile getirmiş ve TBMM Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu tarafından bir heyet oluşturularak yaşadıkları sıkıntıların yerinde incelenmesini talep etmiştir. Ancak bu talebi mektupla birlikte cezaevi idaresi tarafından engellenmiştir.

Daha önce bu konu ile ilgili tarafıma yazdığı mektuplar engellenen hükümlü Mecit Şahinkaya ve Tamer Korkmaz’ın başvuruları sonrasında Anayasa mahkemesi emsal niteliğinde bir karara imza atmıştır. Anayasa Mahkemesinin 30912 sayılı resmî gazetede yayınlanan 12/09/2019 tarihli kararında, cezaevi idarelerinin tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerindeki hak ihlallerini milletvekillerine ulaştırmasını engellemek gibi bir yetkisinin olmadığı, bir milletvekiline gönderilmek istenilen mektup ile herhangi bir kişiye gönderilmek istenen mektubun aynı şekilde değerlendirilmemesi gerektiği vurgulanmıştır. Mektubun muhatabı olan milletvekilinin TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi olduğu dikkate alınarak mektubun engellenmesine dair gerekçelerin ikna ediciliği daha kuvvetli olmak zorundadır. Kararda cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin dış dünya ile bağlantısında en önemli araçlardan birinin mektup olduğu vurgulanarak, idarenin dış dünya ile iletişim kurmalarında mahkumlara yardımcı olmaları gerektiği belirtilmiştir. Yine Anayasa Mahkemesinin ilgili kararında milletvekiline gönderilen mektubun engellenmesinin haberleşme hürriyetine yapılan müdahalede amaçlanan hedefler açısından orantısız olup demokratik toplum gereklerine uygun düşmediği vurgulanmıştır.

Adalet bakanlığı bünyesinde yer alan cezaevi idarelerinin, haberleşme hürriyetini güvence altına alan anayasamıza ve emsal niteliğindeki Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayarak keyfi kararlar almaya devam ettiği ortadadır. Bakanlığınız bünyesindeki cezaevi idarelerini anayasamıza ve anayasa mahkemesinin ilgili kararlarına uygun hareket etmeye davet ediyor ve bu konuda üzerinize düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmenizi temenni ediyorum.