Ali Keleş: Türkiye su fakiri bir ülke olma yolunda hızla ilerliyor
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Keleş, Türkiye'de son 20 yılda kişi başına düşen su miktarının 4000 metreküpten 1430 metreküpe indiğini kaydetti. Keleş, Antalya'daki bazı büyük projelerin su kuyularına ciddi zarar vereceği endişesini paylaştı.
Ali Keleş, Adonis Otel’de gazetecilerle bir araya gelerek Türkiye’nin ve Antalya’nın su kaynaklarına yönelik açıklama yaptı. Türkiye’nin kişi başına ortalama 1430 metreküple su azlığı çeken ülke sınıfına girdiğini belirten Keleş, son 20 yılda kişi başına düşen su miktarının 4000 metreküpten 1430 metreküpe düştüğünü vurguladı.
Keleş, şöyle dedi:
“Devlet İstatistik Enstitüsü 2030’da nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörüyor. Mevcut kaynakların tamamının bozulmadan korunduğunu varsaysak bile 2030 yılı için kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1000 metreküp civarında olacağı söylenebilir. Türkiye su fakiri bir ülke olma yolunda hızla ilerliyor. Türkiye’de su kaynakları ile ilgili en önemli sorun sektörel su kullanımlarındaki plansızlık ve su kaynaklarının korunmaması. Bu sebeple Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekmektedir.”
Türkiye’de suyun yüzde 72’sinin sulama, yüzde 11’inin sanayide, yüzde 16’sının içme ve kullanma amaçlı olduğuna dikkati çeken Keleş, Türkiye’nin 20-30 yıl sonra geri dönüşümü imkansız su sorunlarıyla karşı karşıya kalacağını kaydetti.
36 YENİ SONDAJ KUYUSU AÇILACAK
Antalya’nın içme-kullanma suyunun tamamının yeraltı suyundan karşılandığını dile getiren Ali Keleş, yüzey suyu olarak Karacaören Barajı’ndan su getirilmesiyle ilgili projenin uygulama aşamasında olduğunu, inşaat aşamasında olan Küçük Aksu Barajı’ndan da içme-kullanma suyu temin edileceğini söyledi. Keleş, Döşemealtı Kovanlık Mahallesi arazileri ile Çubuk Boğazı girişinde de yeraltısuyu araştırmalarının yapıldığını ve bu bölgede de 36 sondaj kuyusu açılacağını kaydetti.
ASAT’A ELEŞTİRİ
Ali Keleş, Antalya’da bazı büyük projelerin mutlak koruma alanlarında yer alan su kuyularına zarar verdiğini iddia etti. Antalya Su ve Atıksu İdaresi’nin (ASAT) suyu koruması gerekirken, suyu nasıl kirleteceğine kafa yorduğunu iddia eden Keleş, ASAT’ın kendi çıkardığı yönetmelikle su kuyularına zarar verdiğini söyledi. Büyükşehir Belediyesi’nin gündemindeki Boğaçayı Projesi’nin de su kuyularına önemli zarar vereceğini öne süren Ali Keleş, şöyle devam etti:
“Bu projede deniz suyu dere yatağına çekilecek. Denizin içeriye getirildiği gün sondaj kuyuları tuzlanacak ve kullanılmaz hale gelecek. Batı Çevre Yolu da mutlak korunması gereken su kuyularının çok yakınından geçiyor. Bu yolu açan ve açmasına müsaade edenler yasaya göre suç işlemiştir. Büyük araçlarla yoldan her türlü madde geçiyor. Bunların bir kaza ya da farklı bir yöntemle bu sulara karışmayacağı imkansız değil. Demiryolu projesinde de yolun su kuyularının tam ortasından geçirilmesi planlanıyor. Bu projelere karşı olduğumuz zaman vatan haini ilan ediliyoruz. Ama bunları söylemek bizim boynumuzun borcudur.”
DÜDEN ŞELALERİ TEHLİKEDE
Koruma alanları sınırlarında içme suyu beslenme havzasında yer alan düdenlerin mutlak koruma alanları olduğunu belirten Keleş, Antalya’da 400 düden bulunduğunu, bunların 300’ünün aktif olduğunu vurguladı. Düdenlerin özellikle ani ve yoğun yağışlar sonucu oluşan yüzey sularını drene ettiği için taşkın oluşmasını engellediğini kaydeden Keleş, şöyle konuştu:
“Bu düdenlerin kapatılması, korunmaması sonucu yağış suları drene edilemeyecek ve Antalya merkezde yaşanan taşkınlara, yollarda vb yerlerde oluşan göllenmelere benzer sorunlar oluşacak, akabinde bu suların denize taşınması için drenaj kanalları yapılmak zorunda kalınacaktır. Bu durum mali yönden yerel yönetimlere ciddi külfet getirecektir. Bu bölgede yaşayan insanlar geçmiş yıllardan beri düdenlere ilgi duymuş ve bu düdenlerin aktifliğinin sağlanması için kafa yorup emek harcamıştır. Bunun kalıntılarını antik düdenler olarak nitelenen düdenlerde görmekteyiz. Fakat günümüzde düdenlerin üzerinde tuvaletler, mezarlıklar yapılıyor. Kimyasal atıklar ve sanayi atıkları ile düdenlere zarar veriyoruz.”
ÇUBUKBOĞAZI KUYULARI
Ali Keleş, Kırkgöz kaynaklarının debisinin geçmiş dönemlerde DSİ ölçümlerinde 15- 30 metreküp/sn arasında ölçüldüğünü belirterek, şöyle devam etti:
“Ancak mevsimsel değişimler, Korkuteli ve Bucak havzalarında yapılan gölet ve barajlar, Termessos kuyuları nedeniyle kaynakların debisi günümüzde 2,250 m3/sn’ye düşmüştür. Yine Termessos sondajlarından daha fazla yeraltısuyu hedeflendiğini biliyoruz. Aynı sahada Çubukboğazı’nda açılacak ilave 36 sondaj kuyusundan da ortalama 1,5-2 m3 su çekileceği düşünüldüğünde kaynakların debisi daha da düşecek, hatta kurak geçen dönemlerde Antalya’nın dünyaca ünlü traverten platolarını oluşturan Kırkgöz kaynakları kuruyacaktır. Bunun vebali de ülkemize ve kentimize hizmet yaptığını iddia eden genel ve yerel yöneticilerimize ait olacaktır.”
TSUNAMİ YAŞAYABİLİRİZ
Antalya’nın her türlü deprem bölgesinde yer aldığını kaydeden Keleş, tehlike açısından da Kaş ile Elmalı İlçesi’nin ilk sırada yer aldığını aktardı. Keleş, 30 yıl içinde Antalya’da bir deprem olabileceğini belirterek, “Açık deniz olduğu için daha tehlikeli bir tsunami yaşayabiliriz” dedi.