Atatürk'e hakaret eden Hasan Akar ile ilgili gelişme

Atatürk'e hakaret eden Hasan Akar ile ilgili gelişme
Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ettiği için 2,5 yıl hapse mahkum edilen Hasan Akar davasında mahkeme, gerekçeli kararını hazırladı

Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ettiği için 2,5 yıl hapse mahkum edilen Hasan Akar davasında mahkeme, gerekçeli kararını hazırladı. Kararda, sanığın, mensup olduğu ortamda Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı milli değerlerimizden olan ve “Türk milletinin var oluşunu sağlayan” Atatürk aleyhine hakarette bulunduğu, bunu da İslam adına yaptığını belirterek milleti birbirine düşürmek amacı güttüğü aşikar olduğundan savunmasına itibar edilmediği kaydedildi.

Sosyal medyada yayınlanan bir videoda Atatürk’ün annesi Zübeyde hanımla ilgili hakaret içeren cümleler söylediği gerekçesiyle hakkında 11 Mayıs’ta yakalama kararı çıkarılan Hasan Akar hakkında “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” ve “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarından 7,5 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Bakırköy 18’nci Asliye Mahkemesi’ndeki ilk duruşmada savunma yapan Akar, söylediklerinin bazı kitaplardan nakil olduğunu ve üslubunun yanlış olduğunu belirterek beraatini istedi. Mahkeme, Hasan Akar’ı kuvvetli suç şüphesi ve kaçma şüphesinin varlığını gözeterek tutukladı.

Temmuz ayında görülen ikinci duruşmada mahkeme, sanık Hasan Akar’ı “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret etme” suçundan 1 yıl 6 ay hapis ve “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçundan da 1 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, verilen cezalarda herhangi bir indirim uygulamadı.

Mahkeme hazırladığı gerekçeli kararında, sanığın kendisinin kitaplara göre beyanda bulunduğunu iddia etmesi, hakarete dayanak olarak kitapları hakarete delil gösterdiği, hakaret için gösterdiği kitapların Nutuk dahil olmak üzere delil teşkil etmeyeceği ve hakareti geçerli kılmayacağı anlatıldı.

Kararın devamında "Söylemi hakaret kapsamında kalan sanığın Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı ve bekasının devamı için inançları yok ederek halkı, milleti inandığı din ve mezhep ayrımına yönelterek bir kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği ifade edildi. Kararda sanığın duruşmada, sözlerinin yanlış olduğunu beyan etmeyerek üslubunun yanlış olduğunu belirtmek suretiyle kendisinin mensup olduğu ortamda kendisine ya da Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı milli değerlerimizden olan ve Türk milletinin var oluşunu sağlayan Atatürk aleyhine hakarette bulunup bunu da İslam adına yaptığını belirterek milleti birbirine düşürmek amacı güttüğü aşikar olduğundan mahkemenin savunmaya bu yönden de itibar etmediği" anlatıldı.

Kararın sonunda sanığın bir daha bu suçu işlemeyeceği kanaatine varılamadığından hakkında erteleme ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasına yer olmadığı belirtildi.