Akbelen ormanlarına mahkeme kararına rağmen iş makinaları soktular

Muğla’nın Milas İlçesi İkizköy Mahallesi içinde yer alan Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş (YK Enerji), mahkeme kararına rağmen iş makinelerini Akbelen’e soktu. Avukat Hakkı Atal, yürütmeyi durdurma kararına rağmen iş makinelerinin çalışmasına ilişkin ayrıntıları, Halk TV'de Sorel Dağıstanlı’nın programında anlattı.

Muğla’da Akbelen Ormanı’ndaki ağaçların kesilmesine karşı çıkan İkizköy sakinleri, çevre nöbetlerini orman yangıları devam ederken de sürdürmüştü. Yöre halkı ve sivil toplum kuruluşları, “Bir tane bile ağaç kestirmeyeceğiz” diyerek ağaç nöbetine başladı. YK Enerji yani maden ocağını yapmak isteyen şirket, yargı kararına rağmen ormanlık alana iş makinalarını soktu.

BİZANS VE ROMA UYGARILIĞINA AİT ARKEOLOJİK ALAN

Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) ve Ekoloji Birliği’nin gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, yürütmeyi durdurma kararına rağmen iş makinalarının çalışmasına ilişkin,  Halk TV’ye konuştu. Atal, “Çalışmanın hemen yanında Bizans ve Roma uygarlığından kalma arkeolojik bir alan var. Bu durum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında suç teşkil ediyor” dedi.

"MÜZE MÜDÜRLÜĞÜ SUÇ İŞLİYOR"

Atal, “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 6. ve 7. maddesine  göre burası yerinde tespit ve tescil edilmesi gereken taşınmaz kültür varlığıdır. Bu durumda Müze Müdürlüğü suç işliyor” diye konuştu.

‘Termik santralin kapısı yanıyordu hala elektrik üretiliyordu’

Atal, ‘Hem maden ocağını yapacak olan şirket hem de kazıyı yapan sponsor şirket aynı. Bölgede arkeolojik çalışmalar ve tarihi eserler var. Burada bir çelişki yok mu?’ sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Burada tamamen bir suç işleniyor. Hem YK Enerji yetkilileri hem de Müze Müdürlüğü yetkilileri suç işlemiş durumdadır. YK Enerji’nin sabahın köründe gelip, kazı yapması sürpriz değil. YK Enerji kanun hukuk dinlemiyor. Muğla’da yaklaşık 170 bin hektar ormanımız 13 gün boyunca yandı. YK Enerji’nin ağaçları kestirme gibi bir yetkisi yok. Herkesin can pazarından olduğu bir gün geldiler sabah erken saatlerde ormanı kestiler. Yangın, termik santrale ilerledi ve termik santralde elektrik üretmeyi  durdurmadılar. Termik santralin kapısı yanıyordu hala elektrik üretiliyordu. Bu ‘para kaybetmektense insanı ve doğayı kaybetmeyi tercih ederim’ anlayışıdır. Dolayısıyla biz diyoruz ki, maden ve enerji sektörü kamulaştırılmalıdır. Maden ve enerji özel sektöre hiç bir şekilde açık olmamalıdır. Aksi takdirde bütün halkımızın can güvenliği tehdit altındadır."

'Türkiye’de neden nükleer santral olmaması gerektiğini gösteriyor'

Atal, sözlerine şöyle devam etti:

"Kemerköy Termik Santrali’nin yanması, bir hafta boyunca yangının Kemerköy Termik Santrali’ ne ilerlemesi ve hiçbir tedbir alınmaması, santralin kapısı yanarken santralin halen elektrik üretmeye devam etmesi, bize Türkiye’de neden nükleer santral olmaması gerektiğini gösteriyor.”