Herakleia’da gizemli çocuk mezarları: Salgın mı, trajedi mi?
Muğla’nın Milas ilçesindeki Herakleia Antik Kenti’nde sürdürülen arkeolojik kazılarda, Bizans dönemine ait çok sayıda çocuk ve yetişkin mezarı ile çeşitli eşyalar gün yüzüne çıkarıldı.

Kazı çalışmalarını yürüten Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Latmos-Herakleia Kazısı Başkanı Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer, antik kentin Latmos Dağları’nın güney eteklerinde, olağanüstü jeolojik yapılarla çevrili bir bölgede kurulduğunu belirtti.


Geleceğe Miras Projesi kapsamında 2024 yılında başlanan kazılarda, Roma dönemine ait hamam yapısındaki çalışmaların tamamlandığını söyleyen Büyüközer, bu kez Endymion Tapınağı’nın karşısındaki, cephesinde dor düzeninde mermer bloklar kullanılan ve bu nedenle “dorik yapı” olarak adlandırılan alanda kazıya başlandığını ifade etti.

Yapının birçok evreden geçtiğine dikkat çeken Büyüközer, amaçlarının ilk inşa süreci, kullanım biçimleri ve dönemlerini belirlemek olduğunu söyledi. Büyüközer şu bilgileri paylaştı:

"Kazı çalışmalarında alanda büyük bir kilise açığa çıktı. Kilisenin kullanımını tamamladıktan sonra yapının yıkıntılarının yer aldığı alan ile kuzeyi Nekropol olarak kullanılmış. Üst kotlarda daha çok 0-14 yaş çocuk bireylere ait mezarlara rastladık. Biraz daha alt seviyelere indiğimizde ise yetişkin mezarları açığa çıktı."

Toplam 10 çocuk mezarından 6’sının, henüz kemik gelişimini tamamlamamış 0-1 yaş arası bireylere ait olduğunu belirten Büyüközer, diğer mezarlarda ise yaş aralığının değiştiğini dile getirdi.

Kuzey yönünde süren kazılarda da benzer şekilde çocuk mezarlarına rastlandığını belirten Büyüközer, "Bu nedenle Herakleia’da özellikle çocukları etkileyen bir salgın hastalık yaşanmış olabileceğini düşündüklerini" ifade etti.

Mezarların bir kısmının doğrudan kilise duvarları üzerine yerleştirilmiş olması dikkat çekti. Büyüközer, bu durumun gömü işlemlerinin, yapının dini işlevi sona erdikten çok sonra gerçekleştiğine işaret ettiğini belirtti. Ayrıca bazı mezarlarda çiftli gömü uygulamasının görüldüğünü söyledi.

Özellikle çocuk mezarlarının bazılarında kişisel eşyaların da bulunduğunu aktaran Büyüközer, şunları kaydetti:

"Şimdi kazısı devam eden bir mezarda iki kafatası yan yana çıktı. Bu da yine çiftli gömüyü gösteriyor. İlk ölen bireyin iskeletleri mezarın ayak ucuna doğru toplanmış sadece kafatası olduğu yerde bırakılmış. Sonra ölen birey yanına uzatılmış. Bu nedenle kazısı yapılan alanın bir süre Nekropol olarak kullanıldığını söyleyebiliriz."

Prof. Dr. Büyüközer, şu ana kadar toplam 21 mezarın kazısının tamamlandığını ve çalışmaların ilerlemesiyle bu sayının artmasını beklediklerini de sözlerine ekledi.

Kaynak:Anadolu Ajansı (AA)