Freud’a göre zihinsel açıdan güçlü insanların asla yapmayacağı 6 şey
Her ne kadar teorileri sıklıkla tartışmalı olsa da hayata, güce ve dayanıklılığa dair gözlemlerinin çoğu zamansız kalıyor. Freud, gerçek gücün genellikle yapmamayı seçtiğimiz şeylerde yattığına inanıyordu. Belirli davranışlardan kaçınarak gücümüzü geliştirir ve daha özgün, tatmin edici bir hayat yaşarız.
Freudyen bilgeliğin merceğinden bakıldığında, zihinsel olarak güçlü insanların kaçındığı 6 şeyi burada bulabilirsiniz.
1. PİŞMANLIK İÇİNDE YAŞAMAZLAR
Güçlü insanlar pişmanlığın bizi ilerlemekten alıkoyan çapa olduğunu bilirler. Geçmişlerini kabul ederler, hatalarından ders çıkarırlar ve netlik ve amaç doğrultusunda ilerlerler.
Freud, pişmanlığın genellikle çözülmemiş suçluluk duygusunun veya yerine getirilmemiş arzuların bir yan ürünü olduğuna inanıyordu. Ancak "ne olabilirdi"nin gölgesinde yaşamak bizi şimdiki zamandan çalıyor. Güçlü bireyler kaçırılan fırsatlar üzerinde durmak yerine buraya ve şimdiye odaklanır, eylemlerinin sorumluluğunu alır ve kendi geleceklerini şekillendirir.
Freud zekice şunu gözlemledi: “Kırılganlığınız, gücünüzü artıracaktır. Eksikliklerimizi fark edip onlardan ders almanın büyümenin en emin yolu olduğunu hatırlatır bize.
2. ANLAMSIZCA TARTIŞMAZLAR
Freud, sonsuz tartışmanın nadiren gerçeğe veya çözümlere yol açtığına inanıyordu. Zihinsel açıdan güçlü bireyler gereksiz çatışmalardan ve verimsiz tartışmalardan kaçınırlar.
Bir tartışmayı "kazanmaya" çalışmak yerine anlayışa ve karşılıklı saygıya öncelik verirler. Bu onların fikirlerini söylemekten kaçındıkları anlamına gelmez; bu, mücadeleye akıllıca giriştikleri anlamına gelir. Ne zaman geri adım atacaklarını ve daha anlamlı faaliyetlere odaklanacaklarını biliyorlar.
Genel olarak bakıldığında huzuru korumak çoğu zaman kendinizin haklı olduğunu kanıtlamaktan daha önemlidir.
3. KANDIRILMAZLAR
Freud, kendini kandırmanın kişisel gelişimin önündeki en ciddi engellerden biri olduğunu savundu. Zihinsel açıdan güçlü insanlar, ne kadar rahatsız edici veya acı verici olursa olsun, içsel gerçekleriyle yüzleşirler. Bilinç altılarına dalarlar; korkularını, güvensizliklerini ve arzularını, eylemlerini dikte etmelerine izin vermeden kabul ederler.
Freud'un meşhur sözü: "Kendinize karşı tamamen dürüst olmak iyi bir uygulamadır."
İçsel çatışmalarımızla yüzleşmek, yalnızca kendimizi nasıl algıladığımızda değil, aynı zamanda başkalarıyla nasıl ilişki kurduğumuzda da özgünlüğe yol açar.
4. ÖĞRENMEYİ ASLA BIRAKMAZLAR
Merak zihinsel gücün temel taşıdır. Güçlü bireyler, yaşamın sürekli bir öğrenme, büyüme ve kendini geliştirme süreci olduğunun bilincindedir. Yeni beceriler öğrenmek, ufuklarını genişletmek veya dünyaya dair anlayışlarını derinleştirmek olsun, bilgiye açık kalırlar.
Freud bir keresinde şöyle demişti: "Kitleler hiçbir zaman gerçeğin peşinde olmadı; onlar yanılsama talep ediyorlar."
İradesi güçlü insanlar bu rahatlık arzusuna direnir ve ne kadar rahatsız edici olursa olsun gerçeği ararlar. Yaşam boyu öğrenme anlayışını benimseyerek kendilerinin ve çevrelerindekilerin yaşamlarını zenginleştirirler.
5. SADELİK ONUN İLERLEMESİNİ SAĞLAR
Freud sadeliğin güzelliğine inanıyordu. Güçlü insanlar, özellikle iç yaşamlarında aşırı düşünmekten ve gereksiz karmaşıklıktan kaçınırlar. Açıklığa değer verirler ve düşüncelerinde, eylemlerinde ve ilişkilerinde denge için çabalarlar.
Freud şunları kaydetti: "Bir kişi ne kadar ilginç ve karmaşıksa, iç dünyası da o kadar basit hale gelir."
Bu, gerçek derinliğin hayatlarımızı karmaşık hale getirmekten değil, gerçekten önemli olana odaklanmaktan kaynaklandığını gösteriyor.
Basitleştirme, karmaşıklıktan kaçınmak anlamına gelmez; gürültüyü görmezden gelmek ve önemli olana odaklanmak anlamına gelir.
6. YÜKÜMLÜLÜKLERİ KÖRÜ KÖRÜNE YERİNE GETİRMEZLER, SEVDİKLERİ ŞEYİ YAPARLAR.
Freud'a göre gerçek olgunluk, kişinin kendini tanıması ve bu anlayışa göre hareket etmesiyle gelir. Zihinsel açıdan güçlü insanlar tutkuya ve özgünlüğe toplumsal beklentilerden veya dış baskılardan daha fazla değer verirler. Yapmaları gerektiğini düşündükleri şeyi değil, sevdikleri şeyi yaparak eylemlerini değerleriyle uyumlu hale getirirler.
Freud'un şu meşhur gözlemi var: "Sevgi ve çalışma insanlığımızın temel taşlarıdır. Bu iki unsur, içtenlikle ve amaçlı bir şekilde takip edildiği takdirde hayatı anlam ve kendini gerçekleştirmeyle doldurur.
Güçlü bireyler, kendilerine sadık kalarak, en derin arzularını ve güçlerini yansıtan hayatlar yaratırlar.
Freud'un gözlemleri bize gücün sadece yaptıklarımızda değil aynı zamanda bilinçli olarak kaçınmayı seçtiklerimizde de yattığını hatırlatıyor.