Cansu Özbay çığlık çığlığa! Ortalık sallandı: Sırrı ortaya çıktı

VakıfBank'ın yıldız oyuncularından Cansu Özbay, Fenerbahçe'yi altın setle elemelerini "Çoğu kişinin inanmayacağı bir şeyi başardık. Bence bu başarının arkasında inanılmaz bir aile kültürü olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu yıl bizim takım arkadaşlarımızın çoğu yeni ve Vakıfbank'ta ilk yılları olmasına rağmen hemen bize adapte olup o Vakıfbank ruhunu sahaya yansıttıklarını düşünüyorum" diye değerlendirdi.

TRT'ye konuşan Cansu Özbay, "Tabii ki de bu her şeyden önce Giovanni ile başlayan bir şey. Her gelen oyuncusuna bu ruhu aktarabilen çok güzel anlatabilen ve her antrenmanda, her maçta da aslında nasıl oynamamız gerektiğini bize gösteren bir antrenör. Ben buna bağlıyorum" dedi.

Zehra Güneş'in kaptanlığı ile ilgili de Cansu, "Bence Zehra kaptanlığı gerçekten çok iyi yapıyor. Çok uzun yıllardır Vakıfbank'ta ama Vakıfbank'ın kaptanlığı çok zor olduğunu düşünüyorum; hem Giovanni'yi idare etmek, hem takımı idare etmek aynı zamanda çok iyi performans göstermek zorundasın. Yani sadece saha dışında iyi oynamakla veya saha dışını idare etmekle bitmiyor. Zehra hem bizimle hem Giovanni'yle hem de yöneticilerle aramızdaki iletişim olsun çok iyi yönetiyor bence. Zaten son maçta da bunu gösterdiğini düşünüyorum" diye konuştu.

Cansu, maçlarda çığlık çığlığa kalmasının sırrını da şöyle anlattı: Sonuçta oynadığımız maç Şampiyonlar Ligi çeyrek finali. Bu herkese nasip olmayan durum ve atmosfer. Sonuçta 4-0 kazanmamız gereken bir maç, ben zaten kendimi bildim bileli her sayıdan sonra çığlık atıyorum. Ancak tabii ki de maçın önemine göre benim duygusal iniş çıkışlarım değiştiği için sahayı turluyorum, bağırıyorum. Bu tamamıyla maçı yaşadığım için. Kontrol edemediğim bir durum. Ben eğer o çığlığı atmıyorsam bilin ki bir sıkıntı var ben de. Kendimi de ateşliyorum takımı da ateşliyorum."

Cansu Özbay şöyle devam etti: "Beni çok seven insanlar da var ama gerçekten nefret eden insanlar da var. Ben onları da anlıyorum, sonuçta bizi sevmek zorunda değiller ama benim en çok üzüldüğüm konu ülkemizi, Türkiye'yi temsil ediyoruz. Bunu en iyi şekilde yaptığımızı düşünüyorum. Biz gerçekten ülkemizi en iyi şekilde temsil edebilmek için ben, Zehra, Hande, tüm milli takımdaki arkadaşlarım, ligdeki arkadaşlarım.... sakatlığını geçirmek için tatil yapmadılar, kendilerini iyileştirmek için sürekli Acıbadem'de tedaviye gittiler. Ya da ben aynı şekilde dışarı çıkmadım kafayı yedim evde, sırf ayağım iyileşsin diye."

"Açılışa gidemedik biliyorsunuz, sırf olimpiyatlarda bir şeyler yapabilelim diye. Çok fazla fedakarlık var.... Aslında birazcık bunu anlayabilse insanlar belki çok farklı olurdu ama değişeceğini hiç düşünmüyorum. Bir ara bazen antrenmanı izlediğimde gözlerim doluyordu artık. Sahada olmak istiyorum. Bir şeyler yapmak istiyorum. Ama ayağım izin vermiyordu."

"Yürürken bile ayağım arıyordu bir ara öyle bir durumdaydım. Tabii bu biraz stresle de alakalı bence. Sinir sıkışması da varmış ayağımda. Onun etkisiymiş aslında. Burada bir şey göstermesem bile eve gittiğimde çok ağladığım oldu. Ya da ne yapacağım ya iyileşemezsem ne olacak. Aileme, bana destek olanlara çok teşekkür ediyorum. Kolay bir süreç değildi benim için."