CHP'li Yeşil: Son gün ödev yapan öğrenci gibi kanun yapıyorlar

CHP'li Yeşil: Son gün ödev yapan öğrenci gibi kanun yapıyorlar
CHP'li Nihat Yeşil, milletvekillerine bilgi verilmeden komisyonun toplatıldığını ifade ederek, "“Apar topar toplandık, önceden haber dahi verilmedi. Bu teklif, salı günü Genel Kurul'a yetiştirilmeye çalışıyorlar" dedi.

CHP Ankara Milletvekili Nihat Yeşil, AKP'nin Cuma günü Adalet Komisyonu'na Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanın Önlenmesine ilişkin verdiği Kanun teklifi görüşmelerinde açıklamalarda bulundu.

Milletvekillerine bilgi verilmeden komisyonun toplatıldığını ifade eden Yeşil,  “Apar topar toplandık, önceden haber dahi verilmedi. Bu teklif, salı günü Genel Kurul'a yetiştirilmeye çalışıyorlar. Kişisel verileri tehlikeye atan ve muhalif sivil toplum kuruluşlarının topladığı yardımlara dahi siyasi düşüncelerle, haksız bir şekilde el koyulmasının yolunu açan düzenlemeler mevcut. Yangından mal kaçırır gibi Meclis kapanmadan bu kanunu araya sıkıştıralım fikri neden? Bu acelemiz ne” dedi ve "Son gün ödev yapan öğrenci gibi kanun yapıyorlar" görüşünü savundu. 

CHP'li Nihat Yeşil komisyonda şu ifadeleri kullandı: 

“Ben de aynı zamanda komisyon üyesiyim ve komisyon üyesi olmamıza rağmen, bırakın bilgi vermeyi, en ufak bir haberimiz bile olmadan tali komisyon olarak bizi alıyorsunuz. Tabii ki doğru olan, ülkemiz için geçerli olan bir kanun varsa biz bunu canı gönülden destekleriz, bu ülke hepimizin, biz asla bundan geri kalmayız. Ama sadece günü kurtarmak veya Anayasa'ya bir şekilde uydurmak için böyle bir şey yapıyorsa bu tutum doğru değil. 

Yardım Toplama Kanunu'nun faaliyetlerinin denetimini düzenleyen 16'ncı maddenin üçüncü fıkrasında değişiklik yapılıyor. Buna göre: "Denetim ile görevlendirilenler ve izin vermeye yetkili makamlar, yardım toplama faaliyetiyle ilgili olanlar ile kamu kurum ve kuruluşlarından, bankalar dahil gerçek ve tüzel kişilerden denetim görevi kapsamına giren hususla sınırlı olarak ilgili bilgi ve belgeyi isteme yetkisine sahiptir. Talepte bulunulanlar özel kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten kaçınamazlar." Yürürlükteki mevzuata göre sadece denetçiler bilgi ve belge isteyebilecekken teklifle izin verilmeyen yetkili makamlar da isteyebilecek. Bu durum, kişisel verilere daha fazla kişinin erişmesine sebep olacak niteliktedir. Bu talep, sadece denetim görevi kapsamına giren hususlarla sınırlandırılmamıştır. Bu bilgi ve belgelerden nüsha alınıp alınmayacağı, alınacaksa ne kadar süre içinde yok edilebileceği ve benzeri koşullar da kayıtlanmamıştır.

Anayasa Madde 20'nin kapsamında kalan kişisel verilerin korunması hakkında açık ihlal oluşturacaktır. Gerçekten de 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu'nun 16'ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik yardım toplama faaliyetleriyle ilgili, denetimle ilgili olarak bilgi ve belge isteme yetkisini denetçilerden, denetimle görevlendirilen ve izin vermeye yetkili makamlara doğru genişletmektedir. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir. Oysa teklif edilen düzenlemeyle, bir yandan kişisel verilere ulaşabileceklerin sayısını arttırılırken, öte yandan kişisel verilerin toplanma, işlenme, saklanma, imha edilme usulleriyle bunlara yönelik itirazlarla ilgili olarak hiçbir güvence öngörülmemektedir. Teklif metni bu itibarla Anayasa'nın 20'nci maddesinin üçüncü fıkrasıyla bağdaşmamaktadır.

Yardım Toplama Kanunu'nun cezaları düzenleyen 29'uncu Maddesi değiştiriliyor. İdari para cezaları, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanıyla etkin mücadele etme iddiasıyla ciddi oranda artırılıyor. Bu aykırı davranışlar sonucu izinsiz toplanan mal ve paralara el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilecek. İdari yaptırımlara karar verme ve toplama izni veren makam yetkili olacak. İzinsiz yardım toplayanlara idari yaptırımı vali verecek ancak vali bu yetkisini vali yardımcısına ve de kaymakamlara devredebilecek. Bu durum cezalarda orantılılık ilkesi ve belirlilik ilkeleri bakımından ileride sorun yaratabilir. Valilere geniş yetki verilmesi ve mülkiyet hakkına kadar dokunan cezaların yargı kararı olmadan verilmesi, sorunludur. Muhalif birçok sivil toplum örgütü, topladığı yardımlardan "terörizmin finansmanı" bahanesiyle müdahaleye açık olabilecektir.”