AYM'den Şaşırtan Karar!

AYM'den Şaşırtan Karar!
AYM, KESK üyesi olan eylemci memura verilen kınama cezasını hak ihlali saymadı.Yakın tarihlerde kamu çalışanlarının sendikalarının çağrısı üzerine işe gitmeme eylemleri nedeniyle verilen disiplin cezalarını sendikal hak...

AYM, KESK üyesi olan eylemci memura verilen kınama cezasını hak ihlali saymadı.

Yakın tarihlerde kamu çalışanlarının sendikalarının çağrısı üzerine işe gitmeme eylemleri nedeniyle verilen disiplin cezalarını sendikal hak ihlali sayan ve onlara tazminat da ödenmesine karar veren AYM, şaşırtıcı bir geri adım attı. AYM, bu tutumunu demiryollarındaki eylemci memur için değiştirdi ve KESK üyesi olan eylemci memura işe gelmeme eylemi nedeniyle verilen kınama cezasını hak ihlali saymadı.

AYM, toplumsal ve bireysel hayatı derinden ve doğrudan etkileyen eylemler nedeniyle memurlara ceza verilmesinin demokratik toplumda gerekli olduğuna da hükmetti, Dolayısıyla ceza iptal edilmediği gibi, başvurucu memura tazminat da ödenmedi.

AYM’YE TAŞIDI

Şanlıurfa’nın Akçakale istasyon Şefliği’nde tren teşkil memuru olarak çalışan, KESK’e bağlı Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyesi Yücel Yaşar’a, sendikanın, işten atılan yöneticilerin işe geri alınması talebiyle başlattığı eyleme katılarak uyarak işe gitmediği için DDY Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulu’nca kınama cezası verildi. Yaşar’ın bu cezaya yaptığı itiraz Şanlıurfa İdare Mahkemesi’nce reddedilince konu bireysel başvuruyla AYM’ye taşınmıştı. Ancak, yakın tarihlerde çoğu Eğitim-Sen üyesi öğretmenler olmak üzere sendikal eylemlere katıldıkları için disiplin cezası verilen kamu çalışanları lehine sendikal hak ihlali kararı veren ve onlara tazminat ödenmesine de hükmeden AYM, bu tutumunu değiştirdi.

Yaşar’ın katıldığı eylemin bireysel ve toplumsal yaşamı derinden ve doğrudan etkilediği için, eyleme disiplin cezası verilmesini hak ihlali saymadı. Başvurucu Yaşar’ın Tren Teşkil Memuru olduğunu, işe gelmediği için o gün ilgili hatta tren seferlerinin yapılamadığına dikkat çeken AYM, bu nedenle eylemciye kınama cezası verilmesinin ‘demokratik toplumda gerekli olduğunu’ savundu. Cezayı ‘zorlayıcı toplumsal ihtiyaçtan kaynaklandığı için ‘ölçülü’ de bulan AYM, kararında şu tespit ve gerekçeleri kullandı:

“…Başvurucu işe gelmeme eylemine katıldığı için kınama cezasıyla cezalandırılmıştır. Demokratik toplumlarda gerekliliği tartışılmaz olan durumlarda ordu, emniyet veya başka bazı sektörlerde sendikal haklara sınırlamalar getirilmesi mümkündür. Ulaşım ve ulaştırma sistemindeki aksamaların bireysel ve toplumsal hayatın derin bir şekilde etkileyeceği kabul edilmelidir.

HAYATI ETKİLEYEN GREVE CEZA

Nitekim eylem nedeniyle yük ve yolcu taşıma faaliyetleri aksamıştır. Tren teşkil memuru olan Başvurucunun işe gitmemesi nedeniyle tren seferleri yapılamamıştır..Başvuruya konu sendikal faaliyet bireysel ve toplumsal hayatı derin bir şekilde ve doğrudan etkilemiştir. Verilen ceza hafif olsa da başvurucu gibi sendikaya üye kişileri çıkarlarını savunmak amacıyla yapılan meşru sendikal faaliyetlere ve eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir niteliği sahiptir. Buna karşın başvuruda verilen kınama cezasının ölçüsüz olduğu söylenemez.

DEMOKRATİK TOPLUMDA GEREKLİ

Açıklanan nedenlerle, her ne kadar başvurucuyu benzer eylemlere katılmaktan vazgeçirecek niteliğe sahip olsa da şikayet edilen kınama cezasının ‘zorlayıcı toplumsal bir ihtiyaçtan’ kaynaklanması nedeniyle ‘Demokratik toplumda gerekli olduğu’ sonucuna varıldığından, başvurucunun Anayasa 511.maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.”

TEK KARŞI OY KALELİ’DEN

AYM’nin eylemci memurları üzecek bu kararına muhalefet eden tek üye ise Serruh Kaleli oldu. Kaleli, kınama cezasının hak ihlali olduğunu şöyle savundu:

“Sendika özgürlüğünü korumayan, gelişmesine fırsat tanımayan, işlevsiz kılacak tüm müdahalelerin sınırlama-özgürlük dengesini korumadığı ve tanınmış güvenceleri gözardı ettiği takdirde hakkın ihlaline sebep olacağının kabulü gerekir. Her eylemin belli ekonomik ve sosyal sonuçlarının olması kaçınılmazdır. Burada önemli olan bireyin hakkı ile kamunun çıkarları arasında makul denge kurmaktı.Uygulanan disiplin yaptırımının ölçülü olduğu söylenemez.”

Taraf