17 meslek odasından Gaziantep'te çöken cami ile ilgili ortak açıklama

Gaziantep'te Akkent Mahallesi'ndeki cami inşaatının iskelesinin çökmesiyle ve enkaz altında kalan mühendis Korkut Küçükcan'ın yaşamını yitirmesi hakkında, İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi'nde, 17 odanın imzasıyla bir açıklama yapıldı.

Evrensel gazetesinin haberine göre açıklamada çok sayıda usulsüzlük ve ihmale değinildi. Açıklamayı odalar adına Antep-Kilis Tabip Odası Başkan Ramazan Sürücü okudu.

İlgili haber: Türkiye'nin en büyük ikinci camisinde çökme: En az 2 yaralı

“Parselasyon uygulaması sonra yapıldı”

Usulsüzlük ve ihmallerin felaketten sonra ortaya çıktığını belirten Sürücü, "Yapının yapılabilmesi için hukuken zorunlu olan imar tadilatı temel atıldıktan 5 sene sonra, 2017 yılında yapılmıştır. Parselasyon uygulaması ise kazanın gerçekleştiği 14 Kasım'dan bir gün sonra yapılmış, tevhid işlemleri gerçekleştirilerek parsellerin yeni durumu tapudan tescillenmiştir. Yıllar önce tamamlanması gereken bu işlemin arama-kurtarma operasyonunun devam ettiği sırada gerçekleştirilmesinin gerekçesi ve amacı izaha muhtaçtır" dedi.

Yapı için düzenlenmiş ruhsatın olmadığını aktaran Sürücü, sağlıklı bir şekilde yapılmış mimari ve statik projelerin olup olmadığının da belirsiz olduğunu söyledi. Belediye arşivlerinde yapıya ait hiçbir proje olmadığını söyleyen Sürücü, "Şahinbey Belediyesi 2018 yılında mevcut yapının, ölçülerini aldırarak bir rölöve projesi hazırlatmış ve bunun mimari proje olarak kullanılması amaçlanmıştır. Bundan daha kötüsü ve de önemlisi, kubbesi henüz yapılmayan yapının, bu büyüklükte bir kubbeyi, taşıyıp taşımayacağı bilinmediğinden Korkut Küçükcan Şahinbey Belediyesi tarafından görevlendirilmiş ve statik analiz yapılması istenmiştir" ifadelerini kullandı.

İlgili haber: Türkiye'nin en büyük ikinci camisindeki çöküntünün altında kalan vatandaşa 30 saattir ulaşılamadı

“Belediye hiçbir önlem almadı”

İnşaat sırasında herhangi bir denetleme ve iş güvenliği hizmetinin de olmadığını söyleyen Sürücü, "Bu büyüklükte bir yapı yapılırken, tek bir işçinin bile sigortalı çalışmadığı bilinmektedir. Ayrıca iki katlı basit bir yapıda bile kullanılmaması gereken nitelikteki ahşap iskeleler 60 metre yüksekliğinde bir yapıda kullanılmış ve ilgili idare buna müdahale etmemiştir" dedi. Yaşanan felakette sorumluluğun Şahinbey Belediyesine ait olduğunu belirten Sürücü, bütün olumsuzluklara ve usulsüzlüklere rağmen belediyenin hiçbir önlem almadığına dikkat çekti. Ülke genelinde, yapılan kamu yapılarında niceliği ve büyüklüğü ön plana çıkaran bir anlayışın hakim olduğunu aktaran Sürücü, bunun en önemli sorun olduğunu, en büyük havalimanını, ibadethaneyi, kültür merkezini veya hastaneyi yapmanın maharet olmadığını, yapıların kalitesine ve güvenliğine odaklanması gerektiğini vurguladı. Kurtarma çalışmalarının da eksik olduğunu söyleyen Sürücü, pek çok yurttaş ve firmanın arama kurtarma çalışmalarına katılmasına rağmen koordinasyonun yetersiz olduğunu, kriz masasının kriz gerçekleştikten sonra kurulmasının bir anlamı olmadığını, kriz masasının her an kurulabilecek durumda hazırlıklı olması gerektiğini belirtti.

İlgili haber: Cami inşaatında çöken iskelenin altında kalan inşaat mühendisi hayatını kaybetti

“Cami kaçak yapı durumundadır”

Cami inşaatında teknik ve hukuki süreçlere uyulmadığını dile getiren Sürücü "Birçok kamu idaresi, cami, sosyal tesis gibi yapıların inşasında benzer hatalar tekrarlanmaktadır. Akkent cami, ne yazık ki uygun projesi ve ruhsatı olmayan, mühendislik ve mimarlık eseri sayılamayacak bir kaçak yapı durumundadır. Gerçekleşen bu felaketin sorumluları hakkında idari ve adli işlem yapılması gereğini hatırlatırız" diyerek açıklamayı sonlandırdı.