Maraş'ta katledilenlerin yakınları 'adalet' istiyor

Maraş'ta katledilenlerin yakınları 'adalet' istiyor
Kahramanmaraş’ta Alevilere yönelik 19 Aralık’ta başlayan 26 Aralık 1978’de sona eren ‘Maraş Katliamı’nın üzerinden 41 yıl geçti.

Binlerce Alevi ailenin de Kahramanmaraş’ı terk ettiği katliam ile ilgili yıllar süren davalar sonunda 22’si idam, 7’si müebbet, 321 kişi bir yıl ile yirmi dört yıl arasında ceza aldı. Ceza alanlar daha sonraki yıllarda ise serbest bırakıldı. Alevi kurum ve kuruluşları, katliamın yıldönümünde yarın Kahramanmaraş’ta 11.00’de Yörükselim mahallesindeki eski Cemevi önünde toplanarak, yeni Cemevine yürüyüş yapacak. Katliam ile ilgili katliamın tankları, mağdurları ve Alevi kurum temsilcileri gazetemize konuştu.

'Fetva verildi'

Hamit Kapan (63), katliamda 3 yakının kaybeden tanıklardan yalnızca biri. Katliamdan günler öncesinden camilerden, ‘Alevilerin, komünistlerin katli vaciptir, malları helaldir’ diye fetva verildiğini söyleyen Hamit Kapan, “Ve insanlar, o güne kadar birlikte yaşadığı komşusunu katletti. IŞİD’in yaptığı katliamlar neyse Maraş’ta yaşanılanda odur. Katliamdan önce dönemin devlet yetkililerine, ‘yakın zamanda bölgede olaylar olabilir’ diye uyarı geçiliyor. Devletin katliamda payı büyük. Yoksa, bu devlet 7 gün süren bir katliama nasıl müdahale etmesin?” dedi. Şu ana kadar adaletin A’sını dahi görmediklerini vurgulayan Kapan, “Katliamda önemli rol oynayan 68 gerçek failin kayıtlara ‘bulunamadı’ diye geçildi. Bırakın faillerin cezalandırılmasını, Maraş’ta anma için 2 gün önceden OHAL başlıyor. Mezarlara bir karanfil dahi bırakılmasını engelleyen bir mantık. Senede bir gidip bir anma yapamıyorsam bu zulüm değildir de nedir?” diye sordu.

10 yaşındaki gözlerin gördüğü

Cumhuriyet'ten Mehmet Kızmaz'ın haberine göre; Katliamda 10 yaşında olan Cengiz Yılmaz (51) ise 16 yakınını kaybetti. Öldürülmekten 10 dakikayla kurtulduğunu anlatan Yılmaz, “Gözlerimin önünde hamile kadınlarının gözleri çıkarılarak duvarlara vuruyorlardı. Satırla bebekler öldürüldü. Akrabamın kafasını kesip top oynadılar. Hâlâ Abdullah ve Zehra Yıldırım isimli yakınlarımın mezarları yok” diye konuştu. Mağduriyetlerinin giderilmediği gibi katliamının hesabının da hiç bir zaman sorulmadığını ifade eden Yılmaz, “Adaletin tecelli etmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

'Dosyalar yeniden açılsın'

Türkiye’de yapılan birçok katliamın üzerindeki sis perdesinin kaldırılmadığı gibi Maraş katliamında da bu sis perdesinin olduğunu söyleyen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Başkanı Gani Kaplan (58), “Hiç birinin faili adalet karşısına çıkmadı. Katliamın perde arkasında kimler vardı? Devletin bu dosyayı sır gibi saklamasının gerekçesi nedir? Neden bu dosyalar açılmıyor? Gizli belgelerin olduğunu düşünüyoruz. Katliamdan dolayı şuan tek bir kişi cezaevinde değil. Öyle ki katliamın bir numaralı sanığı, soyadını değiştirip, 1991’de Refah Partisinden milletvekili seçildi. Dosyalar yeniden açılsın” dedi. Yakınlarının nerede gömüldüğünü ve mezarına karanfil dahi bırakamayan 20’nin üzerinde aile olduğunu kaydeden Kaplan, “Aileler, belki tekrar gelir diye hala ümitle bekliyor. Ne büyük bir acı. Mezarların yeri açıklansın” çağrısında bulundu.

'Vebalı gözüyle bakılıyor'

Devlettin artık yapılan katliamlarla yüzleşmesi ve Alevilerden özür dilemesi gerektiğini belirten Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanı Hüseyin Güzelgül’de (65), “Ancak bu şekilde mağdurların yüreğindeki sızıyı azaltabilir. İnsanlığa dönük katliamlarda zaman aşımı olamaz” diye konuştu. Özellikle Maraş’taki anmaya özel bir baskı uygulandığını ve engellenmeye çalışıldığını söyleyen Güzelgül, “80 faşit darbesi yaratılması için canlarımız organizeli bir şekilde katledildi. 41 yıldır yapılan anmalarda da zulüm yapılıyor. Katliamda yakınlarını kaybetmiş ve anmaya farklı illerden Maraş’a gelen insanlara vebalı gözüyle bakılıyor” ifadelerini kullandı.

Yine cezasızlık

Uzun yıllar süren davalar sonunda 22’si idam, 7’si müebbet, 321 kişi de bir yıl ile yirmi dört yıl arasında ceza aldı. İdam ve müebbet hapis cezaları dışındakilere 1/6 oranında cezai indirim uygulanmış ve cezaları azaltılmıştır. Mahkemenin kararı Yargıtay tarafından bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda idam cezaları uygulanmamıştır. Ceza alanların cezaları da 1991 yılında ertelendi ve daha sonra da serbest bırakıldı. Katliamın müdahil üç avukatı da daha sonraki tarihlerde öldürüldü.