Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdal Adalı, Tüpraş Stadı'nda yapılan basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Adalı şunları söyledi:
"Bu kadro neredeyse sıfırdan kurulmak zorundaydı. Bu takım değişmek zorundaydı. Bizi hedeflerimize götüremeyeceğini düşündüğümüz oyuncuların yerlerine kaliteli, hırslı, oynadıkları yere aidiyet hisseden ve en önemlisi kişisel hedefleri bitmemiş oyuncular getirmek durumundaydık. Bu doğrultuda da bu sezon başı tam 25 oyuncuyla yollarımızı ayırdık. Yerlerine bahsettiğimiz kriterlere uyduğunu düşündüğümüz tam 12 yeni oyuncuyla anlaştık.
Oyuncu göndermekte sıkıntı yaşadık. Bazıları oynama şansı bulamamalarına rağmen bu durum pek de umurlarında dahi değildi. Beşiktaş’ın parasıyla İstanbul’da gayet keyifli hayatları vardı. Yani kendi hallerine bıraksak daha da memnuniyetle kalırlardı. Yani anlayacağınız futbolcu mutlu, onu getiren menajer mutlu ama ortada yoklar. Onları buralara alan yöneticiler de ya teknelerinde ya da yazlıklarında... Beşiktaş taraftarı hariç işin içinde olan herkesin keyfi yerinde. Bunların dışındaki oyuncuların bir kısmı da ellerinden gelen her şeyi yapmalarına rağmen farklı nedenlerle istedikleri performansı bir türlü yakalayamamışlardı. Bütün pazarları taradık. Oyuncularla uzun uzun pazarlıklar ve müzakereler ettik. Altyapıdan yetişen ve kiralık giden 5 oyuncumuzu ayrı tutarsak, farklı nedenlerle performans verememiş tam 20 oyuncuyla yollarımızı ayırmış olduk.
MASUAKU NEDEN GİTTİ?
Masuaku üzerinde çok konuşmalar oldu. Sezon içinde istenmeyen adam ilan edilen oyuncu için gittikten sonra ne övgüler ne methiyeler düzüldü. Masuaku sözleşmesi sona ermiş, 31 yaşında ve zaman zaman inişli çıkışlı performanslar sergileyebilen bir oyuncuydu. Bu nedenle kendisine 1 yıllık bir garanti kontrat ve şartlarımıza uyacak bir maaş teklifinde bulunduk. Ama oyuncu bizden minimum 2 yıllık kontrat ve epey de yüksek bir ücret istedi. Her ne kadar bizim dönemimizde formu yükselmiş bir oyuncu olsa da talepleri bizim için çok ama çok fazlaydı. Bu nedenle kararımızı yolları ayırmaktan yana kullandık. Yerine de Çek milli takımında oynayan, sadece 2 sene önce Benfica’nın 14 milyon avro vererek transfer ettiği 25 yaşındaki Jurasek’i Masuaku’nun talep ettiği maaşın çok daha altına getirdik. Oyuncu için kulübüne hiçbir kiralama bedeli ödemedik. Zorunlu bir satın alma opsiyonu da bulunmuyor. Tamamen bizim tercihimize bağlı olarak bir opsiyon hakkımız var. Ama bu mevki için bir transfer yeterli olmadı ve ikincisini de aldık. Kadromuza Rıdvan’ı da ekledik. Sağ bek rotasyonu için 2 farklı oyuncuyla da son aşamaya gelmiştik ama transferleri iptal olmuştu. Yalnız taraftarlarımız bilmeli ki biz bu 2 transferde de kulübümüzün haklarını sonuna kadar koruduk ve bu nedenle verdiğimiz kararların da sonuna kadar arkasındayız. Devre arasından beri takip ettiğimiz Taylan transferinde önemli bir ışık gördük. Açıkçası bu oyuncunun Bundesliga’nın önemli bir kulübüne imza atmasını bekliyorduk. Bonservisi için kulübüne 5 milyon euro teklif edilmişti. Bir belirsizlik oldu ve biz de oyuncu için yaptığımız teklifi 4 milyon avrodan 6 milyona çıkardık ve aynı gün bu transferi bitirdik. Taylan halen Almanya 21 yaş altı takımının aktif oyuncusu ve milli takımımızın yetkilileri kendisini uzun zamandır ülkemize kazandırmak için çaba sarf ediyorlardı. 35 yaşında bir oyuncuya milyon avroları maaş olarak vermek yerine, 19 yaşında olan ve uzun yıllar hem Beşiktaşımızın hem de umuyorum ki milli takımımızın faydalanabileceği bir oyuncu için yatırım yaptık. Sergen hocamızın gelişinden sonra da onun isteğiyle ligimizin tecrübeli ve istikrarlı oyuncularından birisi olan Gökhan Sazdağı’nı kadromuza kattık. Gökhan da daha hemen ilk maçında sanki yıllardır bu takımın bir parçasıymış gibi katkı verdi. Her iki bek pozisyonunu da neredeyse tamamen değiştirmiş olduk.
EL BİLAL TOURE VE ABRAHAM'IN DURUMU
Tammy Abraham'ın sözleşmesinde 30 milyon avroluk çıkış maddesi bulunuyor. 35 yaşındaki Immobile gitti ve yerine 27 yaşındaki Abraham ile 23 yaşındaki El Bilal Toure geldi. Biz Abraham’la büyük başarılar kazanmak ve uzun yıllar takımımızda görmek istiyoruz. Ama başarılı futboluyla buradaki görevi bittiğinde hala Beşiktaş’a bonservis kazandırabilecek bir oyuncu. Sözleşmesinde 30 milyon avroluk bir çıkış maddesi bulunuyor. El Bilal Toure ile 1 yıllık kiralık sözleşme imzaladık. 15 gol atarsa satın alma opsiyonu devreye girecek. Ayrıca biz istersek de bu opsiyonu kullanabiliriz. Opsiyon bedeli 15 milyon avrodur ve bu gerçekleşirse sonrası için de 40 milyon avro karşılığında çıkış maddesi bulunuyor.
GEDSON'A ÜZÜLMÜŞ
Giden oyuncular içerisinde taraftarımızın gerçek anlamda üzüleceği tek oyuncu da Gedson’du. Bu transferde başrolü oyuncunun kararlı şekilde ifade ettiği ayrılma isteği belirledi. Kendisiyle uzun uzun görüşmeler yaptık ama Gedson'un Rusya’dan aldığı maaş teklifi kararında çok etkiliydi. Aslında oyuncu için ilk teklif kış transfer sezonunda gelmişti. O dönem aldığımız teklif bu yaz anlaşılan rakamın yüzde 30 altındaydı. Bu satıştan en büyük kazancı sağlayabilmemiz için öncelikle Benfica ile olan durumu çözmemiz gerekiyordu. Bu nedenle gittik ve bonservisinin kalan yarısını da 10 milyon euro karşılığında aldık. Bunu takiben de Spartak Moskova’ya 26 milyon avro bonservis ve 2 milyon avro da şarta bağlı bonuslar olmak üzere satışını yaptık. Ayrıca sonraki satışından da yüzde 10 payımız olacak. Hatırlatmak isterim ki, bu Beşiktaş tarihinin en yüksek rakamlı oyuncu satışıdır. Gedson yerine de camiamızı, taraftarımızı belki de en çok mutlu eden oyuncu transferini yaptık.
ORKUN KÖKÇÜ İDDİASI
Orkun Kökçü gibi kendi mevkisinin Avrupa’da en önemli oyuncularından birini, henüz 24 yaşında Beşiktaşımıza kazandırdık. Orkun transferi taraftarımızın beklentiyi yükseltmesini sağladı. Yazın ortasında imza törenine 30 bini aşkın Beşiktaşlı geldi. İşte bu transferden sonra camia içinde taraftarlar arasında farklı bir hava oluştu. Beklentiler bir anda büyüdü. Açıkçası beklenti büyüyünce, bunun sonucu olarak beğeni standartları da bir anda değişiverdi. Beşiktaşlılar yıllardır alıştırılmaya çalışıldıkları sıradanlıktan sıyrılmaya başladılar. Zaten en iyisine de sonuna kadar layıklar. Yalnız camiamıza saldırmak, ortalığı karıştırmak için hazır kıta bekleyenler, bir kez daha bu durumu çirkin bir şekilde kullanmaya başlayıverdiler. O gün 30 bin kişi statta mutlu ve umutlu bir şekilde Orkun’u beklerken sosyal medyada maliyetini öne çıkararak oyuncuyu yetersiz göstermek isteyenler tarafından ‘istemeyiz’ kampanyaları yapıldı. Abraham’ı aldığımız gün de tüm platformlar oyuncunun kaçırdığı gollerden yapılmış kliplerden geçilmiyordu. Daha başka örnekleri de var, sıralamaya gerek yok. Beşiktaş taraftarının bir gün bile mutlu olmasına tahammülleri yok. Beşiktaş taraftarının yakasından düşün artık. Bırakın insanlar sevinsinler, oyuncularının formalarını alsınlar, mutlu olsunlar. Orkun bize büyük güç kattı. Beşiktaş’ın sembol isimlerinden olacak. İnşallah burada şampiyonluklar yaşayacak ve kupalar kaldıracak.
Orta sahayı Wilfred Ndidi'yle güçlendirdik. Kendisi yıllarca Premier Lig'de istikrarlı bir şekilde ilk 11 oyuncusu olmuş. Bu 2 tecrübeli ve üst düzey oyuncu ile birlikte orta saha rotasyonunda Beşiktaş altyapısından çıkan Demir Ege ve Kartal Kayra gibi evlatlarımıza da güvendik. Her ikisiyle de bu sezon dahil 3 yıl daha geçerli olacak yeni sözleşmeler imzaladık. Orta sahada kadro genişliği için bir oyuncu daha istemiştik ama çeşitli nedenlerle olmadı. Devre arasında tekrar değerlendirme yapacağız.
Amir’i Hull City’e 700 bin avroya kiraladık ama oyuncunun maaşını biz ödemeye devam edeceğiz. Musrati için Hellas Verona’yla 2 milyon avro kiralama bedeli ve 7 milyon avro satın alma opsiyonu karşılığında anlaştık. Ancak bu kiralama bedelini alırken oyuncunun 2.6 milyon avro olan maaşını da yine biz ödeyeceğiz. Yaklaşık 5 milyon avroya transfer edilen Onana için Genoa’dan 500 bin avro kiralama ücreti aldık ve 1 milyon avro da satın alma opsiyonu var. Oyuncunun 1,5 milyon avro olan maaşını da biz ödemek zorundayız. Mario’yu AEK’ya kiralarken 2.7 milyon avro olan maaşının 1.7 milyonunu ödemeye devam edeceğiz. Muci de 1 milyon avro kiralama ücreti ile 8.5 milyon avro satın alma opsiyonu karşılığında Trabzonspor’a gitti, maaşını Trabzonspor ödeyecek. 2 sene önce 5.5 milyon avroya alınan Bahtiyar da, 2.5 milyon avro karşılığında Dinamo Moskova’ya gitti. Kerem Atakan Kesgin, Sivasspor’a transfer oldu. Neredeyse hiç oynayamayan Chamberlain’in maaşının da 1.5 milyon eurosunu kurtardık ve sözleşmemizi feshettik. Olabilecek en iyi tasarrufu yapmaya çalıştık. Sanırım o da bu seneyi en azından Ocak ayına kadar kulüpsüz geçirecekmiş.
MUSRATİ VE MUÇİ GERÇEĞİ
Musrati ve Muçi transferlerinden bahsetmişken çok önemli bir konuyu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Her zaman ‘sosyal medyada bize yapılan saldırıların arttığı zamanlar, bizim yakaladığımız bazı açıkların üstüne üstüne gidiyor olduğumuz zamanlardır’ diye söylüyorum. Bu 2 oyuncunun transferlerinde camiamın bilmesi gereken çok çok önemli şeyler var. Daha önce divan toplantılarının birinde savcılığa başvuru yaptığımız bazı geçmiş dönem işlerinden bahsetmiştim. Bu konuların dışında dönemin transfer harcamalarıyla ilgili olarak da detaylı araştırma yaptığımızı söylemiştim. Denetleme kurulumuzun yaptığı çalışmalar sonucu Al Musrati ve Muçi için yapılacak bonservis ödemelerinin yüzde 60’ının temlik yöntemiyle yurtdışı finans kuruluşlarına devredildiği belirlenmiştir. Yani kulübümüz yapacağı bu ödemelerin büyük bir kısmını Legia Varşova ve Braga kulüpleri yerine, yurtdışında yer alan farklı farklı fonlara yapacaktır. Hatta bu kulüplerden biriyle yapılan sözleşmede alacağının fona devredilememe maddesi bulunmasına rağmen eski yönetim kurulumuz bir karar alarak ilgili bu maddeyi değiştirmiştir. Ne tesadüftür ki bu 2 kulüp de birer hafta arayla bizden tahsil edeceği bonservis ücretlerinin önemli bir kısmını farklı finans kuruluşlarına devretmişlerdir. Bu olanlara pes dememek elde değil. Burada net bir şekilde hayatın doğal akışına aykırı bir durum bulunmaktadır. Milyonlarca avromuz futbol kulüpleri yerine ne olduğunu bilmediğimiz farklı yerlere ödenmek durumundadır. Bu iş nereye kadar giderse biz takip edeceğiz ve ne gerekiyorsa da yapacağız. Bu transfer döneminde bize limitsizce saldıranlar, bunları yaparak bizim bu işleri kurcalamaktan ve takip etmekten vazgeçeceğimizi düşünüyorlar. Bizi yıldırmak ve pes ettirmek istiyorlar. Bu durum Beşiktaş’a çifte ihanettir. Hem şüpheli işler yapacaksınız hem de taraftarlarımızın mutlu olma haklarına müdahale edeceksiniz. Biz bu konuların sonuna kadar gideceğiz.
Mayıs ayından itibaren planlarımızda sağlı sollu 5 farklı kanat oyuncusu vardı ama hem Solskjaer hem de Sergen hocamız elde mecburiyetten de olsa bu mevkide oynayan bazı oyuncular varken önceliği defans veya orta sahadaki eksiklere vermemizi istediler. Kaldı ki son 2 günde biz Sergen hocamızla bazı konularda fikir ayrılığı da yaşadık ama konuştuk tartıştık ve sonunda orta yolları da bulduk. İlk olarak Cerny gibi önemli bir oyuncuyu kadromuza kattık. Cerny taraftarlarımızın da ilk günden beri ısrarla istediği bir oyuncuydu. Cerny’den sonra kanat rotasyonumuza yaptığımız diğer bir takviye de Cengiz Ünder oldu. Sağ bek, sol bek ve forvet bölgeleri için bizim bir değil bazen iki transfer yapmamız gerekti. Hatta gördüğünüz üzere bu sayı kanatlar için Jota Silva’yla beraber 3 olmak zorunda kaldı. Bir oyuncu alıyorsunuz yetmiyor, ikinciyi alıyorsunuz hala eksik, mecburen aynı rotasyona üçüncüyü de almak durumunda kalıyorsunuz. Takım ancak bu şekilde tam olabiliyor. Bu durumun sonucu kanat rotasyonumuz için üç ekleme yapmak durumda kaldık. Jota Silva da yaz başından beri görüşmeleri yürüttüğümüz bu 5 kanat oyuncusundan birisiydi. Kendisine ilgimizi belli etmiş ve şartlarını öğrenmek istemiştik. Ama oyuncu sonunda Sporting ile anlaştı. Ülkesinde oynamak istediğini bize iletti. Transferi, evrak işlemlerinin yetişmemesi nedeniyle son anda iptal olunca biz de tekrar devreye girdik. Neyse ki transfer sezonu bitmeden kendisini kadromuza kattık.
Bu transfer sezonunda Beşiktaş tam 25 oyuncuyla yollarını ayırmıştır. Bu oyuncuların yerine de 12 yeni transfer gerçekleştirmiştir. Gelen oyuncularımızın yaş ortalaması 25,5’dir. Bu gösteriyor ki bize uzun yıllar hizmet edecek bir iskelet oluşturulmaktadır. Sadece 75 gün süren bir yaz transfer döneminde bir takımın tam 37 futbolcu ile ilgili transfer gündemi olur mu? Daha bitmedi ve hatta yeni başladık diyebiliriz. Atılan bu temelin üzerine de bundan sonraki yıllarda 4-5 transferle takımımızı geliştirebileceğimize inanıyoruz. Yapılanmamızın ilk ayağını bu transfer sezonunda tamamladık. Göreve gelirken camiamıza “bize 3 transfer dönemi verin” deme sebebimiz tam olarak buydu.
Serkan Reçber ile de Futbol A Takımı Genel Koordinatörü olarak anlaştık.
Ligde henüz sadece 3 maç oynadık ve 2 galibiyet aldık. Bu sezon daha yeni başlıyor bizim için. İniş çıkışlarımız elbette olacak. Herkesten bu takıma inanmalarını ve onlara desteklerini her zamankinden daha çok hissettirmelerini istiyorum. Başarıya ulaşabilmek için pozitif havayı elimizin değdiği her alana birlikte yaymamız gerekiyor. Güçlerini gücümüze katsınlar. Oyunlarımızdan desteklerini esirgemesinler. Bizi eleştirsinler ama sahada mücadeleden vazgeçmemeye yemin etmiş oyuncularımıza son ana kadar destek versinler. Burada olmanın ne demek olduğunu anlayan pırıl pırıl bir ekip oluştu. Ocak ayına kadar herkesi sakinliğe ve sadece sahaya odaklanmaya davet ediyorum.
TFF VE MHK'YE SESLENDİ
Sizlerin 1 numaralı görevi ülke futbolunda adaleti sağlamaktır. Her düdüğün her statta aynı standartta çalınmasını garanti altına almaktır. Alacağınız kararlarda, vereceğiniz cezalarda, hakem yönetimlerinde ve tüm uygulamalarınızda her renge eşit şekilde davranmaktır. Biz bu isteğimizi geçtiğimiz günlerde bizzat TFF binasına giderek, federasyon başkanı ve MHK başkanı ile yüz yüze görüşerek de dile getirmiştik. Ben geçtiğimiz sezon 9 aylık başkanlık dönemimin 6 ayını cezalı olarak geçirdim. Bu sürede özellikle 3 takımın sinir uçlarıyla özenle oynandığını gördüm. Beşiktaşımızla birlikte Trabzonspor ve Rize’nin de herkesten daha fazla mağduriyetler yaşadığına tanık oldum. Standart konusunda ciddi sıkıntılar görmeye başladık bile. Rakiplerimizin maçları da dahil her maçta verilen penaltıları, kırmızı kartları, iptal edilen golleri, VAR müdahalelerini hatta oyun içindeki faulleri bile takip ediyoruz. Tüm kararları oluşturduğumuz yeni sisteme kaydediyoruz. Bu kararlar farklı statlarda da aynı kriterlerde verilmezse buna asla tepkisiz kalmayacağız.
Orkun’un Başakşehir maçında kendisine yapılan kasıtlı müdahaleden sakatlanmadan kurtulabilmesi gerçekten büyük bir şanstı. Allah oyuncumuzu korudu. Gösterdiği refleksin karşılığında da kırmızı kartı gören bizim oyuncumuz oldu. Şimdi biz bu durumun devamını dikkatle izliyor olacağız. Verilecek cezada hangi unsurların göz önüne alınacağını tek tek soracağız. Hiç beklemiyoruz ama olası bir yanlış karar için savunmamız çoktan hazırlandı. Ayrıca özellikle bu pozisyonda VAR hakeminin nasıl olayın içine dahil olduğunu anlamakta güçlük çekiyorum. Maç sırasında gerçekten müdahil olması gereken farklı pozisyonlarda ortalıkta gözükmeyen VAR hakemi, bitmiş kapanmış hakem tarafından gerekli kartlar da gösterilerek kapatılmış bir durumun içinde nasıl bir anda ortaya çıkıverdi biz anlayamadık. Dün açıklanan VAR kayıtlarına dikkatlice baktım. Orta hakemle aralarında elle tutulur tatminkar bir diyalog bile geçmemiş."