Ebeveynlerimizden aldığımız 5 genetik hastalık...
Elbette bu mutlaka bir kural değildir ve genetik olarak bir hastalığa yatkın olmanız, o hastalığa yakalanacağınız anlamına gelmez. Kalıtsal olan ve zamanla etkileyebileceğiniz bazı hastalıklar ve bozukluklar şunlardır:
1. Kalp hastalıkları
Sağlıksız beslenmenin, egzersiz eksikliğinin ve sigara içmenin kalp sağlığımızı olumsuz etkileyebileceğini hepimiz biliyoruz. The New England Journal of Medicine'de yayınlanan 55.000'den fazla katılımcıyla 2016 yılında yapılan çığır açıcı bir çalışma, bu alışkanlıkların genetik kalp hastalığı riski taşıyan kişiler için ne kadar kritik olduğunu ortaya çıkardı.
2. Kolon kanseri
Adenomatöz polip testi, kolon kanseri riskinin yüksek olup olmadığını öğrenmenize yardımcı olabilir. Bu tür polipler ergenlik döneminde kolonda gelişebilir, ancak 40 yaşına yaklaştığınızda kötü huylu hale gelir. Amerikan Kanser Derneği'ne göre, hastalığa yakalanan beş kişiden en az biri, bu hastalığa sahip olan biriyle akrabadır.
Doktorlar, "İnsanlar genellikle kolon kanseri taramasına 50 yaşında başlıyor, ancak ailede kolon kanseri veya polip öyküsü varsa daha erken tarama yaptırmalısınız" diye ekliyor.
3. Çölyak hastalığı
Çölyak Hastalığı Vakfına göre, birinci derece akrabasında (ebeveyn, çocuk veya kardeş) bu hastalığa sahip olan 10 kişiden biri, çölyak hastalığıyla ilişkili genlere sahip oldukları için hastalığın kendilerini geliştirme riski altındadır. Gluten tükettikten sonra geçici sindirim sorunları yaşayan kişilerin aksine, buğday proteini alan çölyak hastaları ince bağırsakta ciddi sorunlar yaşıyor.
4. Artan kolesterol
Ne yazık ki pek çok insan yüksek kolesterolü ancak sevilen biri kalp krizi geçirdiğinde düşünmeye başlar. Ailesel hiperkolesterolemi adı verilen genetik bir rahatsızlığı olan kişilerde doğumdan itibaren yüksek düzeyde "kötü" kolesterol bulunur ve kalp krizi ve felç de dahil olmak üzere erken kalp hastalığı riski 20 kat daha fazladır.
Yüksek kolesterol, erken kalp hastalığının en yaygın genetik nedenidir, ancak Pennsylvania Tıp Fakültesi'nden profesör Daniel Rader, kadın sağlığı dergisinin raporuna göre, erken tedaviyle bireyin riskinin yüzde 80 oranında azaltılabileceğini söylüyor.
5. Depresyon
Bilim insanları 21. yüzyılda bugüne kadar zihinsel rahatsızlıkların ve bozuklukların kalıtsal faktörlerini araştırmaya devam ediyor. Ailenizde birisinin depresyona sahip olması sizin de depresyondan muzdarip olacağınız anlamına gelmez, ancak ailenizde varsa depresyona yakalanma olasılığınız daha yüksektir.