Kobani’de Ölü Sayısı 146′ya Çıktı

Kobani’de Ölü Sayısı 146′ya Çıktı
Kobani ve çevresinde dün gerçekleştirilen saldırılarda, ölenlerin sayısı 146'ya yükseldi.Öte yandan Suriye’deki sivil toplum örgütleri, bunun şimdiye kadar sivillere karşı düzenlenen en büyük ikinci saldırı olduğunu bildirdi.Suriye’deki...

Kobani ve çevresinde dün gerçekleştirilen saldırılarda, ölenlerin sayısı 146'ya yükseldi.

Öte yandan Suriye’deki sivil toplum örgütleri, bunun şimdiye kadar sivillere karşı düzenlenen en büyük ikinci saldırı olduğunu bildirdi.

Suriye’deki Kürtlerin, dört aylık kuşatmanın ardından bu yılın Ocak ayında IŞİD’den geri aldığı Kobani’ye dün bomba yüklü araçlarla intihar saldırıları düzenlenmişti.

Kentin IŞİD açısından stratejik bir öneme sahip olduğu tartışmalı. Bundan on gün önce kaybettiği Tel Abyad, örgütün merkezi konumundaki Rakka’ya giden yollarının kesilmesi açısından stratejik bir öneme sahipti. Ancak Kobani buna benzer bir konumda bulunmuyor.

Peki IŞİD’in Kobani’deki bu saldırısının amacı ne? Kobani’ye düzenlediği bu saldırıların arkası gelme ihtimali var mı?

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan analistler saldırıların devam etmesini ve IŞİD’in altı ay önce kaybettiği kenti yeniden ele geçirmek gibi bir amaçla hareket etmediğini düşünüyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, bu saldırıyı IŞİD’in on gün önce Tel Abyad’daki yenilgisiyle ilişkilendiriyor ve bunu “bir güç gösteri olarak” nitelendiriyor.

‘IŞİD GÜÇ GÖSTERİSİ YAPIYOR’

Ulutaş, “(IŞİD’in) bir yerdeki kaybını diğer yerde kapamaya çalışıyor. Ama bunun üzerine büyük bir strateji inşa etmiyorum. Bir intikam saldırısı gibi görünüyor. Kobane’yi yakın zamanda kaybetti. PYD için, uluslararası koalisyon için bayrak şehir. Muhtemelen onlara, Tel Abyad’dan sonra operasyonel kabiliyetinin devam ettiği mesajı veriyor. Güç gösterisi yapıyor” diyor.

Ulutaş IŞİD’in Tel Abyad’dan büyük bir kayıp vermeden çekildiğini hatırlatıyor ve oradaki gücünü Kobani’ye aktarmış olabileceği ihtimalini dile getiriyor.

Gazeteci ve köşe yazarı Fehim Taştekin de en az 30 kişinin ölümüyle ve onlarca kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıların hedefinin kenti geri almak için olmadığını belirtiyor:

“Destek gücü olmadan şehri alamazlar. Öyle bir hareket de gözlemlenmiyor” diyor.

“Saldırıyı PYD’yi kendi merkezinde tutmak için olabilir”

Taştekin başka bir noktaya dikkat çekiyor ve PYD’ye bağlı silahlı Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG), IŞİD’in merkezi üssü konumundaki Rakka’ya yönelme ihtimaline karşı, bu militanları “ana merkezlerine çekme” amacı taşıyabileceğini belirtiyor. Ayrıca yine benzer şekilde Kobani’nin yanı başındaki Cerablus’tan uzak tutmaya yönelik bir saldırı olabileceğini değerlendiriyor.

Yakın Doğu Haber internet sitesinden gazeteci Alptekin Dursunoğlu ise bunu verilmiş bir mesaj olarak yorumluyor: “Bu saldırı Tel Abyad’ı kaybetmeleri ve Rakka’ya doğru bir tehdit algılamaları örgütün savunma değil, saldırı pozisyonunda olduğunu göstermenin bir aracı olabilir” diyor.

TÜRKİYE ADIM ATAR MI?

Peki sınırdaki bu gelişmeler Türkiye’yi bu uzun sınır boyunda yeni adımlar atmaya yöneltir mi?

Ufuk Ulutaş bu soruya Türkiye’nin çok dramatik bir politika değişikliğine gitmeyeceği beklentisini paylaşarak yanıtlıyor ancak aynı zamanda “Türkiye sınır merkezli bir politika gözden geçirmesini yapıyor olabileceği” beklentisini paylaşıyor.

Ulutaş ayrıca “IŞİD ile mücadele eden muhaliflerle temasta ve destekte bir artış olabilir. Koalisyon güçleriyle istihbarat alışverişinde artış olabilir” tahmininde bulunuyor.

Haseke: Hem ulaşım açısından hem ekonomik olarak önemli

IŞİD’in saldırıları bugün sadece Kobane değil Haseke ile de gündeme oturdu. Kürtler ve Suriye Devleti’ne bağlı askeri güçler tarafından tutulan Haseke, IŞİD için önemli merkezlerden bir diğeri olan Deyr Zor’un kuzeyinde ve aynı zamanda Suriye’nin Irak sınırında yer alıyor.

Suriye devletine bağlı silahlı güçlere saldırılarını dün geceden beri yoğunlaştıran IŞİD için burası birkaç açıdan önemli.

Fehim Taştekin, “(IŞİD’in) Haseke’den çıkarılması, Deyr Zor’a doğru zayıflaması stratejik olarak bir ölüm getirecektir. O yüzden saldırılarını sürdürüyor” diyor.

Aynı zamanda burasının, IŞİD’in Irak ile geçiş hattı olması nedeniyle de önemli olduğunu belirtiyor ve “Haseke hem ekonomik hem ulaşım açısından önemli” değerlendirmesini yapıyor.

Analistler bugün gündeme oturan Kobani ve Haseke saldırıları arasında stratejik veya taktiksel bir bağ olmadığını belirtiyorlar.

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinin karşısında bulunan Kobani, geçen sene Eylül ayının sonunda başlayan IŞİD kuşatmasının ardından bu yılın başında, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava saldırılarının desteğiyle PYD tarafından geri alınmıştı. Dört ay süren çatışmaların ardından neredeyse harabeye dönen kentin yeniden inşası için çalışmalar yürütülüyor.

Geçen hafta ise, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinin karşısında bulunan Tel Abyad’ı uzun süredir elinde tutan IŞİD burada yenilmiş ve PYD sınır kontrolünü ele geçirmişti. Böylece, Türkiye’nin en uzun sınır hattı olan 877 kilometrelik Suriye sınırının yaklaşık 400 kilometrelik kesintisiz bir bölümü PYD’ye bağlı güçlerin kontrolüne geçmişti.