Kanserden korunmak için uzak durun: Salamura, aşırı tuzlu, isli ateşe maruz kalmış besinler
Türkiye'de görülen kanserlerin yarısının sindirim sistemi kanserleri olduğuna dikkat çeken Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın, geleneksel beslenme tarzımızdaki yanlışlara değindi. Yalçın, salamura, aşırı tuzlu ve isli ateşe maruz kalmış besinlerin kanser riskini artırabileceğini söyledi ve kanserden korunmada en net bildiğimiz şeyin dengeli ve kaliteli beslenmeden geçtiğini belirtti.
8. Uluslararası Gastrointestinal Kanserler Konferansı, 7-9 Aralık 2018 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. Konferansta gerçekleştirilen basın toplantısına Kongre Başkanı Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın, Uluslararası Kanser Savaş Örgütü(UICC) Önceki Dönem Başkanı Çocuk Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, Detroit/ ABD Karmanos Kanser Merkezi Wayne State Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Philip Agop Philip, Yunanistan Mitera Hospital, Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Ilias Athanasiadi katıldı.
“KANSER BİR KORKUTMA ARACI OLDU”
Gastrointestinal Kanserlerin görülme oranı, teşhis ve tedavileri ile ilgili bilgiler verilen toplantıda Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın, “Türkiye'de kanser bir korku hatta korkutma aracı. Kanser algısının bu kadar korkutucu olması kişilerin bununla baş etmesini engelliyor. Kanser olanları da çok mutsuz ediyor çünkü çok yanlış bir efsaneyle karşı karşıya kalıyorlar. Kişilerin umutlarını ve mücadele gücünü güçlü tutmak gerekiyor. Bu nedenle kanserin doğru algılanmasını vurgulamamız gerekiyor. Ben bunun toplumsal bir görev olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
“SAĞLIKLI YAŞAMI DESTEKLEYEN TÜM BÜROKRATİK ÖNLEMLER ALINMALI”
“Sağlıklı ve aktif yaşam da çok önemlidir. Her hastalık için sağlıklı bir yaşam tarzını destekleyecek tüm bürokratik önlemlerin alınmasını, ulusal ve uluslararası iş birliklerinin yapılması ve buna odaklanmasını vurguluyoruz. ” diyen Yalçın, Türkiye’de bilimsel çalışmaların daha çok desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti ve şunları söyledi: “Bilimsel çalışmalar sadece bir bilimi, bir soruyu açıklamak değildir. Bunlar aynı zamanda gelir kaynağıdır ve bilgi en değerli üründür. Böylece biz kendi ilaçlarımızı, kendi sektörlerimizi, kendi yaklaşım tarzlarımızı sağlayabilir ve yenilikçi yaklaşımları anca kendi ülkemizde üretebiliriz. Üretmek için de önce çalışmak lazım ama ülkemizdeki koşulların hem kanser hem diğer dallarda bilimsel çalışmaları desteklemesi gereklidir. Bilimsel çalışmaların desteklenmesi konusunda kamuoyunun oluşması ve bizim mevzuatın ve bürokrasinin gene bu yönde değiştirilmesi uygun diye düşünüyorum.”
sozcu.com.tr’ye özel bilgiler veren Prof. Dr. Şuayip Yalçın, Türkiye’de beslenme alışkanlıkları konusunda yapılan önemli yanlışlara değindi.
AŞIRI TUZLU, SALAMURA VE İSLİ ATEŞE MARUZ KALMIŞ BESİNLER SORUNU
En önemli sorun bazı eski geleneksel beslenme tarzımız; aşırı tuzlu, salamura, turşu, isli ateşe aşırı mazur kalmış şekilde beslenme, obeziteye yol açacak kadar aşırı beslenme, kalori değeri yüksek besin değeri düşük gıdalar, bazı bölgelerde sebze meyve tüketim azlığı, aşırı yağlı veya karbonhidrattan zengin beslenme… Bu nedenle dengeli ve ölçülü olmak, kiloyu korumak, ve fiziksel aktivite önemli. Aşırı tuzdan ve yanmış, tütsülenmiş isli gıdalarda ve tabi ki alkolden uzak durmak.
YANLIŞ BESLENME HANGİ KANSERLERE DAVETİYE ÇIKARIYOR?
Beslenme ile ilgili özellikle obezite ile ilgili tüm hastalıkların artışı dışında, özellikle kolon, mide pankreas, yemek borusu ve karaciğer kanserlerinde artmış kanser riski ile ilişkili olabiliyor.
Bugün kanser oluşumu ve beslenme şekli arasındaki ilişki bakımından doğrudan bilgi son derece az. Bu nedenle çok spesifik önerilerde bulunmak için yeterli kanıt yok. Ama genel olarak dengeli ölçülü, ideal kilomuzu sağlayacak, vitamin, mineral, eser elementler, sıvı, protein, yağ ve enerji bakımından yeterli beslenme öneriyoruz.
TÜRKİYE’DE GÖRÜLEN KANSERLERİN YARISINI SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİ OLUŞTURUYOR
Türkiye'de sindirim sistemi kanserleri kalın barsak, mide , özofagus, pankreas, karaciğer ve safra yolları ve diğerleri ile birlikte bir bütün olarak neredeyse tüm kanserlerin yarısını oluşturmaktadır. Bu da 50-60 bin civarında yıllık yeni tanı anlamına gelebilir. Sağlık Bakanlığı istatistiklerine yansımış, belirgin bir farlılık rapor edilmemiş.