Büyükada davası 3 Nisan'a ertelendi
Büyükada davasında karar duruşması 3 Nisan 2020'ye ertelendi. AB Türkiye Delegasyonunun da gözlemci olarak katıldığı 35'inci İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada Uluslararası Af Örgütü'nden (Amnesty International) Taner Kılıç ve diğer insan hakları savunucuları yargılanıyor.
Veli Acu'nun savunması
Gazeteci İrem Afşin'in bildirdiğine göre; İnsan Hakları Gündemi Derneği üyesi Veli Acu, konuşmasına ünlü şarkıcı Leonard Cohen'in "Herkes biliyor geminin su aldığını, herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu" sözleriyle başladı. İyi niyetli eylemlerinin yargılandığını belirten Acu, "Biz insanları savunduğumuz için yargılanıyoruz" diyerek beraatını istedi.
Acu, şeri ve marksist temelli örgütlere aynı anda üye olmakla suçlanmasının komikliğine de vurgu yaparak, "Siyaset Bilimi mezunu biri olarak, Şeri ve Marksist temelli örgütlere aynı anda üye olma suçlaması, en fazla benim ehliyet kabiliyetimde bir sorun olduğu anlamına gelir" ifadelerini kullandı.
Taner Kılıç'ın savunması
Taner Kılıç savunmasında ByLock kullanmadığını belirterek, "hakkımdaki Bylock tespitinde yanlışlık olduğunu tüm ifadelerimde belirttim. Yanlışlık veya kumpas olduğunu düşünüyorum. İddiayı tamamen çürüten 4 ayrı uzman görüşünü dosyaya sunduk." ifadelerini kullandı.
Kılıç'ın savunmasını 'fazla detaylı' bulan mahkeme başkanı, savunmanın kısaltılmasını istedi. Bilirkişi raporundaki detayları anlatan Kılıç, ByLock kullanılan telefonlarda programın silinip telefonun fabrika ayarlarına döndürülmesi durumda dahi iz kaldığını belirten Kılıç, telefonunda ByLock kullanımına dair iz bulunmadığını hatırlattı.
Bilirkişi raporu ile MİT'in ByLock teknik raporunun çeliştiğini söyleyen Kılıç, bilirkişinin duruşmada verdiği ifadede Mor Beyin programı ve hazırlayan kişilerin isimlerini verdiğini söyleyerek, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ertesi gün durumu kabul eden açıklama yapmıştır" diye konuştu.
"Zehirli ağacın zehirli meyveleri benim gibi insanları etkilemeye devam etmektedir" diyen Kılıç Bank Asya suçlamasına yönelik ise "Terör örgütü üyesi olma suçlamasına delil olarak Bank Asya'ya para yatırmam gösteriliyor. 2014'de Bank Asya'ya para yatırma kampanyasında tam tersi olarak paramı çektim." ifadelerini kullandı.
Delil olarak kız kardeşinin Mehmet Tanış ile evli olmasının gösterilmesiyle ilgili olarak "Suçun şahsiliği nerede kaldı?" diyen Kılıç, "Kız kardeşim 30 yıllık evli, eniştemin 30 yıl sonra terör örgütü üyesi olduğu şüphesi olacağını bilip kardeşimi uyarmam mı gerekiyordu?" dedi.
Son olarak "Büyükada toplantısının suç teşkil eden bir durumu olmadığı çok aşikardır. Biz insan hakları savunucuları toplumsal ahlâkı yüksek, saygın insanlarız. Bu davayla itibarsızlaştırılmaya çalışılıyoruz" diyen Taner Kılıç beraatini istedi.
Günal Kurşun'un savunması
Günal Kurşun, savunmasında Gülen Cemaatinin yayın organı olan Zaman Gazetesinde yazmasıyla suçlanmasına ilişkin; Saray Sözcüsü İbrahim Kalın ve yine Sarayda Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi olan Beril Dedeoğlu'nun da yazdığını belirterek, "O zaman onları da yargılayın" dedi.
Kurşun, "Kapatılan Feza Gazetecilik A.Ş'den gelen para transferleri doğrudur. O gazete ile yaptığım köşe yazıları telif ücretinden gelen paradır. Savcı bu gazetede yazı yazarsan, bu örgüte üyesindir demek istiyor. O zaman savcının şu an Cumhurbaşkanı sözcüsü olan İbrahim Kalın'a da dava açması gerekiyor. O da bu gazetede yazı yazdı, eğer ücretsiz yazmamış ise o da para aldı. Yine aynı şekilde Beril Dedeoğlu da o gazetede yazı yazdı. Beril Dedeoğlu da şu an Cumhurbaşkanlığında Güvenlik ve dış politikalar kurulu üyesi olarak çalışıyor. Yazdığım bu yazılar hakkında hiçbir soruşturma açılmamıştır ve hukuka aykırı hiçbir içerikleri yoktur. Adana Ağır Ceza Mahkemesi bu yazıların hepsini ifade özgürlüğü olarak değerlendirdi ve hakkımda beraat kararı verdi" ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
5 Temmuz 2017 tarihinde, yıllardır Türkiye'de çalışan insan hakları savunucları Büyükada'da gözaltına alınmış ve 10 insan hakları savunucusu ajanlık ile suçlanmıştı. İktidar medyası Türkiye aleyhine yeni bir 'darbe' kalkışmasının Büyükada'da planlandığını yazmış; AKP'li milletvekilleri bu yönde açıklamalar yapmıştı.
Tutuklanan hak savunucularından İdil Eser, İlker Üstün, Özlem Dalkıran, Veli Acu, Peter Steudtner, Ali Gharavi, Günal Kurşun ve Nalan Erkem 25 Ekim 2017 tarihinde adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Uluslararası Af Örgütü Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç, 2017 yılının haziranında ByLock kullandığı gerekçesiyle gözaltına alınıp tutuklanmış ve Büyükada davası bu olayla birleştirilmişti. Kılıç'ın cezaevinden bu toplantıları yönettiği iddia edilmişti.
Dünya çapında düzenlenen kampanyalarla 2 milyon kişinin desteğini alan hak savunucuları, 15 yıla kadar hapis istemiyle karşı karşıya durumda.