Su samurlarının soğuk denizlerde ısılarını nasıl koruyabildiği ortaya çıktı
Çalışmaya ABD'deki Teksas A&M Üniversitesi, Alaska Güneydoğu Üniversitesi ve Monterey Körfezi Akvaryumu'ndan araştırmacılar katıldı.
Çoğu deniz memelisi, iri vücuda ve kalın bir yağ tabakasına sahip olduğu için vücut ısısını korumakta büyük zorluk yaşamıyor. Fakat su samurlarında bu iki özellik de bulunmuyor. Deniz memelilerinin en küçüğü olan su samurları, vücut ısılarını koruyabilmek için memeliler arasındaki en yoğun kürke sahip.
Öte yandan izolasyon görevi gören bu kürkün sürekli bakıma ihtiyacı var. Su samurlarının günlük aktivitelerinin yüzde 10, bu kalın kürke bakım yapmak ve tüylerin arasında sıkışan hava katmanını koruyup ısı izolasyonunu sağlamakla geçiyor.
Ancak bu kürk tek başına su samurlarının vücut sıcaklığını korumasında yeterli değil. Su samurlarının dinlenme halindeyken metabolik hızları, benzer boyutlarındaki diğer memelilere kıyasla üç kat daha hızlı hale geliyor.
Bu hızda gerekli enerjinin sağlanabilmesi için de su samurlarının günlük olarak vücut kütlelerinin yüzde 20'sinden daha fazla yemek yemesi gerekli. Buna kıyasla insanlar vücut kütlelerinin yaklaşık yüzde 2'si kadar yemek yiyor.
Hayvanlar yemek yediğinde, bu gıda yağ ve şeker gibi temel besleyici öğelere ayrılıyor. Bunlar daha sonra kan aracılığıyla taşınıyor ve hücreler tarafından emiliyor.
Hücre organellerinden mitokondri, bu besleyici öğeleri adenozin trifosfat'a (ATP), yani hücre içinde biyokimyasal reaksiyonlar için gerekli kimyasal enerjiyi taşıyan nükleotitlere dönüştürüyor.
Fakat bazı sızdıran mitokondrilerde besleyici öğeler tamamen işlenip ATP'ye dönüştürülemiyor. Bilim insanları, bu tür mitokondrilerde tam kullanılamayan besleyici öğelerin su samurunun vücut sıcaklığını sağlamak için ısı ürettiğini keşfetti.
Buna göre enerji tüketip ısı üreten kas metabolizmalarında, sızdıran mitokondrilerden çok sayıda bulunduğu, bu sayede su samurlarının fiziksel aktiviteye ihtiyaç duymadan kaslarındaki ısıyı artırabildiği tespit edildi.