Öztrak: Buharlaşan rezerv millete verilen desteğin 20 katı

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, toplatılan '128 milyar dolar nerede?' afişine ilişkin "Millete ait bu döviz rezervlerinin akıbetini sorgulamak, ana muhalefet partisi olarak görevimizdir" dedi.

Faik Öztrak, koronavirüs salgınında kontrolden çıkmış şekilde artan vaka sayılarına değinerek salgında 3. dalgaya işaret etti. "Son dalgayı yorgun bir sağlık ordusuyla karşılıyoruz" diyen Öztrak, İstanbul, Samsun, Yalova, Çanakkale gibi illerde yoğun bakımlarda yer bulunmadığını ifade etti. "Bu acı tablonun sorumlusu, parti kongreleri yapan Erdoğan'dır" dedi. 

Öztrak, Çinli yetkililerin Çin aşısına ilişkin yaptığı, aşı etkinliklerinin düşük olduğuna yönelik açıklamaya ilişkin Bilim Kurulu'ndan kapsamlı bir cevap verilmesi gerektiğini söyledi. Ramazan ayında uygulanacak kapanma kararının turizm sezonuna 'az vaka kontrollü pandemi' reklamıyla girebilmek için alınacağını söyleyen Öztrak, "Kapanma kararı doların yeşili için mi alınacak, millet için mi?" diye sordu. 

Toplatılan '128 milyar dolar nerede?' afişleri

Öztrak, Hazine ve Maliye eski Bakanı Berat Albayrak'ın istifasından bu yana akıbeti sorulan ama cevap alınamayan '128 milyar nerede?' sorusunu yineledi. CHP'nin bilboardlara astığı afişlere yönelik konuşan Öztrak, "Merkez Bankası kasasındaki döviz rezervleri, Erdoğan’ın şahsına ait değil. O döviz rezervleri 83 milyona, yani millete ait. O rezervlerde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Millete ait bu döviz rezervlerinin akıbetini sorgulamak, bizim görevimizdir. Erdoğan bugün, savcıları ve valileri eliyle, milli iradenin bize verdiği, milletin hakkını arama görevini yerine getirmemizi engelliyor. Propaganda hakkımız elimizden alınmaya çalışılıyor. Damat kadar taş, demokrasimizin, hukuk devletinin kafasına düşüyor" dedi. 

Öztrak'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

'Buharlaşan rezerv millete verilen desteğin 20 katı'

Milletin 128 milyar dolarını yok yere buhar edenler, tüm salgın döneminde millete vere vere, 52 milyar 720 milyon lira destek verebildi. Bunun da sadece 6,5 milyar lirası bütçeden, geriye kalanı da İşsizlik Sigortası Fonu, ve milletin yaptığı bağışlardan karşılandı. Millete verilen tüm desteği bugünkü kurdan dolara çevirsek, yaklaşık 6,5 milyar dolar yapar. Yani buharlaşan rezerv, salgın döneminde millete verilen desteğin 20 katı.

Faik Öztrak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'patates soğan desteği' açıklamalarını eleştirdi. "Madem bu işler bir talimatla oluyordu, keşke o talimatı vermek için, bizim belediyelerimizi beklemeseydi. Bizim belediyelerimiz, üreticilerin elinde kalan patates ve soğanları kaç aydır alıp, ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor." dedi. 

İşsizlik verileri

TÜİK, gerçekten işsiz olanlara “işsiz” diyememiş, Onun yerine “Atıl İşgücü” demiş. Gerçek işsiz sayımız, son bir yılda 2 milyon 918 bin kişi artarak, 10 milyon 219 bine çıktı. TÜİK bu rakamları nedense kendisi açıklamıyor. Verdiği oranlardan, bunları biz hesaplamak zorunda kalıyoruz. Rakamlara bu kadar takla attırmaya, gerçekleri karartmaya gerek yok. Bir oran verdiyseniz, o oranların ima ettiği rakamları gizlemeyin. Yine karartılan verilerden, gerçekten çalışan sayısını, yani haftada 40 saatten fazla çalışanların sayısını hesapladığımızda, felaket bir durumla karşı karşıyayız. Gerçekten işi olanların sayısı, son bir yılda 1 milyon 254 bin kişi azalarak, 25 milyon 86 bine inmiş. Genç işsizliği ise ülkemizin kanayan yarası. Her 100 gencimizden 27’si işsiz.  

Türkiye’de işsizlerimiz iş bulamıyor. İş bulan da düşük ücretle sınanıyor. Saray sosyetesi bürokratlarına, üç ayrı yerden 85 bin lira aylık maaş verilirken, bugün 10 milyon yurttaşımız, asgari ücret civarında bir ücrete, yani 2 bin 825 liraya talim ediyor. Bu tüm Şubat ayları itibariyle, milletin çocuğu çalışacak tek bir iş bulamazken, saray beslemelerine, tam 41 yönetim kurulu üyeliği veriliyor. Bebek mamalarına alarm takılan, gramla peynir alınan, taneyle domates satılan ülkemde, ÖTV’siz 5 milyon liralık Mercedes’ler, saraya birer birer de değil,  çifter çifter alınıyor.

Amirallerin açıklaması

Erdoğan, milletin iradesine, aşına, işine, neşesine, geleceğine, hukuka, adalete ve tüm kurumlara darbe üstüne darbe yapıyor. Sonra da, kalp hastası, kanser hastası, ciddi sağlık sorunları olan belli bir yaşa erişmiş amirallerden, darbeci çıkarmaya çalışarak bu milletin aklıyla alay etmeye kalkıyor. Bu son yalanlarının ömrü bir hafta bile sürmedi. Emekli amirallerin duyurusunu, basına sızdıran hükümete yakın bir gazeteci, bu duyurunun, yayımlanmadan önce Erdoğan’ın bir bakanının elinde olduğunu itiraf etti. Amiraller bu açıklamanın başına, “Bildiri” kelimesini kendilerinin koymadığını söylüyorlar. Anlaşılan açıklamaya muhtıra görünümü vermek için bir el sabaha kadar uğraşmış. Ortada ucu Saray’ın dehlizlerine çıkan, FETÖ tarzı bir kumpas olduğu anlaşılıyor. 

Bu kumpas, bir bakanın koltuğunu korumak için mi tezgâhlandı, yoksa işin içinde başka saray entrikaları da var mı? Elbette bunlar da ortaya çıkar. Amirallerin yedi sülalesini sabaha kadar araştırıp, fişleyip, basına servis edenler, bir hafta boyunca amirallerin ifadesini alamayıp, gözaltında tutuyorsa, bunun adı işkencedir. Bunun adı zulümdür. Türkiye’de askeri darbe dönemi bitmiştir. Şimdi sıra, “Mokasenli 20 Temmuz sivil darbe sürecini” bitirmeye gelmiştir.  İlk seçimlerde de bunu başaracağız. Milletimizin oylarıyla, sivil darbe sürecini de sonlandıracağız.

 

Türkiye Haberleri