Bilecik'ten örnek bir projeyle Türk atçılığına yeni bir soluk
Akbaş, 300 dönüm alana kurulu tesisinde, Arap ve İngiliz cinsi yarış atları yetiştiriyor. Kuruluşundan bu yana 40 yarış atı yetiştiren Akbaş, bu atların İstanbul, Ankara, Adana ve Kocaeli'deki hipodromlarda yarıştığını belirtiyor.
Kocaeli’nden Bilecik’e taşınarak 1 yıl süren hazırlık aşamasının ardından tesisini faaliyete geçiren 43 yaşındaki Akbaş, haradaki 8 padok ve 40 hayvan kapasiteli alanında, her gün hem kendi atlarıyla hem de başkalarına ait atlarla ilgileniyor. Ayrıca, hayvanların beslenmesinde kullanılan yonca, yulaf ve çeşitli otları kendi tarlasından üretiyor, böylece yem ihtiyacının yüzde 40'ını karşılıyor.
Akbaş, 14 yıl boyunca atçılık konusunda edindiği tecrübeyi Bilecik’teki tesise aktardığını ve burada büyük bir özveriyle çalıştığını söylüyor. Eşi ve çocuğuyla birlikte bungalovda yaşayan Akbaş, tesisin her ihtiyacını kendilerinin karşılamayı hedefliyor.
Ağırlıklı olarak İngiliz atı yetiştirdiklerini belirten Akbaş, tesislerinden çıkan atların hipodromlara gönderildiğini ve bazı atların kendi ekibi tarafından koşturulduğunu ifade ediyor.
Günlük rutini arasında erken kalkıp atların yemlerini verip bakımlarını yapmak da var. Rahatsızlanan atların tedavilerini de kendi tesisinde gerçekleştirdiklerini belirten Akbaş, bu işin tamamen bir sevda işi olduğunu vurguluyor. Yetiştirdiği atların yarışlarda kazandığı başarılar, ona büyük bir tatmin sağlıyor.
"Atlarımıza anneleriyle birlikte ilk 6 ay büyütüp, sonra onlara alışmamız ve bağ kurmamız gerekiyor. Onlar bizim çocuklarımız gibi ve herhangi bir sağlık sorunu yaşadıklarında, bu bizim için büyük bir üzüntü kaynağı oluyor" diyen Akbaş, bu işin ne kadar özveri ve sevgi gerektirdiğini anlatıyor.
Serhat Akbaş’ın Bilecik’teki harası, Türk atçılığında dikkat çeken bir başarı örneği olarak öne çıkıyor ve kaliteli atlar yetiştirmeye devam ediyor.