Cerrahpaşa’dan sel felaketi raporu: Erkan uyarı sistemi kurulmalı

Cerrahpaşa’dan sel felaketi raporu: Erkan uyarı sistemi kurulmalı
Batı Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan sele ilişkin İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri tarafından ön değerlendirme raporu hazırlandı. Raporda, erken uyarı sistemi kurulmasının önemli olduğuna dikkat çekildi.

Bölgede yapılan incelemenin ardından çözüm önerilerine yer verildi. Raporda, “Taşkın tehlikesi olan bölgelerde dere ve taşkın yatağındaki tüm yapılar için risk değerlendirme çalışması ivedilikle başlatılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. Taşkın riski yüksek olan bölgelerde taşkın erken uyarı sistemi kurulması önem arz etmektedir” denildi. 

Raporda, "Yağış değerleri tipik 100 yıllık tekerrür aralığına sahip yağış miktarının üzerindedir. Dere kenarlarına inşa edilen yapıların bir kısmında temel taban kotlarının, olası bir taşkın sırasında yükselecek su seviyesine göre hesaplanan, dere kret (üst) kotu seviyesinde ve hatta altında olduğu görülmektedir. İncelenen yıkık ve hasarlı yapıların tamamı dere kenarında ve taşkın yatağında olup, iri blok ve çakıl içerikli kumlu dere alüvyonu üzerine inşa edilmiştir" ifadelerine yer verildi.

rapor-foto.jpg

Teknik incelemeler

Batı Karadeniz Bölgesinde 11 Ağustos’ta başlayan yağışlar sonucunda meydana gelen sel afetinin ardından,İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. M. Kubilay Keleşoğlu ve Doç. Dr. Rasim Temür tarafından saha ziyaretleri yapılarak teknik incelemelerde bulunulmuştu.  

Ziyaretler, Kastamonu’ya bağlı Abana, Bozkurt ve Çatalzeytin ilçeleri ile Sinop iline bağlı Ayancık ilçesini kapsarken bulgular neticesinde Prof. Dr. Cevza Melek Kazezyılmaz Alhan, Prof. Dr. İlknur Bozbey, Prof. Dr. Nurdan Memişoğlu Apaydın ve Doç. Dr. Sezar Gülbaz’ın da katılımıyla ön değerlendirme raporu hazırlandı.

Ön değerlendirme raporu

Sahadan elde edilen bulgular değerlendirilerek Prof. Dr. Cevza Melek Kazezyılmaz Alhan, Prof. Dr. İlknur Bozbey, Prof. Dr. Nurdan Memişoğlu Apaydın ve Doç. Dr. Sezar Gülbaz'ın da katılımlarıyla hazırlanan ön değerlendirme raporunda şunlar belirtildi.

1. Meteoroloji Genel Müdürlüğü  verilerine ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamaya göre 11 Ağustos 2021 tarihinde Kastamonu Küre'ye 198 mm, Pınarbaşı'na 167 mm, Azdavay'a 145 mm, İnebolu'ya 123 mm, Abana'ya 122 mm, Bozkurt'a 117 mm yağış düşmüştür. Ölçülen bu yağış değerleri tipik 100 yıllık tekerrür (tekrarlanma) aralığına sahip yağış miktarının üzerindedir.

2. Alanın topoğrafyası incelendiğinde, Bozkurt ilçesinde yer alan ve taşkına maruz kalan yerleşim alanlarının eski dere yatağında ve taşkın yatağında olduğu görülmektedir.

3. Kastamonu ili Bozkurt ilçesinde meydana gelen sel afeti Ezine Çayı'nın taşması sonucu oluşmuştur. Ezine Çayı, yaklaşık 375 km2 havza alanına sahip olup Abana'dan Karadeniz'e dökülmektedir. Sel felaketinin en yoğun yaşandığı Bozkurt ilçesi havzanın çıkış noktasına yakındır. Bu durum nedeni ile ilçe sınırları içinde kalan yerleşim alanları havza yüzeyinde meydana gelen maksimum akışa maruz kalmıştır.

4. Sinop ili Ayancık ilçesinde meydana gelen sel afeti ise Ayancık Çayı'nın taşması sonucu oluşmuştur. Ayancık Çayı yaklaşık 670 km2 havza alanına sahip olup doğrudan Ayancık sahilden Karadeniz'e dökülmektedir . Sel felaketinin en yoğun yaşandığı yerleşimlerden biri olan Ayancık ilçesi havzanın çıkış noktasında yer almaktadır. Bu durum nedeni ile ilçe sınırları içinde kalan yerleşim alanları havza yüzeyinde meydana gelen maksimum akışa maruz kalmıştır.

rapor-aa.jpg

5. Islah edilen (düzenlenen) Bozkurt Ezine Çayı'nın (yaklaşık 32 m genişliğinde) yeni yatağının şiddetli yağış sonucunda oluşan akışı taşıyamadığı görülmektedir.

6. Akış ile birlikte sürüklenen ağaç, sediment vb. kaba malzemenin dereler üzerinde yer alan köprü ve menfez gibi tüm sanat yapılarının akış kesit alanını daralttığı, kesitlerde kapasite kayıplarına sebep olduğu görülmektedir . Ayrıca, sel suları ile ormandan taşınan ağaç parçalarının ve tomrukların, köprü ayaklarındaki hasarı arttırıcı etkisi olduğu görülmektedir. Köprü geçişlerinin (açıklık ve köprü hava payları) tıkanmasının baraj (set) etkisine neden olduğu ve köprünün arkasında biriken suyun dere yatağından meskun mahallere doğru taştığı görülmektedir.

7. Dere kenarlarına inşa edilen yapıların bir kısmında temel taban kotlarının, olası bir taşkın sırasında yükselecek su seviyesine göre hesaplanan, dere kret (üst) kotu seviyesinde ve hatta altında olduğu görülmektedir.