Akşener’den Babacan yanıtı
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Antalya’nın Muratpaşa ve Kepez ilçelerinde esnaf ziyareti yaptı.
Akşener, akşam saatlerinde Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği'nin (ANSİAD) düzenlediği iftar programına katıldı. Akşener, basın mensuplarının Babacan’ın, “Demokrasi ve Atılım Partisi, önümüzdeki seçimlere kendi adıyla, kendi şanıyla, kendi logosuyla girme kararını almıştır” açıklaması ile ilgili sorusuna şu yanıtı verdi:
İki kanun var, birincisi 2017’de referandumla birlikte ortaya çıkan seçim sistemi, orada ittifaklar var, içinde partiler var ister kendi logosuyla giriyor, ister başka partinin listesinden giriyor. Saadet Partisi hem logosuyla girdi hem de CHP’nin listesinden girdi, Demokrat Parti bizim listemizden girdi logosuyla girmedi. Biz görünürde orada üç parti logosuyla bizim millet ittifakının içerisinde seçime gittik. Burada şöyle bir durum vardı seçim sonrasında; artık oylar eklendi örneğin bizim partimiz Saadet Partisi ve CHP’nin oylarının eklenmesiyle dört milletvekili ekstra kazandı. Buna karşılık CHP’nin bizden biraz daha üstü oy aldığı yerlerde birleştirilen bu oy miktarları ekstra oy kattı.
'Yüzde 3 oranında bir oy aldığınızda size devlet yardım yapıyor'
Bu arada yeni bir yasa geçti, kimsenin kimseyi oyunun bir faydası yok. Ya tek listeden gireceksiniz ya da ayrı ayrı girecek. Millet ittifakının içinde de olsa kendi oyları sayılacak. Dolayısıyla Sayın Babacan’ın sonraki açıklamalarına baktığımız zaman partisinin kendi logosuyla seçime girmesi demek devlet yardımını alabilmesi için logonuzla girmek durumundasınız, yüzde 3 oranında bir oy aldığınızda size devlet yardım yapıyor. Kendisiyle görüşmedim henüz nedir ne değildir bu manada bilmiyorum ama seçim yasasına dair yapılmış bir açıklama diye düşünüyorum. Sonra yaptığı açıklamalarda millet ittifakının dışına çıkan bir durum yok, parlamenter sistem artı cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda bir farklılık yok.
Akşener, ‘Z kuşağı’ ile ilgili sorulan soruya ise şu yanıtı verdi:
Z kuşağını 1-1,5 yıldır çalışan biriyim ben, siz neye gülüyorsunuz, nasıl aşık oluyorsunuz, nasıl nefret ediyorsunuz, hayalleriniz, umutlarınız varsa neler, yoksa neden gibi ucu açık zoom toplantılarıyla uzun uzun görüşmeler yaptık. Sizin geleceğinize dair somut çözümler ürettik. Türkiye’ye dair umutsuzluğunuz had safhada, böyle bizim büyüklerin size nasihat vermesinden, tavsiye vermesinden hoşlanmıyorsunuz. Fikirlerinizin dinlenmesini, duyulmak istiyorsunuz.
Burada kalacaksınız çocuklar; doktoru da kalacak, yazılımcısı da kalacak, mühendisi de kalacak hepsi burada kalacak. Önce biz büyüklerinize düşen görev ise bize Atatürk’ün bıraktığı o şanları elinizden alanların cezasını vermektir. Onları emekli etmektir, demokrasiyle helal oylarla. İzmit’in bir köyünde doğdum, mübadil bir ailenin çocuğuyum, bir köyde doğdum. Öğretmenlerimin gayreti, bize verdiği heyecan, umut ve güvenle bu ülkede karşınızda İYİ Parti’nin Genel Başkanı, eski İçişleri Bakanı ama onları da bir kenara koyun kalsaydım profesör olarak emekli olan bir kadın olarak oturuyor olacaktım. Benim torunlarımın benim şansıma sahip olmadığı bir ülkeyi yarattılar. O beğenmedikleri Cumhuriyet, Atatürk benim gibi kızlara bu şanları tanıdı ve biz buradayız. Bu bir borçtur bu borcu yerine getirmek hepimizin boynun borcudur.
'Antalya’da bu kadar yoksulun olduğunu ilk defa gördüm'
Akşener ANSİAD'ın iftar yemeğine katılan iş insanları, sanayiciler, meslek odaları temsilcilerine hitaben de bir konuş yaptı. Akşener iftar öncesi yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Bugün Antalya’nın ilçelerinde esnaf dolaştım daha sonra hem oda temsilcilerinin hem de iş insanlarının oluşturduğu derneklerle birlikte toplantı yaptık. Biz 2017’de bu ülkenin o sistem değişikliğine gitmesinin gerçekten geleceğini karartacağına inananlardandık. O ucube sistem olarak gördüğümüz o değişiklik kabul edildiği takdire demokrasi, adalet, hukuk açısından ve bunların varlığının sağlayacağı yatırımların ortadan kalkacağı, milletvekillerinin anlamı kalmayacağı hakkında uzun uzun bütün Anadolu’yu dolaşarak anlattık. Maalesef gerçek anlamda görüşlerimizi ulaştıramamışız ki bu referandum kabul edildi. Burada bahsettiğimiz şey insanlar değildir burada bahsettiğimiz bu sistemdir. Bireyin kalkınmasına özgürlüğüne odaklandığı bir dönemde siz bütün yetkileri tek bir insana verirseniz o insanın iyi ya da yanlış insan olmasının çok büyük bir önemi yoktur.
Eğer şeffaflığın, hesap verilebilirliğin, liyakatin, yandaşlığın bitmesini, devlet düzeneğinin eşit şartlarda sizleri koşturmaya başlayan bir mekanizma olmasını istiyorsak değiştirmemiz gereken şey partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. 1 yıl sonra çok önemli bir karar vereceksiniz. Ya bu ucube sistemin devamı dünyadan kopmuş, komşularının tümüyle kavgalı, 5 milyonun üzerinden mülteciyi getirmiş ve onlara dair bir fikri olmayan, yaptım oldu diyen ve Türkiye’de yaşayan insanların zenginleşmesini, iş bulmasını değil fakirliğin, yoksulluğun yönetildiği bir ülkeyi yaratan bu ucube sistemi tam da bizlerin, sizlerin oylarıyla değiştireceğiz. Ben bu değişikliğin olacağına kalpten inanıyorum.
'Birinci önceliğimiz elbette bu istibdat rejiminden kurtulmaktır'
Şimdi niye esnaf geziyorum? İlk esnaf gezisine Antalya’dan başladım şimdi tekrar buradayım, gördüm ki büyük bir değişim var. Tarım o günden bugüne gerilemiş, hayvancılıkta meşgul olanda inanılmaz bir gerileme var, iş insanlarımızla da konuştuk. Antalya’nın misli misli büyümesi gerekirken tam tersine insanlarının zorlandığı bir Antalya gördüm. Uzun yıllardır politika yapan bir insanım Antalya’da bu kadar yoksulun olduğunu ilk defa görüyorum. İlk defa bu akşam pişirecek bir şeyim yok oruçluyum ne yapacağım diyen insanlar gördüm kulağıma eğilip. Üreten Türkiye’den çıktık yoksulluğun yönetildiği Türkiye ile karşı karşıyayız. Çünkü bu ucube sistemde hesap sorma durumunuz yok. Seçmen velinimet olmaktan çıktı bu anlayışı inşallah değiştireceğiz, bu iftar sofrasındaki dualarımız eşliğinde değiştireceğiz. Birinci önceliğimiz elbette bu istibdat rejiminden kurtulmaktır, hürriyete sahip çıkmaktır.