Kararlar Türkiye’nin risk primini artırdı: 23 Haziran, CDS’te yeni rekorlara gebe

Kararlar Türkiye’nin risk primini artırdı: 23 Haziran, CDS’te yeni rekorlara gebe
Ekonomi yönetiminin açıkladığı kararların ardından Türkiye’nin risk primi dün 828’e ulaşarak 2003 yılı sonrasının rekorunu kırdı. Ekonomist Murat Kubilay, hükümetin sorunu değil belirtileri çözmeye yönelik politika araçlarında ısrarını sürdürdüğünü belirterek, böyle giderse 23 Haziran’da yine faizin sabit tutulması muhtemel olan PPK toplantısının ardından yeni rekorların gelebileceğini söyledi.

Önceki gece ekonomi yönetimi tarafından açıklanan kararların ardından Türkiye’nin 5 yıl vadeli borcunu iflasa karşı korumanın maliyetini gösteren CDS’ler 828’le 2000-2003 yıllarındaki 1300’ler seviyesine yaklaşarak yeni rekorlar kırdı. Ekonomist Dr. Murat Kubilay, sorunu değil belirtileri çözmeye yönelik politika araçlarında ısrarın sürdüğünü belirterek, “Bu gidişatla 23 Haziran tarihli Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından yeni CDS’te yeni rekorlar izleyebiliriz” dedi.

whatsapp-image-2022-06-10-at-17-51-32.jpeg

Türkiye ile ilgili şüpheler artıyor

Türkiye ekonomisi her geçen gün döviz kıtlığına ilerlerken, yabancı yatırımcılardan döviz girişi gerçekleşmez ve yerli yatırımcılar TL’ye ikna edilemezken, olağanüstü ve sorunu değil belirtileri çözmeye yönelik politika araçlarında ısrarın sürdüğünü vurgulayan Kubilay, “Bunun neticesinde Türkiye’nin ithalat ve dış borca dayalı döviz yükümlülüklerini yerinde ve tam olarak gerçekleştirme kabiliyetine ilişkin şüpheler gittikçe artıyor. Halihazırda oldukça düşük düzeydeki kredi notlarına ek olarak CDS’ler de 2000-2003 yılları arasında 1300’lerin görüldüğü dönemin zirvesine yerleşmek üzere” diye konuştu.

Dr. Murat Kubilay

Yabancıların ilgisi tamamen bitecek

Bu gidişatla 23 Haziran tarihinde gerçekleşecek olan PPK toplantısının ardından yeni rekorların gelebileceğine dikkat çeken Kubilay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu durumun ilk neticesi TL cinsi varlıklara yabancıların ilgisinin tamamının sona ermesi, ikincisiyse Türkiye’nin dış borçlanma maliyetlerinin iyice artması olacak. Şu ana kadar eksik olan tek olumsuz gelişme yerli yatırımcıların döviz cinsi varlıklarını yastık altına kaçırma eğilimine girmemeleri. Fakat bu şekilde yönetilen ve enflasyona ilişkin kontörlünü tümden yitirmiş bir ekonomide bu tip ek olumsuz sonuçları da zamanla beklemek mümkün. 6 ay sonra ilk defa bir PPK toplantısı bu derece kritik ve bu bir kez daha toplantı kararları hayal kırıklığı yaratacak gibi.”