Japonlar, Fransızlar ve İngilizler buraya akın ediyor! Dillerin, dinlerin ve taşların şehri...

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Mardin, özgün taş mimarisi, kültürel zenginliği ve etkileyici coğrafyasıyla yerli ve yabancı ziyaretçileri ağırlamaya devam ediyor.

Dicle ve Fırat nehirlerinin bereketli topraklarında kurulu olan şehir, İpek Yolu üzerinde yer alması nedeniyle yüzyıllar boyunca ticaretin, kültürlerin ve inançların kesişme noktası oldu. Şehir, cami, kilise, manastır ve medrese gibi farklı inançlara ait yapıları bir arada barındırmasıyla dikkat çekiyor.

Volkanik taşlarla inşa edilen tarihi Mardin evleri, güney yamaca teraslar halinde dizilerek güneş ışığını engellemeyecek biçimde inşa edilmiş. Bu taşlar, yazın serin, kışın sıcak tutma özelliğiyle Mardin'e has bir iklim konforu sunuyor. Anadolu konut geleneğinde ayrıcalıklı yere sahip olan bu yapılar, hem mimari hem kültürel bir miras olarak korunuyor.

Mardin Müzesi Kazı Sorumlusu Arkeolog Dr. Devrim Hasan Menteşe, kentin Paleolitik Dönem’den Osmanlı’ya kadar birçok uygarlığın izlerini taşıdığını belirterek, “Mardin dünyada tamamı kentsel sit alanı ilan edilen üç şehirden biri” dedi. Kentin tarih boyunca tarım, ticaret ve askeri açıdan da önemli bir merkez olduğunu vurguladı.

Menteşe, Roma döneminin en önemli sınır karakollarından biri olan Dara Antik Kenti'nde yürütülen kazıların, bölgenin zengin geçmişini ortaya koyduğunu aktardı. Geleceğe Miras Projesi kapsamında Dara, Boncuklu Tarla ve Boğaziye Höyüğü gibi önemli alanlarda kazılar sürüyor. Boğaziye Höyüğü’nde keşfedilen saray yapısı ise, Türkiye'nin en büyük höyüklerinden birine ait olabileceği düşünülüyor.

Mardin’in her köşesinde farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan yapılar göze çarpıyor. 6. yüzyıla ait Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi, Süryanilerin önemli merkezlerinden Mor Gabriel ve Deyrulzafaran manastırları, Artuklu mimarisini yansıtan Kasımiye Medresesi, Latifiye Camisi ve Ulu Cami kentin dikkat çeken yapıları arasında.

Ayrıca Mardin merkez ve ilçelerinde yer alan birçok cami, kilise ve medrese; kentin çok kültürlü yapısının canlı tanıkları olarak ziyaretçileri bekliyor. 30 kilometre uzaklıktaki Dara Antik Kenti ise Mezopotamya’nın önemli yerleşimlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Mardin, gastronomisi, müziği ve kültürel etkinlikleriyle de öne çıkıyor. Artuklu Üniversitesi'nde açılan gastronomi bölümüyle birlikte yerel yemekler daha fazla tanıtılıyor. "Leyli geceleri" gibi müzik etkinlikleri ise şehrin kültürel dokusunu zenginleştiriyor.

Son yıllarda Güney Kore, Fransa, Japonya ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülkeden turist ağırlayan Mardin, doğal film platosu görünümüyle dizi ve sinema yapımcılarının da ilgisini çekiyor.

Tarihi dokusu, zengin mutfağı, inanç mirası ve benzersiz mimarisiyle Mardin, her mevsim keşfedilmeyi bekleyen bir kültür hazinesi olarak yükseliyor.