Balkan Insight'ın haberine göre;Türkiye 2019'da bir babanın kızının şüpheli ölümünün arkasındaki gerçeği ortaya çıkarmaya çalışmasına tanık oldu.

Şaban Vatan’ın kızı Rabia Naz, evinin yakınındaki bir binanın önünde ölü bulundu. Polis ve savcılık, 11 yaşındaki bir çocuk için fiziksel olarak neredeyse imkansız olduğu görülen çatıdan atlayarak intihar ettiğini söyledi.

Vatan resmi iddiayı hiçbir zaman kabul etmedi ve yasal süreç boyunca tüm kanıtları takip etmeye ve sesini yükseltmeye başladı.

Aile, eskiden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidar partisine mensup olmasına ve şehir milletvekilleri ve diğer önemli isimlerle bağlantı kurmasına rağmen, hiç kimse Vatan’a yardım etmedi ve savcılık tüm soruşturmalarını reddetti.

Ancak bir gazeteci devreye girdi. “Vatan’ın gerçeği ortaya çıkarma mücadelesini gördüğümde bana dokundum ve ona yardım etmeye karar verdim. Vatan’ın iddialarını daha büyük bir kitleye uyandıran birkaç hikaye ve sosyal medya gönderisi yayınladım. Sonra her şey değişti, ”diyor davaya bakan bağımsız bir gazeteci Metin Cihan.

Vatan bir sürücünün arabasıyla Rabia Naz'ı vurduğuna ve cinayetin örtbas edildiğine inanıyor. Ona göre, sürücü büyük olasılıkla ailenin yaşadığı Giresun ilindeki Eynesil ilçesinin eski belediye başkanının bir akrabasıydı.

Eski belediye başkanı, şehri mecliste temsil eden eski Savunma Bakanı Nurettin Canikli'ye çok yakın.

Gazeteci Cihan,  “En başından beri polis ve savcılık tarafından soruşturmayı etkileyen Canikli'nin dahil olduğuna inanıyoruz. Daha sonra hikaye bilinip halk tepki gösterdiğinde, ölümü araştırmak için birkaç müfettiş gönderildi ama hiçbir şey değişmedi ”dedi.

Bu arada Türkiye, Mart ayında yerel seçimler düzenledi ve kasabayla ilgili olduğu iddia edilen belediye başkanı, kasabayı üç dönem yönettikten sonra yenildi. İktidar partisi, eski Bakanı Canikli'nin kalesi olan Alucra bölgesini kaybetti.

Cihan, “Bunun nedeni halkın adaletsizliği kabul etmediğidir. "Bunu takiben, iktidar seçkinleri bu davanın siyasi geleceklerine gerçekten zarar verebileceğini anladılar, bu yüzden davayı örtbas etmek için daha fazla çaba harcadılar ve beni terör örgütlerine üye olmakla suçladılar ve Vatan'ın zihinsel bir bozukluğu olduğunu iddia ettiler." . “Devam eden dava ve tehditler nedeniyle Türkiye'den ayrılmak zorunda kaldım” diye devam etti.

Temmuz ayında, Rabia Naz’ın şüpheli ölümüne ilişkin soruşturma komisyonu yüksek baskı altında kuruldu, ancak Kasım ayında polis Eynesil'deki komisyonda çalışan gazetecileri gözaltına aldı ve Vatan’ın evine baskın düzenlendi ve kısa bir süre için gözaltına alındı.

Savcılık komisyondaki savunmasını da değiştirdi, ancak Rabia Naz’ın ölümüyle ilgili yeni argümanlar da ikna edici bulunmadı. Aksine, Vatan ve hükümete karşı öfke desteğini arttırdı.

Saban Vatan gerçek bir kahraman; adaletsizlik ve yolsuzluğa karşı bir sembol haline geldi. Çok zor bir savaşı var. Tüm siyasi gruplardan insanlar haklı mücadelesini destekliyorlar, ancak gerçek hala gölgede.