Belgeler hazır, her şey eksiksiz ama vize yok! Vize vermeyen ülkeler bu konuda ne söylüyor? Gizli bir yaptırım mı söz konusu?

Belgeler hazır, her şey eksiksiz ama  vize yok! Vize vermeyen ülkeler bu konuda ne söylüyor? Gizli bir yaptırım mı söz konusu?
Son günlerde gündemden düşmeyen son birkaç ayda iyiden iyiye sorun haline gelen bir durum var; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vize sorunu. Özellikle Avrupa ve Amerika'ya vize başvurusunda bulunan sayısız insan; sanatçı , öğrenci, iş insanı ... belirli birkaç madde gerekçe gösterilerek ret cevabı alıyor.

Turistik ziyaretlerin yanında eğitim ve iş seyahatlerinde de benzer durumların yaşanması, boşa giden başvuru masraflarına, uçak biletlerine, rezervasyonlara ve hayal kırıklıklarına neden oluyor.

Vize başvuru süreci hem masraflı hem de stresli bir süreç. Başvuru için gereken belgelerin yanında para, mal, mülk, iyi bir iş gibi ikna edici şeyler sunulması gerekiyor. Ya hesabınızda 'bir miktar para' ya da masraflarınızı karşılayabilecek; size sponsor olan birinin olması gerekiyor.
Ayrıca bir etkinlik, iş gezisi ya da turistik ziyaret fark etmeksizin kalınacak yer, ülkeye giriş ve çıkış tarihleri gibi detaylar da isteniyor. Bu da henüz vize alıp alamayacağı garanti olmayan kişilerin uçak bileti, otel rezervasyonu gibi masraflarla boğuşması anlamına geliyor. Fakat giderek artan bir oranla tüm bu çabalar boşa çıkıyor.
Konuyla ilgili euronews'e ulaşanlar istenilen kriterleri yerine getirmiş olmalarına rağmen Almanya'ya gidemediklerini anlatıyor. Türkiye'den diğer Schengen ülkelerine yapılan başvurularda da ret oranı yükseldi.
Vize alamanyarlar arasında zengin iş insanlarının yanı sıra, daha önce bu ülkeleri ziyaret etmiş, davetiyesi olan ya da tüm evraklarını hazırlayanlar da bulunuyor ve başvuranlar bu duruma anlam veremiyor.
Eğitimini yurt dışında tamamlayan E.R'nin haziran ayında tatil amaçlı başvurduğu Almanya vizesine olumsuz yanıt verildi.
Geçmiş dönemlerde çok kez gezi amaçlı yurt dışına çıktığını anlatan E.R, özellikle başvuru sürecinin masraflı olmasından yakınıyor:
"1 Haziran'da başvurdum, yeğenimin doğum günü ve aile ziyareti içindi. Abimin kayınpederi AB vatandaşı ve ünlü bir profesör, onun davetiyesi ile başvurmuştum. Fakat gidemedim. Vize başvuru bedeli, İDATA ücreti, sigortalar, yol masrafı ve uçak bilekleri ile toplamda 8.000 tl tutmuştur. Bütçe oldukça zorladı çünkü hiç yoktan bir masraf ve sonucu belli değil. Boşluğa giden bir para. Bu süreçte belgeleri de toparlayabilmek için sürekli işten izin almam gerekti. Bu da ayrı bir iş yükü oldu."
Bu süreçte yaşadığı zorlukları "Politik bir yaklaşım var, adaletsiz bir değerlendirme süreci olduğunu düşünüyorum" sözleriyle ifade eden E.R ile benzer deneyimi yaşayan bir başka kişi ise devlet memuru olan M.C.
Almanya için yaptığım vize başvurumun reddedilme gerekçesi "inandırıcı bulunmaması". Devlet memuru olmama, aylık bir maaşa, kira verdiğim bir eve, davetiyemin olmasına rağmen bu seferki ziyaretim inandırıcı bulunmamış.
Haziran'daki seyahati için mayıs ayında Schengen vizesi başvurusunda bulunan M.C'ye de tüm evrakları teslim etmiş olmasına rağmen vize verilmedi.
M.C'nin aktarımına göre vize başvurusuna ret yanıtının verilme nedeni "inandırıcı bulunmaması".
"Vizemi reddetme nedenleri 'inandırıcı bulmamalarıymış'. Devlet memuru olmama, aylık bir maaşa, kira verdiğim bir eve, davetiyemin olmasına ve daha önce Almanya ve İngiltere vizeleri alıp ziyarette bulunmama rağmen bu seferki ziyaretim inandırıcı bulunmamış." diyor.
Avrupa Komisyonu'nun önerdiği dijital Schengen vizesi başvuru süreci nasıl işleyecek ?

euronews Türkçe'ye konuşan ve adını vermek istemeyen M.C, kuzeninin düğünü için aile ziyareti amacıyla 1 haftalığına başvuru yaptığını ve bunun için gereken kalacak yer bilgisi, tarih aralığı, ve sponsorunu da bildirdiğini aktarıyor:

"Başvuru için gereken davetiyeyi, memur olduğumu gösteren çalışan belgesini, maaş bordromu gösteren banka dekontlarını, ikametgahımı, sicilimi ve 25 Euro bedelindeki seyahat sigortamı içeren bir dosya hazırladım. Mayıs ayında Almanya için Schengen vizesi başvurusunda bulundum. Planlanan seyahatim Haziran ayı içindi.1,5 ay öncesinden vize görüşmesi için randevu aldım, uçak biletimin olduğu tarihten iki hafta öncesine verdiler randevuyu. İdata şirket aracılığıyla başvuru yapmamızı istiyorlar. Eskiden tüm evrakları toparlayıp kendimiz götürebiliyorduk ya da gönderiyorduk. Şimdi online sistemden tüm bilgilerimizi doldurmanızı istiyorlar ve ona göre bir randevu oluşturuyorlar. Yani ben 1,5 ay önce randevu almak istediğimde Haziran ayındaki uçuşumun tarihini girmiş oluyorum. Demek ki 2 hafta onlar için yeterli bir süre dedim ancak yeterli değilmiş çünkü aldığım biletten iki gün sonra belli oldu vizemin çıkıp çıkmadığı. _Neden daha önceki bir tarihe vermediler randevuyu o zaman diye sorgulamaya başlıyorsunuz zaten."
"Ülkedeki ekonomik koşullar ve kur belliyken sadece vize başvurusu yapabilmek bile büyük lüks"

Vize başvuru sürecinde ekonomik olarak oldukça zorlandığını söyleyen M.C, "Ülkedeki ekonomik koşullar ve kur belliyken sadece vize başvurusu yapabilmek bile büyük lüks. En baştan bir caydırıcılığı var.'' diyor ve ekliyor:
"Konsolosluk vize çıkmasa bile geri ödemesiz bir 80 Euro başvuru ücreti istiyor. Buna İDATA hizmet bedeli dahil değil. İDATA da tüm evrakları benim toplamama rağmen sırf kendisi kargo görevini gördüğü için 1200 lira başvuru ücreti alıyor. Bunun da vize çıkmadığı takdirde geri ödemesi yok."
Konsolostuktan birilerine ulaşmak imkansız. Telefonlara yanıt vermiyorlar. Vize reddi yediğimde de aynı sorunu yaşadım. İtiraz edebilme hakkınız var ancak yazılı olarak ne zaman geri dönüş yapacakları bile belli olmayacak bir ihtimalle yazıyorsunuz dilekçeyi."

Devlet memuru M.C'nin vize başvuru sürecinde yaşadığı en büyük sıkıntı ise vize sonucuna bilgi uzunca bir süre bilgi alamaması olmuş:

"Benim en büyük sıkıntım vizemle bilgi almak istediğimde ulaşabilecek kimseyi bulamamamdı. Konsolostuktan birilerine ulaşmak imkansız. Telefonlara yanıt vermiyorlar. Vize reddi yediğimde de aynı sorunu yaşadım. İtiraz edebilme hakkınız var ancak yazılı olarak ne zaman geri dönüş yapacakları bile belli olmayacak bir ihtimalle yazıyorsunuz dilekçeyi. Dilekçeyi vermeye gittiğimde yalnızca 5 metre mesafeden güvenlik kontrolünün yapıldığı yerden iletebiliyorsunuz ancak K9 köpeğinin gelip sizi koklaması var bir de. Ben öğleden sonra gittiğimde yarım saat köpeğin gelip beni koklamasını bekledim. Sinir harbinin içindeyken bu kadar yorulmuşken bir de köpek beklemek..."

Reformdan geçecek Schengen bölgesinde neler değişecek?
"Almanya için hepimiz potansiyel göçmeniz"
Özellikle pandemiden bu yana, etrafında çok sayıda insanın vize alamadığını ifade ede M.C, vize başvurularına verilen olumsuz yanıtların nitelikli göçlerden ve Türk lirasının değer kaybetmesinden kaynaklandığı görüşünde.
''Başvuruda bulunmak için bile bu kadar büyük bir bütçe ayırmışken politik unsurlara takılıp keyfi bir karar verilmiş olması can sıkıcı. Aynı durumu aileleriyle görüşmek isteyen arkadaşlarım da yaşadı. Düğününe annesinin katılamadığı bir arkadaşım var mesela. Hepimiz potansiyel göçmeniz şu an Almanya için.''
Konuyla ilgili euronews'in iletişime geçtiği Almanya Büyükelçiliği, bu durum hakkında bilgi veremeyeceklerini söyleyerek muhatabın Almanya Dışişleri Bakanlığı olduğunu belirtti.
Almanya Dışişleri Bakanlığı'na euronews'in mail yoluyla sorduğu sorulara ise haberin yayınladığı tarihe kadar bir dönüş yapılmadı.
AB Komisyonu: Türkiye'de vize işlemleri sorunsuz şekilde yürütülüyor
Söz konusu şikayetleri ilettiğimiz AB Komisyonu yetkilileri, vize reddinde yaşanan yükselişin dünya çapında görülen genel bir eğilim olduğunu, Türkiye'den de vize işlemlerinin sorunsuz devam ettiğini söyledi.
euronews Türkçe'ye konuşan Avrupa Komisyonu'ndan iki kaynak, yaşanan vize retlerinde 'siyasi bir motivasyon olmadığını' belirtti.

Euronews Türkçe'ye gönderilen açıklamada şöyle:
"Genel olarak Türkiye'de vize işlemleri sorunsuz bir şekilde yürüyor ancak çeşitli taşımacılık şirketleri dernekleri, yanlış uygulamalar olduğunu iddia ediyor ya da prosedürlerin uzun sürdüğünden şikayet etmekte. Bu iddialara yönelik bazı tedbirlerler önerdik. Revize edilen Vize Kanunu (Şubat 2020'den itibaren uygulamada), uzun geçerliliği olan çok girişli vizelere ilişkin yeni zorunlu kurallar getirdi."
"Yerel Schengen işbirliğinde (tüm üye ülkeleri bir araya getiren AB Delegasyonu başkanlığında) çalışmalar başlatıldı. Destekleyici belgeler listesi, tır şoförlerine yönelik gereklilikler bakımından, daha açık hale getirilmek üzere revize edildi ve eski koşullar kaldırıldı. Komisyon Uygulama Kararı Temmuz 2021'de kabul edildi"
"Vize reddi oranındaki artış ise dünya genelinde gözlemlenebilen genel bir eğilim. Bu durum, Covid-19 kaynaklı önlemler nedeniyle getirilen seyahat kısıtlamalarının daha fazla sayıda vize reddini tetiklemiş olmasıyla açıklanabilir"
Vize sorunu AB gündeminde
Türkiye'den Avrupa Birliği ülkelerine yapılan turistik vize başvurularının reddedilme oranı son yıllarda artış gösterdi. Vize başvuruları reddedilenler durumdan şikayetçi olurken Türkiye, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne (AKPM) Schengen Vize sisteminin kötüye kullanıldığına dair bir rapor sundu.
AKPM komisyonunda kabul edilen rapora göre; 2014 yılında yüzde 4 Schengen vize reddi, 2020 yılı itibariyle yüzde 12.7’ye yükseldi.
Raporda, gereksiz ve çok fazla belge istendiği, ücretin yüksek olduğu, yüz yüze başvurma zorunluluğu gibi konulara itiraz edildi.
“Schengen Bilgi Sisteminin Avrupa Konseyi Üye Devletleri Tarafından Siyasi Güdümlü Bir Yaptırım Olarak Kötüye Kullanılması” raporunun görüşmeleri geçtiğimiz hafta Strazburg’da yapıldı.
AKPM üyesi AK Parti Milletvekili Ziya Altunyaldız’ın sunduğu rapor, komisyonda kabul edildi. Rapor, Genel Kurul’a sunularak tavsiye kararı niteliği kazanacak. Raporda, şu görüşler yer aldı:
"2014 yılında yüzde 4 oranında olan Schengen vize başvurusu ret oranı hızla yükselerek 2020 yılı itibarıyla yüzde 12.7’ye kadar yükselmiştir. Bahse konu durumu etkileyen faktörler arasında Schengen Bilgi Sistemi’nin kötüye kullanımı olabilmektedir. Ülkemizdeki iş insanlarının yaşadığı vize başvuru sorunları da dikkat çekicidir. Özellikle ticari faaliyette bulunmak isteyen Türk vatandaşları seyahatlerinin gerçekliğini, konaklamalarını, ulaşımlarını kanıtladıkları halde vize başvuru süreçlerinde sıkıntılar yaşamaktadırlar.”
''İkinci sınıf insan muamelesi görüyoruz''
2014 yılında yüzde 4 olan Schengen vize reddi oranı, 2020’de yüzde 12,7’ye yükseldi. 2021 ve 2022 yılında ise bu oranın daha da arttığı belirtiliyor. Ret cevabı alan neredeyse herkesin ise söylediği iki şey var; ''Keyfi retler veriliyor'' ve ''İkinci sınıf insan muamelesi görüyoruz''.
Peki vize başvurusu yapanlar neler yaşıyor?
Vize retlerine yönelik şikayetlerin en çok yer aldığı platformlardan biri de şikayetvar. Platform geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir blog yazısında vize şikayetlerinde yaz döneminde vize şikayetlerinin %715 arttığını açıkladı.
''Memurun keyfi tutumu''
Vize başvuru sürecinde geçmiş ziyaretler, farklı ülkelere giriş ve çıkışların düzenli yapılması, yeşil pasaport, kamu çalışanı olmak gibi senaryolar 'bana kesin çıkar' dedirten şeylerken, son deneyimlere göre kimse için garantisi kalmamış durumda. Konsolosluklardaki memurların 'keyfi tutumları' da sık sık eleştirilen durumlar arasında.
Bu 'keyfi tutumu' ve sürecin ne kadar sorunlu olduğunu gösteren enteresan vakalar da var;
Vize sorunu yaşayan kişilerin en sık şikayet ettikleri şeylerden biri de oluşan durumla ilgili konsolosluklara ulaşamadıkları, itiraz ya da bilgi alma gibi süreçler noktasında yanıtsız bırakıldıkları.
2020'de Fransa için uygundunuz, artık değilsiniz...
Daha önce giriş çıkış yapılan bir ülkeye sonraki ziyaretlerde de vize almak çok daha kolay olur, hatta daha uzun süre vize verilmesi şansı bile olurdu. Ancak artık bu da yeterli olmuyor. Başvuranlar tüm belgeleri eksiksiz olmasına rağmen ret almaya devam ediyor.
''Türkler bizim ülkemize yerleşmeye çalışıyor tavrından bıktık''
Son yıllarda ülkemizden Avrupa ülkelerine ve Amerika'ya yaşanan göç malum. Bu gibi durumlar, Avrupa ülkelerini Türk vatandaşlarını ülkelerine alırken 'çok seçici' olmaya itmiş gibi görünüyor. Fakat üst düzey yöneticilik yapan, bolca parası bulunan, evleri, arabaları olan birini ve ailesini bile risk olarak görmeleri oldukça garip...
5 kez girişi uygun bulunan bir aile, bu kez ret almış;
Almanya en çok ret veren ülkelerin başında geliyor. Ret verilirken en sık gerekçe gösterilen maddelerden biri ise 3. madde. Beraberinde ise 10. ve 13. maddeler geliyor.
Bu maddeler ne söylüyor, Türk vatandaşları neye dayanarak reddediliyor?
Avrupa ve Amerika vize başvurularının reddedilmesinin en büyük nedeni, 'gidenin geri dönmemesinden korkmak' gibi görünüyor... Ret cevaplarına gerekçe gösterilen maddelerin belirsizliği ve mantıksızlığı da bu ihtimali güçlendiriyor. Schengen ve ABD vizelerinde ret maddeleri farklılık gösteriyor. Ancak genel gerekçeler büyük oranda aynı.

Peki maddeler ne söylüyor? Schengen vizesi için ret maddeleri arasında en çok yer alanlardan bazılarına göz atalım;

  • 3. madde, vize başvurusunda bulunan kişinin planladığı seyahat masrafları, ülkeye giriş çıkış masraflarını vs. karşılayacak maddi kaynaklara sahip olmadığını ya da gösterdiği maddi kaynakları 'yasal yollarla' elde ettiğini kanıtlayamadığı söylüyor.
  • 10. madde en çok tartışma yaratan ve en sık kullanılan maddelerden biri. Bu maddeye göre ret gerekçesi ''planlanan seyahatin amacının inandırıcı bulunmaması''
  • 13. madde ise açık açık 'gelirsen dönmezsin gibi görünüyor'' diyor. Bu maddeye göre ise ret gerekçesi ''Vize geçerlilik süresi dolmadan önce üye devlet topraklarından çıkılacağına dair makul şüpheler bulunması''

Bu maddelerin her biri, yıllardır uygulanan bir prosedürün parçaları ve her zaman varlardı. Tabii ki geçerli birer gerekçe oldukları senaryolar da boldur. Ancak bu kadar tartışılmasının nedeni, gösterilen gerekçelerin artık gerçekçi olmaması ve en alakasız durumlarda bile bir iş insanından bir bilim insanına, daha önce defalarca Avrupa'ya seyahat etmiş bir turistten eğitim için giden bir öğrenciye kadar herkese gerekçe gösterilmeleri...
Vize vermeyen ülkeler bu konuda ne söylüyor?

Burada ABD ve Avrupa arasında bir fark var. Avrupa yoğun olarak ret verirken ABD için daha enteresan bir durum söz konusu. Verilen redlerin yanında artık ABD vizesine başvurmak bile zor çünkü Vize başvurusu randevuları aylarca sonrasına, hatta bir yıl sonrasına veriliyor.
Vize başvuruları reddedilen vatandaşların sayısı arttıkça Türkiye, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne (AKPM) Schengen vize sisteminin kötüye kullanıldığına dair bir rapor sundu. Raporda artışa geçen ret oranlarından bahsedilirken vize başvuru süreçlerinin yüksek masraflarından ve zorluklarından da bahsedilerek durumun düzeltilmesi gerektiğine işaret edildi.
Raporun odağındaki konulardan biri ise Avrupa'nın siyasi gerilimler sebebiyle bir yaptırım olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına 'bilinçli olarak ret verdiği' ifadeleriydi. Ancak tahmin edeceğiniz üzere Avrupa bu ifadeleri reddederek vize süreçlerinde bir sorun olmadığını dile getirdi.
Peki tek sebep rapordaki gibi siyasi gerilimlere dayanan bir tür gizli yaptırım mı?
Açıkçası bu noktada bazı gerçekleri göz ardı ediyoruz gibi duruyor. Siyasi gerilimler sebebiyle bu türden bir tavrın alınmış olması çok muhtemel. Fakat bunun yanında hepimizin etrafında bir sürü insan 'ülkeden gitme, kaçma' düşüncesiyle yaşarken ve hepimiz bunun farkındayken Avrupa'nın ya da ABD'nin bunu fark etmemiş olduğunu düşünmek fazla naif.
Örneğin geçtiğimiz aylarda Meksika üzerinden ABD'ye kaçak giriş yapmaya çalışan çok sayıda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğuna yönelik haberler gördük. Bu kişiler herhangi bir vize sorunu yaşamadan kolayca Meksika'ya gidip, ardından sınırda ABD polisine teslim olarak iltica talebinde bulunuyordu. Tam olarak böyle olmasa da, Avrupa'ya da yoğun bir göç olduğunu biliyoruz.
Ne yazık ki gelinen noktada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ABD ve Avrupa için birer potansiyel göçmen. Bu durumun gerçek olması verilen retleri haklı çıkarmasa da, bizim üzerinde düşünmemiz gereken bir konu olduğu kesin.
Sonuç olarak bir Avrupalı ya da Amerikalı ülkemize gelip özgürce gezerken, bizim o ülkelere girebilmek için kırk takla atmamızın gerekmesi, mevcut ekonomik durumda hayali bile zorken onca masraf yapıp, görüşmeler gidip reddedilmek, sık sık söylendiği gibi 'ikinci sınıf insan muamelesini' gerçekten de hissettiriyor. Ancak görünen o ki sıradan bireyler olarak bizim bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok...