Abdullah Kiğılı 'Bundan daha büyük kriz görmedik' sözlerinden sonra açıklama yaptı
"O günün konjonktürüyle yaptığım açıklamalar çarpıtılmış" diyen Kiğılı, "Yaptığım açıklamaların içinden bazı ifadeler cımbızla çekilerek, açıkçası çok da anlam veremediğim bir haber yayılmaya başlandı" ifadesini kullandı. Kiğılı'nin açıklamaları şöyle:
Sektörle ilgili yorumlarınızla gündemdesiniz. Sektörün en deneyimli isimlerinden biri bunları söyleyince “Ne oluyor, mağazalar bir bir kapanacak mı?” diye sormak istedim.
Gerçekten de o kadar kötü mü?
Hürriyet gazetesinden Elif Ergu'nun haberine göre; Çok şey anlattım, o anlattıklarımın içinden bazı cümleler cımbızla çekildi. Üstelik aylar önce yaptığım bir değerlendirme. Son 100 gün içinde de çok şey değişti.
O değerlendirmede “Bundan sonra büyüme yok. AVM’lerde yeni markaları göremeyeceğiz. Perakendenin en zor dönemine girdik” gibi sözleriniz var... Bu sözlerin ne kadarını yeniden söylersiniz?
Bu sözler başta da söylediğim gibi cımbızlandı. Ayrıca 4 ay önce söyledim. O günün konjonktürüyle yaptığım açıklamalar çarpıtılmış durumda. Yaptığım açıklamaların içinden bazı ifadeler cımbızla çekilerek, açıkçası çok da anlam veremediğim bir haber yayılmaya başlandı.
'Faiz indirimleri zorluk çeken markaları inanılmaz derecede rahatlattı'
Ne değişti bu süreçte?
Sektörde benim de hayal edemeyeceğim kimsenin hayal edemeyeceği şeyler gerçekleşti. Sayın Cumhurbaşkanı olsun, Hazine ve Maliye Bakanı olsun, banka faizlerinin ineceğini söylemişlerdi. Bu gerçekleşti. 6 ay evvel bankalardan hangi firma giderse gitsin bir kredi talebinde bulunduğunda zorlanıyordu, ayrıca yüzde 24-25 yıllık faizle para alabiliyordunuz. O da alabilirseniz. Yani eğer şirketinizin maddi durumu iyiyse bu faizle alabiliyordunuz. Bugün yüzde 11-12’ye düştü faiz oranları. Yani bu indirimler zorluk çeken markaları inanılmaz derecede rahatlattı.
Bankalardan kredi almak son dönemde kolaylaştı diyorsunuz. Başka ne değişti?
Bankalar hakikaten de karşılarında doğru bir müessese buldukları taktirde inanılmaz kredi veriyorlar. Bir kere bu çok önemli. Peki ikinci gerçek denen şey var. Enflasyon iniyor. Neredeyse tek rakamlara iniyor; bu da tabi fiyatlara tesir ediyor. Bunu piyasanın gerçek durumda anlayabilmesi belli bir süreç istiyor. Üçüncü değişim de şu; bugün satışımızın yaklaşık yüzde 80’i banka kartlarıyla yapılıyor. Yani Türk parası dönüşümü son derece az. Kredi kartlarının aylık faizi eğer bunu paraya çevirmek istediğinizde, aylık faizi yarıya indirildi. Bizim lehimize olan bu şartların hepsi oluştu. Artı çok önemli olan bir şey, yani kurlardan dolayı bütün AVM’lerde dövizle olan kiralarımızın tamamı TL’ye döndü. Artışlar da TEFE-TÜFE üzerinden yapılıyor. Bunların hepsi gerçekleşti. Şimdi bu gerçekleşen şeylerin ışığında perakende sektöründe bir ümit doğdu. Benim kendi sektörümün inanılmaz bir önü açıldı. Biz moral motivasyon kazandık.
'2001 krizinde korku içindeydik'
Siz kriz şerbetlisi olmalısınız iş yaşamınızda. Bu yüzden de son sözleriniz dikkat çekti. Örneğin 2001 krizinde siz ne yapıyordunuz?
2001 krizinde hiç unutmadım, kriz geldi şaşkın bir vaziyetteydik, ne yapacağımızı bilemiyorduk. 19 Şubat 2001 tarihin hiç unutmam, dolar 680 TL idi. İnanılmaz bir şey, bir ayda dolar 1000 lirayı geçti. 1500 TL’yi bulmuştu. 17 tane mağazamız var; 209 tane çalışanımız vardı. Ne yapacağız, nasıl yapacağız, bu sıkıntıyı nasıl gidereceğiz derken, korku içindeydik. Aradan 19 yıl geçmiş, bu 19 yıl zarfında bizim 209 çalışanımız olmuş 2000. 17 mağaza olmuş 225 mağaza...
O zaman en kötü zamanlardan güçlenerek çıkma yeteneğiniz var diyebiliriz...
Bildiğimiz işi yaptığım için bir kabiliyetim var, yalnız bildiğim işi yapıyorum. Bu işte pek kül yutacak gibi değilim. Hayatımda da yaptığım en doğru işlerden bir tanesi hiç bilmediğim işe yatırım yapmadım. Dolayısıyla gittikçe genişledik, bu günlere geldik. Elif yıllardır belli aralıklarla konuşuyoruz. Bana beş yıl evvel ‘Abdullah Bey sen yurtdışını düşünüyor musun?’ deseydin ki konuşmuşuzdur, “Valla fazla düşünmüyorum yani yurtiçinde yatırıma devam ediyoruz” demişimdir. Ama bugün aynı şeyi söylemiyorum.
Hatta sanırım tam tersi. Şu anda Türkiye’deki markaların ayakta sağlam durması için yurtdışında büyüme kaçınılmaz. Peki bu kolay mı?
2019’un başında, içerideki tüketim ve AVM sayısı gittikçe belli bir noktaya varınca, biz de artık 70 vilayette servis yapıyoruz. Dolayısıyla da Türkiye’de elde ettiğimiz gücü yurtdışına taşıma zamanı dedik. Markamızın kalitesine ve deneyimine güveniyoruz. Yurtdışında da büyümeye başladık. Kolay mı? Değil. Ayrı bir operasyon gücü istiyor. Ama bir de avantajımız var. Türkiye’ye gelen yabancıların bildiği bir markayız. Yıllardır bizden alışveriş yapıyorlar. Şu anda 20 ülkede 89 satış noktasındayız. Toplam 7 bin 500 metrekarelik bir sahadayız.