Bakan Gül, Kavala sorusuna yanıt verdi: Yürüyen bir davayla ilgili konuşmam doğru olmaz
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki bütçe görüşmelerinde CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, yargı reformunun uygulamaya yansımadığını belirterek, "Bu anlamda en çok sorulan Osman Kavala davas. AİHM ihlal kararı verdi, tahliye edilmemesinin gerekçesi nedir?" diye sordu.
Bianet’te yer alan habere göre, CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, bütçe görüşmelerinin devam ettiği Meclis Genel Kurulu’nda Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e "En iyi reform en iyi uygulamada" sözünü hatırlatarak şu soruları sordu:
“Yargı Reformu Strateji Belgesi paketleriyle yargı sistemine güveni tesis etmek, sorun ağını ortadan kaldırmak adına önemli bir beklenti oluştu. Siz reformun iyi, doğru uygulanmasıyla amacına ulaşacağını söylediniz, ‘En iyi reform en iyi uygulamada’ dediniz, çok doğru.
Bakanlığınızın reform stratejisiyle, ortaya koyduğunuz yaklaşımla uygulama arasında; genel iktidarın, özellikle İçişleri Bakanlığının, bazı kamu kurumlarının kimi uygulamaları, söylemleriyle yaşanan somut olaylar arasında tezatlıklar mevcuttur. Bakanlığınızın ortaya koyduğu bu reform stratejisinin uygulamaya yansıması, eylem-söylem ikilemini aşmak için daha somut, farklı adımlar gerekmekte, beklenmektedir.
Bu anlamda Bakanlığınızın ortaya koyduğu reform stratejisinin uygulamaya yansıması, uygulamadaki tezatlıklar, eylem-söylem ikilemi nasıl aşılacak? Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?
Bu anlamda en çok sorulan ve en çok gündemde olan Osman Kavala davası ki AİHM'in bir kararı var biliyorsunuz, Kavala'nın 770'inci tutukluluğu gününde bu karar açıklandı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5/1, 5/4, 18'inci maddelerinin ihlal edildiği kararı verildi. Dokuz gün geçti karardan itibaren. Tahliye edilmemesinin gerekçesi nedir?
Adalet Bakanı’ndan yanıt: İş uygulayıcıları kalmakta
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, CHP’li Özdemir’in sorularına şu yanıtı verdi:
“Sayın Özdemir'in kamu kurumlarının uygulaması, yargı reformunda ortaya konan yol haritalarıyla çelişen birtakım uygulamaları ifade edildi. Bu hususta elbette eylemin de bu anlamda reformla uyumlu olması hepimizin ortak dileğidir. Ancak gerek yasama gerek yürütme kendi alanlarıyla ilgili düzenleyici işlemlerini ya da yasama faaliyetini yapmakta, onun ötesindeki iş uygulayıcılara kalmaktadır.
Elbette uygulayıcıları da bağlayan, hukukun ortaya koyduğu sınırlardır, ilkelerdir. Her kamu görevlisinin de her uygulayıcının da bu kanunun hem lafzıyla hem ruhuyla bu reformları hayata geçirmesi ortak dileğimizdir. Özellikle yakın zamanda yine hükûmetimizin planında ortaya konan bir vizyon ve aynı zamanda yargı reformunda da açıklanan bir eylem var, o da yeni insan hakları eylem planının hazırlanması.
Bu konuda Bakanlık olarak tüm paydaşlarla çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve özellikle uygulamalardan kaynaklanan bu sorunların hem kamu kurumları, hem sivil toplum kuruluşları hem insan hakları aktivistleriyle, tüm paydaşlarla, barolarla, akademisyenlerle; insan hakları alanında atılması gereken adımlar, mevzuatta yapılması gereken değişiklikler, uygulamada hangi eksiklikler var, bunların hepsinin tespiti ve bir bir tüm kamu kurumlarıyla ilgili eylem planının ortaya konulması çalışmalarımız devam ediyor.
Yürüyen bir davayla (Osman Kavala davası) ilgili yürütmenin parçası bir bakan olarak benim söz söylemem, en azından bir ihsas ya da mütalaada bulunmam doğru olmaz”