ÇayKur’a Sayıştay'dan uyarı
2018 yılındaki 657 milyon 86 bin TL zararı tüketicinin sırtına yıkarak çaya üç ayda toplam yüzde 32,5 zam yapan ÇAYKUR’un çay stoklarının şiştiği öğrenildi.
Sayıştay’ın ÇAYKUR’un hesaplarında yaptığı incelemede, kurumun 2018 yılı sonu itibarıyla 109 bin 225 ton çay stoku bulunduğu belirlendi. Satılmayan çayların ekonomik değer kaybına yol açacağı uyarısında bulunan denetçiler, şişen stokların kurumun dönem zararının daha büyük ölçüde artmasına yol açacağı uyarısında bulundu.
BirGün'den Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre; ÇAYKUR’un, üretim maliyetlerini düşürecek çalışmalarda zafiyeti olduğu da Sayıştay’ın denetimlerine takıldı. 2018 yılında, çay yapraklarının yüzde 18,57’sinin fabrikalar arası aktarıldığını belirleyen denetçiler, bu durumun maliyetin artmasına neden olduğunu belirtti.
Maliyetler düşürülmeli
Sayıştay’ın denetim raporunda, nakliye masraflarının azaltılması için fiziki imkanları müsait olan fabrikalara ön soldurma ünitesi kurulması gerektiği belirtilerek, şu değerlendirmede bulunuldu:
“Yapılan değerlendirmelere göre mevcut durumda iyi yapılacak bir organizasyonla fabrikalar arası taşıma oranının yüzde 12 civarına çekilmesi mümkün görülmektedir. Bundan sonrası Teşekkül genelinde günlük çay işleme kapasitesinin artırılmasına bağlı bulunmaktadır. Bütçe ve finansman imkanları dikkate alınarak, bir program çerçevesinde kapasite artırımı ile ilgili yatırımlar yapılmalıdır.”
Sayıştay, çay tarımının sürdürülebilirliğinin sağlanması konusunda ÇAYKUR’un yetersiz kaldığını belirterek şu önerilerde bulundu:
“Çay ülkemizde 2 milyar dolar ticaret hacmi ile Doğu Karadeniz bölgesinin en önemli ekonomik ürünüdür. Karadeniz Bölgesi ve ülkemiz için stratejik ürün olarak değerlendirilen çay bitkisinin görülen en önemli sorunu çay bahçelerinin tamamın tohumla tesis edilmesi ve bu bahçelerin ekonomik ömrünü doldurması nedeni ile çok yakın gelecekte (15-20 yıl) artık sağlıklı ürün bulmakta zorlanılacağı ve buna bağlı olarak üretim kalitesinin düşeceğidir. Verim gücünü kaybetmiş bitkiden istenilen düzeyde ürün ve kalite alınamadığından o bitkiye harcanan işçilik ve diğer üretim girdilerinin maliyeti yüksek olacaktır. Türkiye’de çaylıkların yenilenmesi konusu bir düşünce olmaktan ileriye gidememiştir. Sürdürülebilir bir proje kapsamında bu yenileme çalışmalarının başlatılması gerekli görülmektedir.”